Mehmet Acet
Dinmek için bizim gitmemizi bekleyen yağmurlu bir havada, Antakya’dan Samandağ’a beni götüren, konuşma hızına yetişemediğim için dediklerini iki kere tekrarlattığım kaptan pilot Duran Güzel’e “Yazıda senden de bahsedeyim mi” diye sordum.
Ne yaptığımı hiç merak etmediğini fark ettiğim için ancak bu şekilde yanında ‘Şak şak’ eden klavye sesine dikkatini çekmeyi başardım.
İki gündür kalabalık bir gazeteci grubu olarak Hatay’dayız.
Anadolu Yayıncılar Derneği’nin düzenlediği panellerde Hatay’ın tarihini, medeniyet birikimini, çoğulculuk mirasını, güncel sorunlarını konuştuk.
Romalılar zamanında Antakya, devrinin üç büyük şehrinden biri imiş.
Roma, İskenderiye bir de Antakya.
Bugün kent merkezinin 500 bin nüfusu var.
Bu, 1800 yıl önce de böyle imiş.
Habibi Neccar Dağı’nın eteklerindeki eski şehirle ilgili anlatılanlara kulak verdiğinizde, bastığınız toprakların altından tarih fışkırdığını anlıyorsunuz.
Dünya tarihinde ışıklandırılmış ilk cadde olarak bilinen bugünkü Kurtuluş Caddesi’nin altında birkaç şehir daha olduğu söyleniyor.
Depremlerle yıkılan, üstüne yeniden şehirler kurulan, başka başka depremlerle yeniden yıkılan ve onun üstüne tekrardan binalar inşa edilen bir bölgeden söz ediyorum.
HABİB-İ NECCAR’I HAYAL ETMEK
Antakya sokaklarında dolaşırken, Kur’ân-ı Kerim’de Yasin Sûresi’nin ikinci sayfasında bahsi geçen Karye Halkı ve Habibi Neccar’ın başına gelenleri hayal ediyorsunuz.
Gelen elçilere kötü davranan halka, “Bunlar doğru söylüyor” dediği için şehit edilen, son nefesini vermeden önce gideceği cennet bahçeleri kendisine gösterilen Habibi Neccar...
Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın nezaretinde, kendisinin de büyük emek verdiği, insana bittiğinde British Museum’un şanını gölgeleme kapasitesini elde edebileceği hissi veren Hatay Arkeoloji Müzesi’ni dolaştık.
Yerin altından çıkarılan dev mozaikler burada sergileniyor.
Gelip görmeye değecek çok şey var müzede.
Ama gelin görün ki, gelip görmeye gelecek insan sayısında ciddi bir sorun var.
İNSANLARI BURALARA GETİRMENİN BİR YOLU BULUNMALI
Bu sorunun düzelmesi için öncelikle Hatay ile ilgili ‘güvenlik algılarının’ değişmesi gerekiyor.
Geçen yıl yapılan ve kısa sürede başarıyla sonuçlanan Afrin/Zeytin Dalı Harekâtı’nın karargâh merkezi Hatay sınırları içerisinde idi.
Yurt dışında yaşayan, Antakya’yı gezi planının bir parçası yapma ihtimali olan bir Avrupalı turist, Hatay’ı bir savaş bölgesi olarak görmeye devam ediyor olmalı.
Alın size olgularla algıların çatışmasına bir örnek daha.
Sonuçta Afrin Harekâtı’na ‘bekâ tehdidi’ bağlamında Türkiye’nin ne kadar ihtiyacı olduğunu bu ülkede yaşayan herkes kavrayabiliyor.
Bu böyle olmakla birlikte, ‘güvenlik algısının’ ön planda olduğu dönemlerde, imtiyazlı bir yaşam biçimi olan turistik gezilerin yavaşlaması kaçınılmaz hale gelebiliyor.
Haliyle işin bu kısmını da gözardı etmemek gerekiyor.
HATAY MOZAİĞİ ÜZERİNDE DÜŞÜNMEK
Hatay’a bu benim beşinci gelişim.
2012 Eylül ayında sunuculuğunu üstlendiğim Kanal 7’de İskele Sancak programının ilk yayınını yapmak için Hatay’ı seçmiştim.
O gün için tartışma konumuz, Romalıların 2 bin yıl önce küçük taşlardan büyük sanat eserleri ortaya çıkararak adını verdikleri ‘mozaik’ kavramının toplumsal çeşitlilik anlamında nasıl bir model sunacağı sorusu üzerinden gelişti.
Suriye krizi, Hatay’ın kapılarını da sertçe dövmeye başlamıştı ve oradan gelen göçlerin buradaki dokuyu nasıl etkileyeceği ya da buradaki dokunun oradan gelen göçlere nasıl bir katkı/etki üreteceği sorusu üzerinden bir yayın yapmıştık.
Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis gibi Hatay da, Suriye savaşının yükünü en fazla çeken şehirlerden biri oldu.
2018 verilerine göre Hatay’da kayıtlı Suriyeli sayısı 445 bin 922.
Şehrin toplam nüfusu ile orantıladığınızda, bu sayı yüzde 28’e tekabül ediyor.
Aşağı yukarı Antakya merkezin nüfusu kadar büyük bir kalabalığa tekabül ediyor bu durum.
Altı sene içerisinde bir anda bu ölçüde kalabalıklaşan bir şehir...
Anlatılanlardan, Suriye ile tarihi bağları, kültürel etkileşimi, Arapça bilenlerin sayısının çokluğu gibi faktörlerin bu denli büyük bir göçün hazmına pozitif etkilerde bulunduğunu öğrendik.
Negatif hikâyeler de dinledik tabii.
Ama savaştan kaçıp gelen masum, mazlum insanlar üzerinde bu kadar yoğun şekilde ‘tepinildiği’ bir ortamda, müsaadenizle suyun akış istikametinin tersine bir yerde pozisyon almayı yeğliyorum.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020