Mehmet AKBACAK
Bugünlerde gündemin ana konusu HDP'nin seçimlere parti olarak girme kararı.Karar açıklandıktan sonra yazılı ve görsel medyada eline kalem alan, mikrofon tutan herkes bu kararı analiz etmekte yarışır vaziyette.Bazıları HDP'yi bu kararı aldığı için, AKP işbirlikçisi olarak suçlarken bazıları da daha da ileri giderek Kürtlere ihanet edildiğini söylemeye kadar yorumlarda bulunuyorlar.Bunlara cevap vermenin bir anlamı yok.Bazıları da iyi niyetli olarak barajı aşamazlarsa çözüm süreci sıkıntıya uğrar endişesinden dolayı, karara itiraz ediyorlar, bunları anlayışla karşılamak lazım.Bir diğer kesim ise bu kararı HDP'yi sevdiği için değil,bölgede seçilecek vekillerin AK Parti'nin hanesinden düşüleceği için kararı destekliyorlar ki; anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğa ulaşmasın diye.Halbuki seçimlerde her parti kendi program ve projelerini kamuoyuna sunsa, demokrasinin gelişmesi ve kurumlaşması için çaba gösterse daha iyi olmaz mı.? Daha düne kadar Kürtlerin varlığı kabul edilmezken bugün Türkiye demokrasisi için kurtarıcı pozisyona gelmesi hem Kürtlerin, hem de demokrasi güçlerinin yıllar boyu mücadelesinin ürünü olduğunu unutmayalım.
Yazının başlığını okuyunca devamını bildiğimizden dolayı yüzünüzde oluşan gülümsemeyi tahmin edebiliyorum.Bütün hayatı boyunca milliyetçiliğin bayraktarlığını yapmış, demokratlara, sosyalistlere ve bilhassa Kürtlere açık açık düşmanlığını belirtmekten kaçınmayan bir hanımefendi yazar, seçimlerde HDP'ye oyumu vereceğim diyerek gündemin ortasına hoplayıverdi.Yani ay değil bayram değil eniştem beni niye öptü diye sorma,öpüşü iyi niyet alamati olmasını da bekleme.Bu yazarı iyi tanımayanlar bayağı da sevindiler ki sorma gitsin.Daha bir iki gün geçmeden paralel yapıyı savunma adına Mit müsteşarını karalama adına; Mit'in KCK'yla ortak çalıştığına dair zehir zemberek yazısı malum medyada yer alınca, gerçek kimliği apaçık sırıttı.Akrep misali yarı yolda dayanamadı iğnesi sokarak kendisinin ne mal olduğunu bilmeyenlere de öğretmiş oldu.
HDP'nin seçimlere parti olarak girmesi Türkiye demokrasisinde önemli bir karar olarak tarihteki yerini alacaktır.Bugüne kadar değişimin iki ana unsuru olan muhafazakar dindarlar ve Kürtlerle birlikte değişimi savunan demokratlar, liberaller, sosyalistler,çevreciler olmak üzere, tüm emeği ile geçinenlerle birlikte devletten beslenmeyen girişimciler değişim için mücadele ettiler.Değişime karşı çıkanlar ise anayasaya sımsıkı sarılarak sistemin devamı için her yolu denediler ve denemeye de devam edeceklerini açıklıyorlar, zaten bu politikalarını sürdürmekle yok oluşlarını hazırlıyorlar.Gerçek demokrasinin işlerlik kazanması da bu gerici güçlerin tasfiyesi sonucu gerekleşecektir. HDP'ye düşen ana görev demokrasinin ana ayağından birisi olacağını geniş kitlelere anlatması, onları ikna etmesi, kucaklaması ve sarmalamasıdır.Bugüne kadar AK Parti düşmanlığı nedeniyle bazı partilere verilen kerhen oylar, ülkede kurulacak barışın ana damarlarından birisi olan HDP'ye gönül rahatlığında verilerek oyların boşa gitmeyeceğini göreceklerdir.Parlamentoda yer alacak barış ve demokrasi güçleri, barış için,adalete için ve sivil anayasa için her kesimle ortak hareket edeceklerdir.Çünkü demokrasi tek kanatlı olamaz.Geçen yazımda belirttiğim gibi HDP ana muhalefet partisi moduna girmiştir, üzerine düşen görevin üstesinden gelecektir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2020
29.01.2020
22.01.2020
14.01.2020
13.11.2019
21.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
8.08.2019