Mehmet ALTAN
Dün bir vesileyle AKP’nin ‘parti programına’ yeniden göz attım ve şaşırdım.
Başbakan ara sıra miting alanlarında soruyor ya ‘nereden nereye’ diye, AKP programına yeniden göz atınca, bu kez aynı soruyu ben kendi kendime sordum:
AKP ve Tayyip Erdoğan nereden nereye?
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Programda ne vaatler var, ne vaatler...
‘‘Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir’ özdeyişi, partimizin temel ilkelerindendir.
Partimiz, bireyi bütün politikaların merkezine alarak demokratikleşmenin sağlanmasını, temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumayı en önemli ödevleri arasında sayar.
Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve bütünlüğünün, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin, sivilleşmenin, demokratikleşmenin, inanç özgürlüğünün ve fırsat eşitliğinin esas kabul edildiği bir zemindir.
Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır.’
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Birkaç cümlelik örnek daha vereyim de bugün ne yapıyorlar ise dün tam tersini söz verdiklerini birlikte daha iyi görelim:
‘Siyaset ve siyasetçiye güvenin ve itibarın yeniden tesis edilmesi şarttır. Bu amaçla:
* Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek çağdaş demokratik anlayışın gereklerine uyumlu hale getirilecektir,
* Parti içi demokrasi, bireyin ve azınlık görüş sahiplerinin hukuku ve demokratik yarışma hakları sağlanarak geliştirilecektir,
* Seçim Kanunu değiştirilecektir,
* Vatandaşların ve partili üyelerin özgürce seçme ve seçilme hakları tüm unsurlarıyla gerçekleştirilecektir,
* Daraltılmış bölgeli ve tercihli seçim sistemi getirilecektir,
* Parti adaylarının tespitinde tüm üyelerin katılımıyla yapılacak ön seçim sistemi esas alınacaktır,
* Siyaset bir rant aracı görüntüsünden kurtarılacaktır,
* Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmeleri önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak ve milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir,
* Siyaset alanının daraltılmasına ve saygınlığının gölgelenmesine dönük tüm teşebbüslere karşı kararlı bir politika izlenecektir.
Öncelikle, demokrasinin çekirdek kurumlarından olan partilerin kendi iç yapılarını demokratikleştirmeleri ve şeffaflaştırmaları, sistemin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur.
AK PARTİ olarak parti içi demokrasinin ve şeffaflığın yerleşmesi için;
* Milletvekili aday yoklamalarında, bütün üyelerin katılımı ile ön seçim yapılması önceliğimizdir.
* Parti içi demokratik yarış, serbest rekabet ortamında yapılacaktır.
* Partili üyelerin tüzük ve program dâhilinde düşüncelerini özgürce ifade etmeleri sağlanacaktır.
* Parti gruplarında, bağlayıcı grup kararları tüzükte sayılı istisnai hallerde alınacaktır.
* İnteraktif siyaset hayata geçirilecektir.
* Partimizin iktidarında, başta bakanlar olmak üzere tüm atamalarda, ehliyet ve liyakat esas alınacaktır.’
Uzatmayayım ama başta başbakan hiçbir AKP’li mahcup olmadan bu parti programını okuyamaz.
Tabii hala ‘mahcup olmak’ gibi bir duyguya sahiplerse.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
AKP ve Başbakan, ilk yıllarda parti programını ‘fetva’ kabul ederek yol aldı ve çok önemli başarılar elde etti…
Hedef AB standartlarında bir Türkiye, demokratik bir cumhuriyetti…
Zaman içinde teklemeye başladılar, 2011 seçiminden sonra ise tamamıyla stop ettiler.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Hat değiştirmeleri ve asıllarına rücu etmeleri ise Suriye iç savaşı ile birlikte başladı.
Demokrat-Müslüman kimliği, AB standartlarında bir Türkiye yaratma ideali, ‘dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan ama dünya toplam üretiminin ancak yüzde 11’ini gerçekleştirebilen 57 Müslüman ülkeye örnek olma’ hedefi suya düştü.
Bunların yerini Müslüman Kardeşler üzerinden siyasal İslamcılık, Halifelik, Şark Sultanlığı, Sünni-Müslümanlık üzerinden diktatörlük, padişahlık ve patolojik bir narsisizm eşliğinde yoldan çıkmış ustalık dönemi aldı.
Önce dış politika duvara çarptı, ardından siyasal İslamcılık içerde yüksek tansiyon kanamalarına, ürkütücü bir kamplaşmaya neden oldu ve nefreti tetikledi.
Başbakan ve AKP kadroları kendi parti programlarına ihanet etmekle kalmadılar, kutsal kitabı kendi meşrebine göre okuyup ‘cinayete, hırsızlığa, din faşizmine’ fetva veren kılavuzların peşinden karanlık bir yolculuğa çıktılar. Dinin ve dindarlığın her türlü ahlaksızlığa ve yozlaşmaya cevaz verdiğine inanan Şeyhülislamlarının fetvalarıyla ağır suçlar işlediler.
AKP’yi destekleyen herkesi ahlaksızlığı da desteklemek zorunda bıraktılar.
Bu süreçte siyasal İslamcılık, ‘din ve ahlak işlerinin bir birinden ayrılması’ haline dönüştü.
Deniz Feneri ile başlayan kirlenme yatak odasındaki para kasalarına, ayakkabı kutularına, para sayma makinelerine, kupon arazilere, on milyon doları ‘eksik rüşvet’ bulma boyutuna tırmandı.
Mahkemeden kaçma, yargıya hükümet darbesi, bu süreci korkunç bir hale dönüştürdü.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Hukuktan korktukça şiddetten medet umar hale geldiler.
Gezi’de sopalarla gençleri linç etmek, Soma’da göz göre göre insanları öldürmek, adam tekmelemek, işçi tokatlamak, ‘İsrail dölü’ diye küfür etmek, polisin günahsız insanları vurduğu gün ‘polis nasıl sabrediyor, şaşıyorum’ demek…
Attıkları her adımda, gittikleri her yerde, dokundukları her işte şiddet ve ölüm çıkıyor artık karşımıza.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ülkeyi yönetemediği için psikolojik savaş yöntemleriyle ‘algı’ yönetimi peşinde koşan Başbakan’ın toplumda yaratmak istediği şartlanma, dünkü seçim sonuçlarına bakıldığında ‘geri tepmiş’ gözüküyor.
Son yerel seçimlerde 2,5 milyona yakın oy kaybeden ve 6,5 puan gerileyen AKP, seçmen çoğunluğunu yitirdi...
Algı operasyonlarıyla bu gerçeği saklamaya çalışsalar da dünkü seçimler gerilemenin sürdüğünü gösterdi.
Bütün devlet imkânlarına, Goebbelsvari propaganda tekniklerine, havuz medyasına, baskılara rağmen Ağrı’yı da Yalova’yı da alamadılar.
1 Haziran seçimleri sadece iktidara değil, yılgınlığa yatkın duran muhalefete de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin AKP için çantada keklik olmadığını hatırlattı.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
AB’den Siyasal İslam’a…
Demokratik bir parti programından ahlak dışı bir fetvacılık çizgisine…
Müslüman-demokratlıktan faşist tek adamlığa…
Bu dehşet verici gidişin çıkışı yok.
Şiddete, yalana, baskıya, dini ahlaksızlık olarak sunan sahte fetvalara, algı operasyonlarına rağmen inişe geçtiler.
Türkiye, sahte fetvalarla, cinayetlerle, hırsızlıklarla yönetilecek bir ülke olmadığını bu insanlara gösterecek.
Fetvalarını da alıp gidecekler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025