Mehmet ALTAN
Aslında 15 gün sonra tam bir yıl olmuş olacak…
Ama ben bir yılın dolmasını bekleyemedim…
Geçen sene 28 Şubat’ta 51 Nobel’li aydın bir açık mektup yayınladı.(https://t24.com.tr/k24/yazi/nobellilerden-cumhurbaskani-erdogana-mektup,1627)
O mektup yayınlandığında Silivri’deydim…
Halbuki…
Mektup yayınlandığı sırada 26 Ağır Ceza Mahkemesi’nin “ağırlaştırılmış müebbet” verdiği dosyanın en son halini Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu çoktan incelemiş ve “gözaltına bile alınamayacağıma” karar vermişti. Beni gözaltına alanlar, tutuklayanlar, hapiste yatıranlar, mahkûm edenler Anayasa’yı üç kez ihlal etmişti.
26. ve 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dört üyesi bu karara rağmen Anayasa’nın 153. Maddesini açıkça ihlal ederek beni içerde tutmaya devam etti.
Dört buçuk ay da Anayasa’ya aykırı biçimde hapiste kaldım…
Neyse, şimdi konumuz o değil.
***
Çok çeşitli dallarda Nobel almış altın beyinli insanların mektubunu yok sayma ve üzerini örtme çabasını bir yıl sonra kekremsi bir tat ile anımsıyorum…
Mektubu imzalayanlar arasında başta 2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Kazuo Ishiguro olmak üzere sekiz Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, 11 Nobel Fizik Ödülü sahibi, 14 Nobel Kimya Ödülü sahibi, 13 Nobel Tıp Ödülü sahibi ve beş Nobel Ekonomi Ödülü sahibi bulunuyordu.
Ishiguro’nun yanı sıra, Tek Bacaklı Yolcu ve Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım gibi romanlarıyla tanınan Romanya doğumlu Alman yazar Herta Müller, Michael Haneke tarafından beyazperdeye aktarılarak Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü alan Piyanist romanının yazarı Avusturyalı Elfriede Jelinek, İkinci El Zaman, Kadın Yok Savaşın Yüzünde ve Çinko Çocuklar kitaplarıyla Türkçede de okurla buluşan Belaruslu gazeteci yazar Svetlana Aleksiyeviç, Latin Amerika’nın yetiştirdiği en büyük romancı ve denemeciler arasında gösterilen Perulu Mario Vargas Llosa ve iki kere Man Booker Ödülü’ne de değer görülen Güney Afrikalı yazar J. M. Coetzee de mektuba imza attı.
Ayrıca, Amerikalı saygın ekonomist Joseph Stiglitz, dünyanın yaşayan en önemli kimyagerlerinden biri olarak görülen Elias J. Corey, fotosentezle ilgili önemli keşiflerde bulunan kimyager Robert Huber ve Harmurt Michel, genetik alanında çığır açıcı çalışmalara imza atan biyolog Andrew Fire ve bilinen en ince, hafif ve sağlam malzeme olan grafenin mucidi fizikçi Andre Geim de mektubun imzacılarındandı.
Türkiye’deki bir avuç insan dışındakiler bu gelişmeyi görmezden geldi.
Çok hazin bulmuştum bu biçâre körlüğü. O nedenle birinci yılında basın tarihi çerçevesinde bu konuya geri döndüm.
***
Türkiye’nin 51 Nobel’i olsaydı…
Ama yoktu.
Neden yoktu, çünkü evrensellikten uzaklaşmanın marifet sayıldığı ve bu akıl dışı garipliklerin ödüllendirildiği bir toplum yaratıcılıkların önünü açamıyordu.
Şark kurnazlığıyla kendi çıkarına uymayan çok önemli gelişmeleri bile yok saymakla kalmayıp dünyadan kopuk bir mezra fukaralığına kendini mahkûm ediyordu.
Onca zamandır yazmaya çalıştığım basın tarihi de bunu köküne kadar ispatlıyordu…
Mesela istisnasız tüm dünya basınının büyük bir ilgi gösterdiği bu tarihsel olayı, beyinsel garibanlık örneği sergileyen biri Nobelli insanları “Nobel’cikler” diye aşağılamaya kalkışıyordu.
Böyle bir ülkenin iki Nobel’i olması bile büyük başarı diye düşünmüştüm..
Silivri’den bakıldığında çok hazin görünen böylesi acıklı tabloları şimdi daha fazla hatırlıyorum…
51 Nobel’linin bir araya gelip bir açık mektup yazmalarının değerinin bilincini kendi kişisel tarihim açısından not düşmek istediğim için, yaşamda pek az nasip olacak bir kıvancı birinci yılında anımsamak ve anımsatmak istedim…
***
Nobel’li 51 dünya vatandaşının mektubunun bir bölümü şöyleydi:
“İfade özgürlüğü alanında dünyanın önde gelen otoritelerine göre, ülkenizde, yazarlar ve düşünürler sadece evrensel bir hak olan ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları için, haksız bir şekilde tutuklanıyor ve mahkûm ediliyorlar.
Bu durumun Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına ve vatandaşlarının onur ve refahına verdiği zarara dikkatinizi çekmek isteriz.
Dönemin Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks tarafından kaleme alınan Türkiye’de İfade Özgürlüğü Memorandumu (2017) şu konuda uyarıda bulunmuştu:
‘Yargı kurumunun, gazeteciler, milletvekilleri, akademisyenler ve sıradan vatandaşların da dâhil olduğu toplumun geniş bir kesimine yönelik gitgide artan tacizleri ve hükümetin çoğulculuğu yok eden ve otosansürü çoğaltan eylemleri sebebiyle, Türkiye’deki demokratik tartışma zemini endişe verici bir biçimde daralmıştır. Her ne kadar bu kötüye gidiş, oldukça zor bir bağlamın sonucu olarak ortaya çıkmış olsa da, ne darbe girişimi, ne de Türkiye’nin karşı karşıya olduğu diğer terör tehditleri basın özgürlüğünü ve hukukun üstünlüğünü bu denli yok sayan tedbirlere gerekçe oluşturabilir. Yetkililer, ceza mevzuatını ve uygulamasını gözden geçirmek, yargı bağımsızlığını yeniden tesis etmek ve ifade özgürlüğünü koruma yönünde yeniden kararlı bir tavır göstermek suretiyle acilen bu gidişatı değiştirmelidir.’
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin endişesinin en açık örneği, gazeteci-yazar Ahmet Altan, ekonomi profesörü ve deneme yazarı kardeşi Mehmet Altan ile önde gelen bir gazeteci olan Nazlı Ilıcak’ın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan gözaltı dalgasının bir parçası olarak tutuklanmalarıdır.
Bu yazarlar cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ile suçlandılar. Savcılar ilk önce onları bir televizyon tartışma programında darbe destekçilerine ‘sübliminal mesajlar’ vermekle suçlamak istediler. Ancak bunun kamuoyunda alay konusu olması üzerine suçlamayı ‘darbeyi çağrıştıran söylemlerde bulunmak’ ile değiştirdiler. Hattâ, Türkiye’nin resmî Anadolu Ajansı davayı ‘Darbe Çağrışımı Davası’ diye adlandırdı.
… Bu yazarların tümü meslekî kariyerleri boyunca her türlü darbe ve militarizme karşı tutum almışlardır, ancak buna rağmen silahlı bir terör örgütüne ve darbe girişimine yardım etmekle suçlanmışlardır.
Avrupa İnsan Hakları Komiseri, Altan kardeşlerin tutuklanmasını ve yargılanmasını daha geniş bir çerçevede, Türkiye’de hükümete yönelik muhalif tavır alan ya da eleştiride bulunanlara karşı uygulanan baskının bir parçası olarak görmüştür.
Bunun gibi tutuklamaların ve yargılamaların insan haklarını ihlal ettiği ve hukuk devletini zayıflattığı görüşünü dile getirmiştir.
Birleşmiş Milletler İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye de bu görüşe katılıp, davaları ‘göstermelik yargılamalar’ olarak nitelemiştir.
Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi de bu eleştiriye bizzat katılmıştır. Geçtiğimiz 11 Ocak’ta verdiği kararda, tutukluluk nedeniyle Mehmet Altan ve bir diğer gazeteci, Şahin Alpay’ın haklarının ihlal edildiğine ve tahliye edilmeleri gerektiğine hükmetmiştir. Ancak, birinci derece mahkemeler, üst mahkeme hüviyetindeki Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayı reddetmiş, bunun sonucunda da yargı, açıkça anayasayı ihlal etme suçunu işlemiştir. Bu gayrimeşru karar hükümet sözcüsü tarafından da desteklenmiştir.”
***
Yargı bağımsızlığı…
İfade özgürlüğü…
Keşke Türkiye bu ilkelerin yanında olabilse…
Ve dünyadaki Nobel’liler Türkiye’yi alkışlasa…
İnsanlar mağdur edilip yaşamları karartılmak istendiği için çağın en değerlileri çığlık atmak mecburiyetinde kalmasa…
***
Geçen 28 Şubat’ta 51 Nobel’li insan bir çığlık attı.
Siyaseten kör ve sağır olanlar duymazdan geldi…
Ama dünya bunu olması gereken şekilde duydu..
Ben Silivri’de Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun kararına rağmen zorla içerde tutuluyor ve 52 Nobel’linin bildirisi karşısındaki hazin gariplikleri üzülerek izliyordum.
Bu olayın etrafındaki tavırlar ve tutumlar da basın tarihinin bir parçası oldu.
Zaman geçtikçe hak ettiği şekilde değerlendirilecek olanlar.
Buna çok eminim.
Tarihin ve zamanın tartısı hiç şaşmaz çünkü….
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025