Mehmet Ocaktan
2023 seçimleri için siyaset renklenmeye başlarken, AK Parti geçmiş seçimlerde kendisi açısından pek örneği bulunmayan ve de topluma tepeden bakan garip haller sergiliyor.
Oysa AK Parti bundan önce girdiği bütün seçimlerde göğsünü gere gere yaptığı icraatları anlatır, her kademede toplumla aynı gönül hizasında durur ve asla popülizme kapı aralamazdı. Ancak AK Parti bildiğimiz o parti değil artık… Gün geçmiyor ki bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ya da il başkanları toplumun yaşadığı fukaralıkla adeta alay edercesine üst perdeden konuşmakta bir beis görmüyorlar.
Biliyorum ki bu tür eleştirileri dillendirmek AK Partili yöneticilerin canını sıkıyor. Oysa bu eleştiriler bir düşmanlık değil, tam tersine AK Parti’ye yola çıkarken kendine hedef olarak ortaya koyduğu ilkelerini hatırlatmaktan ibarettir. “70 milyonu kucaklama”, “hukukun üstünlüğü”, “bağımsız ve tarafsız yargı”, “yolsuzluk ve yoksullukla mücadele”, “demokratik şeffaf yönetim”, “temel hak ve özgürlükler konusunda toplumun farklı kesimlerinin sorunlarına ve taleplerine duyarlı” olmak gibi hedeflerini hatırlatmanın neresi düşmanlık olabilir ki…
Ama ne yazık ki AK Parti kendi ilkelerinden bile rahatsız olur duruma gelmiş bulunuyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, son üç yıllık arşivleri taradığımızda bile AK Parti yöneticilerinin söylemleri şöyle bir manzarayı ortaya çıkarıyor:
-Minicik, minicik zamlar bundan rahatsız olmaya gerek yok.
-Bir iki kilo et yiyeceğime bir kilo et yerim.
-Pahalılıktan şikayet edenlere: “Maalesef bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, tatminsizlik hali aldı gidiyor.”
-Kuru ekmek yiyorlarsa o zaman aç değiller demek…
-‘Bizi mahvettiniz’ diyen köylüye: Cebindeki telefonu kaça aldın?
-TOKİ konutlarındaki duşakabinden şikayet eden vatandaşa: Senin önceki evinde duşakabin mi vardı?
-2023, Çanakkale köprüsünü polemik konusu yapan dangalakların seçimi olacak…
Esas itibariyle AK Partili yöneticilerin yaptığı bu tür açıklamalardan özellikle ve bizzat AK Parti’nin rahatsız olması gerekiyor. Çünkü bütün bu açıklamalar, doğrudan partiyle millet arasındaki gönül köprüsünü yıkan ve topluma yabancılaşan bir zihniyet kırılmasının ürünüdür.
Keşke AK Parti toplumla inatlaşmak yerine, geçmişte her seçimden başarı ile çıktığı yıllara dikkatlice bakabilse… Eminim ki o yıllarda toplumu kutuplaştıran, milletin neredeyse yarısını “illet-zillet” diye ikiye ayıran bir dile asla tevessül etmediğini görecektir. Ama ne yazık ki AK Parti artık başarılarıyla değil, başarısızlarıyla övünür hale gelmiş bulunuyor.
Ancak hemen hatırlatmakta yarar var; bugün AK Parti’ye yönelik eleştiriler yaparken hakkaniyetli olmayı da elden bırakmamak gerekiyor. Evet AK Parti iktidarı bugün iyi şeyler yapmıyor. Kendi iktidarının 2011’e kadar olan yıllarını bile aratacak tarifi imkansız bir ekonomik kriz yaşatıyor, hukukta, özgürlüklerde, insan haklarında önemli başarıların altına imza atmasına rağmen, bugün adaletsizliğin zirve yaptığı bir yönetim anlayışı sergiliyor.
Ama bütün bunlar AK Parti iktidarının geçmişte iyi icraatlar yapmadığı anlamına gelmiyor. Maalesef bu ülkedeki “ideolojik mahalle” tarafgirliği, iktidar üzerinden bütün bir “dindar-muhafakar” kesime yönelik düşmanlık üreten bir zihniyeti körüklüyor ki bu kelimenin tam anlamıyla kirli bir rövanşizm duygusudur. Toplumsal barışı zedeleyen esas tehlike de ne yazık ki bu duygu kirlenmesidir.
Maalesef bu toplumun kadim hastalığı rövanşizmdir… İşte bugün AK Parti tam da bu Ortodoks sol zihniyetin karşıt bir versiyonunu sergiliyor ve kendisi dışındaki herkesi düşmanlaştırıyor. Dramatik bir durum ama, rövanşizmi körükleme ve düşmanlaştırma konusunda Ortodoks Sol’la Ortodoks İslamcıların adeta yarış içinde olmaları bu ülkedeki barışı zedeleyen en ciddi tehlike olmaya devam ediyor.
Eğer bu “ideolojik mahalle”ye dayalı zihniyet yapısı böyle devam ederse, korkarım “siyasi rövansizm” hastalığından asla kurtulamayacağız.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025