Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan
Mehmet Ocaktan
Karar Tüm Yazıları
Demirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında…
5.11.2025
25

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki karara yaptığı itirazı reddetti. Böylece AİHM’in Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin hak ihlali kararı kesinleşmiş oldu. DEM Parti'den yapılan açıklamada, kararın kesinleştiği ve Demirtaş'ın serbest bırakılması gerektiği ifade edildi.

İşte şimdi iktidar için gerçek anlamda bir “Terörsüz Türkiye” sınavı başlıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bir yıldır çözüm konusunda kararlı ve ısrarcı tutumuna rağmen, iktidar uzun bir tereddüt döneminin ardından nihayet biraz isteksiz de olsa meseleye sahip çıkmaya başladı.

Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İmralı Heyeti’yle Perşembe günü yaptığı görüşmenin ardından, “Kendileriyle son derece yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir görüşme gerçekleştirdik. İnşallah bu görüşmenin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz” diyerek yeni bir safhaya işaret etmiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinden hareketle söylemek gerekirse, muhtemelen önümüzdeki günlerde Meclis "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" üyeleri, İmralı’da Öcalan’la görüşerek, süreçle ilgili değerlendirmelerini dinleyecekler.

Öyle anlaşılıyor ki “Terörsüz Türkiye” adımları, Bahçeli’nin son uyarısından sonra biraz daha hızlanacak.

Ancak tam bu noktada AİHM’nin, iktidarın Demirtaş itirazını reddetmesi, hesapları biraz karıştırabilir. Bilindiği gibi iktidar, AİHM'in, Demirtaş’la ilgili "tahliye" ve "ihlal" kararına sürenin dolmasına bir gün kala itirazda bulunmuş ve yeniden inceleme talep etmişti. Yani tutukluluğunun devamını istemişti.

Şimdi iktidarın önünde iki seçenek var, ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına uyarak Demirtaş’ı serbest bırakacak ya da “tanımıyorum da uymuyorum da” diyerek, “Terörsüz Türkiye”nin yoluna yeni bir barikat kuracak. AİHM kararına uyması halinde, aynı şekilde mahkemenin Osman Kavala ile ilgili verdiği karara da uymak zorundadır. Eğer iktidar, hukukun yolunu açacak bir tercihte bulunursa, bu Türkiye’nin hem içeride hem de dışarıda rahat bir nefes almasını sağlayabilir.

Nitekim Bahçeli, partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada Demirtaş için "Hukuki yollar sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır" diyerek AİHM kararına uyulmasını istedi.

Eğer iktidar, Demirtaş kararını yine görmezden gelerek tutukluluğunda ısrar ederse, süreci zaafa uğratacak bir adım atmış olur ki bunu hiçbirimiz istemeyiz.

Düşünün ki terör örgütünün lideri olan Abdullah Öcalan ve Kandil’le “Terörsüz Türkiye” için birlikte bir süreci yürüteceksiniz, hatta Meclis komisyonunu İmralı’ya gönderme hazırlıkları yapacaksınız. Ama başından beri sadece siyaseti savunan Selahattin Demirtaş’ı AİHM kararına rağmen, cezaevinde tutmaya devam edeceksiniz.

İzahı mümkün olmayan böyle bir karar, Kürt halkının vicdanını daha da yaralayacaktır.

Ayrıca unutmayalım, Kürtler Öcalan’a itibar ederler ama siyasetteki kararlarını daha çok Demirtaş’a bakarak verirler.

Unutanlar için bir kez daha hatırlatalım, iktidar 2019 yerel seçimlerini alabilmek için Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkarmış, bu da yetmemiş Abdullah Öcalan’ın mektubunu yine TRT’de okutmuştu. Ama Kürt halkı oyunu Öcalan’a bakarak değil, Demirtaş’ın demokratik tavrına göre kullanmıştı. Yani evdeki hesap, çarşıya uymamıştı.

Eğer iktidar, hala ‘siyaset mühendisliği’ reçeteleriyle Kürt halkını yönlendirebileceğine inanıyorsa, bu tavır geçmişte olduğu gibi yeni bir hayal kırıklığı yaratmaktan başka bir işe yaramaz.

Evet “Terörsüz Türkiye” konusunda, toplumda geniş bir mutabakat var. Ama bilinmeli ki bu süreci, öyle yan yollara saparak, ‘hukuk’ ve ‘demokratikleşme’ perspektifini yok sayarak başarıyla sonuçlandırmak asla mümkün değil.

Şunu açıkça ifade edelim, eğer gerçekten ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ulaşmak istiyorsak, adaletin terazisine müdahale etmeyi aklımızdan bile geçirmemeliyiz. Bir yandan elli yıldır gencecik insanlarımızı öldürerek cinayet işleyen PKK’lılara kolaylıklar sağlarken, sadece siyaseti ve barışı savunan Selahattin Demirtaş’ı, Osman Kavala’yı, Tayfun Kahraman’ı ve halkın oylarıyla seçilmiş Can Atalay’ı Anayasa Mahkemesi’nin ‘ihlal’ kararına rağmen, hapiste tutmaya devam edersek, sırf siyaset mühendisliği adına Ekrem İmamoğlu’na yapılan hukuksuzluğa rıza gösterirsek, bilelim ki bu ülkede barışı da kardeşliği de asla sağlayamayız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar