Mehmet TIRAŞ

SIRA ANAYASAL DARBEYE GELDİ…
5.02.2024
476

Hukuk Garabetini hepimiz izledik:

Anayasa Mahkemesinin kararını yok sayan meclis başkan vekili AKP’li Bekir Bozdağ Meclis kürsüsünden Yargıtay kararını okutarak Can Atalay’ın Milletvekilliğini düşürme gayreti içindeydi.

Meclis Başkanvekilinin AYM’nin kararlarını yok sayarak, Yargıtay 3’cü ceza dairesinin kararını okutması anayasaya açıkça bir darbe sayılır…

Anayasanın 153.Maddesinin yasama tarafından ihlal edilmesi, aslında hukuk devlet açısından yolun sonu gibi gözüküyor.

Ayrıca yakın tarihimizde AYM’nin   iki  içtihat kararı var:

CHP milletvekili Enis Berberoğlu ve HADEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu kararları ortada duruyor.

Bu iki milletvekilinin milletvekillikleri mecliste düşürülerek  cezaevine konmuşlardı.

Daha sonra bu iki vekil AYM’ne bireysel başvuru haklarını kullandılar.

AYM’si de  hak gaspı kararı  verdi.

AYM’nin kararına  uyuldu ve  bu iki vekil önce cezaevinden tahliye edildi sonra da  milletvekillikleri iade edildi.

Yargı bağımsız ve tarafsız olmayınca maalesef at izi iti izine karışıyor.

Partili Cumhurbaşkanına  soralım:

-Hani iktidarınızda Milli iradenin dışında hiçbir gücü tanımayacaktınız?

-Sandık demokrasinin namusuydu?

-Hani hukuk demokrasi çeşmesinden beslenir diyordunuz?

Can Atalay milli iradeyi temsil etmiyor mu, sandıktan çıkmadı mı, Milletvekilliği hukuki değil mi?

Can Atalay’ın Anayasal hakkı olan seçme ve seçilme hakkının gasp edildiği, AYM tarafından kayıt altına alınmadı mı?

Anayasaya yapılan darbeden sonra ağır bir durum var…

Ülkeyi çok zor günler bekliyor.

Toplum olarak hukuktan uzaklaştıkça bir kaosa doğru sürüklendiğimiz ortada…

Ucu bucağı görülmeyen karanlık bir tüneldeyiz…

 Aslında bu fırtına dünden belliydi…

Geldiğimiz yer çokta sürpriz değil…

Bugünü görmek için 15 Temmuz 2016 Tarihinde yapılan  kontrollü darbe” tarihini anımsamak yeterli.

15 Temmuz kontrollü darbeden 20 gün sonra 6 ay sürecek  OHAL ilan edildi ve muhalefette buna açık destek verdi.

Ülke tam 2 yıl   OHAL ile yönetildi.

İki yıl süren OHAL sürecinde bugüne uzanan tek adam sisteminin alt yapısı, başta yargı olmak üzere ilmik ilmik örülürken…

Erdoğan “kuvvetler ayrılığı bize ayak bağı oluyor” sözünün de unutmayalım.

İki yıl süren OHAL döneminde  iktidara muhalif olan kapatmadıkları,dernek,gazete,radyo,ajans,Televizyon kanalları, haber siteleri bırakmadılar.

15 Temmuz kontrollü darbe gecesinde ilk hukuk dışı darbe yargıya yapıldı.

HSYK Başkan vekili Mehmet Yılmaz 6 Nisan 2018 Tarihinde Akşam Gazetesi yazarı Murat Kelkitlioğlu’na verdiği röportajda bunu itiraf etti.

15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verildiğini açıkladı. Haberin detayı ve yorumu için Avukat Figen Çalıkuşu’nun “101 Soruda 15 Temmuz yargısı” adlı kitabını hararetle okumanızı isterim.

Sadece yargı mı?

OHAL sürecinde alınan kararları hatırlayalım:

-KHK ile Kamudan 150 bin kişi işinden uzaklaştırıldı,

-Bölgeler Demokratik Partisinin (BDP) seçilmiş 94 Belediye başkanı görevden alınarak tutuklandı ve yerlerine kayyımlar atayıp, milli iradeyi yok saydılar.

-4 bin 500 akademisyenin işine son verdiler,

-158 gazeteci sorgusuz sualsiz hapse atıldı,

-715 gazetecinin sarı basın kartı iptal edildi.

-2 bin 500 muhalif gazeteci işten atıldı ve bu gazetecilere hiçbir gazetelerde ve televizyonlarda iş vermediler.

-6 bin derneğin kapısına kilit vurdular.

-İktidara muhalif olan ne kadar gazete,televizyon,radyo, dergi ve haber sitesi varsa hepsini kapattılar.

-Birde iktidarın talimatı ile hareket eden “OHAL komisyonu kurdular”, mahkemede aklansanız dahi, siyasi iktidar onay vermedikçe işinize iade etmediler, hala da etmiyorlar.

İktidar OHAL sürecinde artık önünde engel olan güçleri ve yayın organlarını bertaraf edip,hukuktan uzaklaştıkça toplumu da kutuplaştırarak, rampasız ve virajsız bir yolda ilerlemeye başladı.

Muhalefet bunlara karşı çıksa da OHAL’e şartsız verdikleri desteğin sonucu,kendi ayağına kurşun sıkmış oldu.

 İktidar OHAL sürecinde aldığı kararları muhalefete karşıda  kullanmaya başladı ve muhalefeti rejim karşıtı, darbeci ilan etti.

İktidar muhalefete ve kamuoyuna söz vermişti, OHAL şartlarında referanduma gitmeyiz  sözlerini yok sayıp; 16 Nisan 2017 yılında anayasanın önemli 18 maddesini referanduma götürdü. Mühürsüz 2 milyon zarfla oy kullanılması iptal edilmesi gereken seçimi YSK  geçerli sayarak,   tek adam sistemine geçişi  onayladı.

Referandumdan sonra 15 Temmuz kontrollü darbesi ile kurgulanan  Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” geçildikten sonra…Mahkemeler Cumhur ittifakının bir siyasi kolu gibi hareket eder oldu. Başta yerel mahkemeler AYM’nin  kararlarını tanımadılar, uygulamadılar ve  hala da uygulamıyorlar.

Demokrasiden yana olan güçlerin  anayasal haklarını kullanmak için basın açıklaması, gösteri ve yürüyüşle hak aramalarını, darbe ve terör örgütleriyle  iltisaklı hale getirilerek yasakladılar.

Mahkemeler adalet dağıtan bir kurum olmaktan çıktı ve iktidarın talimatı ile tutuklamalar yapmaya başladı, hala da yapıyorlar.

-Cumhurbaşkanını sosyal medya hesabından eleştirdiği için 30 bin kişi tutuklanırken…

-1.5 milyon insan mahkemelerde terör örgütü üyesi olmaktan yargılanıyorlar.

-AİHM ve AYM kararlarını yok saydılar ve tanımamaya başladılar.

-An itibarı ile cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 334 bin kişiyi geçmiş durumda.

-AKP iktidara geldiğinde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 52 bin kişiydi.

-İktidar son 15 yılda 133 cezaevi açtı ve cezaevi yapmaya da devam ediyor.

- Yıl içinde 52 cezaevi daha devreye gireceğini açıkladılar.

Türkiye uluslararası hukuk sırlamasında 137 ülke arasında 119’cu sıraya geriledi.

Dünya basın özgürlüğünde ise Türkiye180 ülke arasında 165’ci sırada.

AKP’ Cumhur ittifakını kurduktan sonra hızla AB’den de uzaklaştı.

Türkiye hukuktan uzaklaşınca iktidar ve ortakları bunun ekonomiye yansımasının bir felakete dönüşeceğini öngöremediler,görenleri de dinlemediler.

15 Temmuz kontrollü darbenin siyasi ayağı ortaya çıkmadıkça ülke olarak hukuka dönmemiz imkânsız gözüküyor.

Hukuktan uzaklaşmanın bedelini ekonomide de toplum olarak, tarihte rastlanmamış en ağır bedelini ödüyoruz.

Toplumsal irade dur diyemez ise daha da fazlasını ödeyeceğiz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar