Mehmet TIRAŞ

PASİF DİRENİŞ…
21.04.2025
215

Şiddetsiz direniş ya da şiddetsiz eylemin kısacası   pasif direnişin” fikir ve eylem babası Mahatma Gandi’dir.

Hindistan’ın Britanya’da bağımsızlığını kazanmasında öncülük etmiş olan Gandi 1869-1948 yıllarında yaşadı.

Gandi,Hindistan’da Tuz ocaklarını işleten İngiliz şirketlerinin uyguladığı yüksek tuz vergisine karşı, ilk  Şiddetsiz Pasif Direnişini” 5 Ocak 1930 tarihinde başlattı.

400 kilometrelik Tuz yürüyüşü ile ülkesinin Britanya’ya karşı başkaldırmasına öncülük etti.

Gandi’nin bu yürüyüşüne on binlerce Hindu katıldı.

Gandi Hindulardan da   Tuz tüketmemelerini”, kendi giyeceklerini de “evlerinde kendilerinin dokumaları” çağrısında bulundu.

Hindistan halkı da Gandi’nin bu çağrısına ülke genelinde destek verdi.

Hindistan’da Tuz ocaklarını çalıştıran ve dokuma sektörünü tekelinde bulunduran İngiliz şirketleri, boykot çağrısı karşısında çok büyük zarar etti, zor durumda kaldılar.

1942 yılında gelindiğinde de Gandi Britanyalılara Hindistan’ı terk etmeleri için açık çağrıda bulundu.

Ve nihayetinde 2 Haziran 1947 yılında Hindistan Britanya’dan bağımsızlığını kazandı.

Görüldüğü gibi;

Şiddetsiz pasif direniş toplum tarafından desteklenirse  hiçbir güç  karşısında duramıyor.

Çünkü şiddetsiz pasif direniş toplumun hiçbir kesimini rahatsız etmez, esnaf kepenk kapatmaz, aileler çocuklarını sokağa salarken endişe duymaz ve hiçbir kesim de can ve mal kaybı korkusu yaşamaz.

Yeter ki eylemler şiddete yönelmesin, her şey çığırından çıkmasın ve sokaklar savaş alanına dönmesin.

Bizim yakın tarihimizde pasif direniş eylemleri var.

Ama kimilerine süreç içerisinde şiddet karıştırıldı, amacından  saptırıldı.

Bunların başında  “Gezi Parkı Direnişi” anmak doğru olur.

Gezi olayları 28 Mayıs 2013 Tarihinde Taksim’de spontane gelişen “bir kent hareketi” olarak ortaya çıktı.

Gezinin sloganı da  Her Yer Taksim Her Yer Direniş ’ti.”

“Gezi direnişine” katılım büyüdü,  kısa sürede ülkenin 79 iline yayıldı.

Resmi rakamlara göre 3 milyon 600 bin, resmi olmayan rakamlara göre de 7.5 milyon insan bu eylemlere destek verdi.

Gezi herhangi bir siyasi parti veya sivil toplum örgütünün mutlak kontrolünde olmayan, yol haritası da belli olmayan bir protesto hareketiydi.

Katılım yaygınlaştıkça zaman zaman şiddetsiz pasif direniş olmaktan çıktı, yönetmek ve kontrol etmek çok zorlaştı.

Polisin eylemcilere kontrolsüz güç kullanması, eyleme katılanların arasına sızan provokatörlerin olayları sabote etmesi direnişi kısmen gölgeledi.

Gezi direnişinde 8 sivil,2 güvenlik görevlisi ölürken, 9063 kişi de yaralandı, yüzlerce kişi de tutuklandı.

Gezi olayları tam kesintisiz üç ay sürdü.

Tarihe de Gezi olayları  “Bir kent hareketi ve sivil itaatsizlik eylemi olarak” geçti.

20 Ağustos 2013 Tarihinde gezi olayları sona erdi.

Dört yıl sonra 24 Haziran 2017 Tarihinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına tepki olarak; Ankara’dan İstanbul’a  Adalet Yürüyüşü” başlattı.

Bu yürüyüş de “şiddetsiz pasif direniş hareketiydi.”

25 gün süren 420 kilometrelik adalet yürüyüşüne 18 bin kişi Kemal Kılıçdaroğlu’na eşlik etti.

Yürüyüş 9 Temmuz 2017 Tarihinde, Maltepe’de düzenlenen bir açık hava mitingi ile sona erdi. Mitinge üç  milyona yakın insanın katıldığı söylendi.

Adalet yürüyüşü iç ve dış kamuoyunda ve medyada çok çok büyük destek gördü, yürüyüş zaman zaman televizyonlardan canlı yayınlandı.

Toplumdan da büyük destek görmesine rağmen,Kemal  Kılıçdaroğu ve partisi bu eylemi sınırlandırdı,  ülke geneline yaymadı.

Bu yürüyüş siyasal iktidarı siyaseten somut olarak  pek fazla etkilemedi. Ağır yığınsal bir uyarı olarak kaldı ama hukuk açısından siyasi sonuçlar doğurmadı.

Böyle olunca…

Siyasal iktidar baskıcı ve hukuksuz  tavrını değiştirmedi, yargı kararlarını uygulamadı, tanımadı ve yargıyı  muhaliflerine  karşı, sopa olarak kullanmaya devam etti.

Sandıkta yenemediği rakiplerinin yerlerine  Kayyımlar atamaya veya seçilmiş Belediye başkanlarını,terörle iltisaklı suçlamasıyla  tutuklatarak, “irade hırsızlığı yapmaya devam etti.”

Ta ki…

19 Mart 2025 Tarihine kadar…

Bu tarihte siyasal iktidar “sivil darbe” yaptı.

İstanbul Büyükşehir Beledide Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarını önce gözaltına aldı sonra tutukladı.

Bunun halkta karşılığı   “siyasi bir operasyon” olduğu  genel kabul gördü.

CHP Genel Başkanı tüm vatandaşları İstanbul Saraçhanede buluşmaya çağırdı…

Demokrasi ve hukuktan yana olan güçler Saraçhaneye akın ettiler.

Tüm yasaklara rağmen başta üniversite gençliği olmak üzere parti ayrımı gözetmeden, on binler bu eyleme kitlesel destek verdi,eylemler ülke geneline yayıldı.

Ayrıca CHP Cumhurbaşkanı Adayı da olan İmamoğlu’na “dayanışma sandığında” 15 milyon insanın oy vermesi.

Süreç CHP öncülüğünde planlı ve programlı mitingler yurda yayılırken…

Ürün,şirket  ya da yandaş kanal boykot etme gibi yöntemlerle  desteklendi.

CHP bu zamana kadar şiddetsiz bir pasif direnişini çok iyi götürdü, provokasyona tuzağına düşülmedi.

Toplumsal eylemler özellikle pasif direniş Çin kamışı gibidir…

Bildiğiniz gibi,Çin kamışı, dikildikten sonra üç yıl hiç boy atmaz kök salarmış ve üç yıl sonra birden 2.5 metre boy atar.

Şiddetsiz pasif direniş etkisini uzun süre sonra gösteriyor.

 CHP,artık iktidara yürüdüğüne göre yol haritasını da ivedi olarak kamuoyuna açıklamalı:

“Başta Cumhuriyeti Demokrasi ile nasıl taçlandıracak,

-Basın ve düşünce özgürlüğü,

-Kürt sorunu,

-İş cinayetlerini, Kadın katliamlarını nasıl durduracakl.

-Gelir dağılımındaki adaletsizliği,

-Üç te ikisi kayıt dışı olan ekonomiyi nasıl vergilendirecek,

-Yolsuzluğu ,yoksulluğu, hayat pahalılığını ve İşsizliği,

-TL’nin durdurulamayan kan kaybını,

-Tarım ve Hayvancılıkta olan sorunları,

-Yargıyı iktidarın arka bahçesi olmaktan nasıl çıkartacak,

-Laik bir Ülkede Diyanet İşler Başkanlığı nasıl olacak,

-Ülkenin  kanayan yarası haline gelen cezaevlerinin sorunları,

-Eğitim ve üniversitelerin  durumu ve çöken kalitesi,

-Türkiye’nin AB üyelik konusu, ivedi nasıl çözülecek?

Kısacası yasaksız bir Türkiye’yi refah üreten bir ekonomiyi nasıl yaratacaklar?

Yeryüzünde ertelenmesi mümkün olmayan “dünyada bir çağ dönüşümü” yaşanıyor.

“Bilgi ekonomisi, dijital teknoloji ve yapay zekâ konusunda bir çalışmaları” var mı?”

CHP’nin acil planı nedir?

Küresel ekonominin dünyada hüküm sürdüğü bu çağda, nasıl bir ekonomi ve sosyal politikalarının olduğunu, bugünden açıklamalı, Türkiye’nin aynı yerde sayma kadersizliğinin aşılacağı kitlelere inandırıcı bir şekilde vurgulanmalı…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar