Mehmet TIRAŞ

DEŞİFRE…
5.05.2025
188

“19 Mart Sivil Darbesi” üzerindeki sis perdesi gittikçe dağılıyor.

Darbenin iki amacının olduğu anlaşılıyor.

Biri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibini tutuklatıp, yerine kayyım atamak ve belediyeye çökmek.

İkincisi ise eğer kaynak bulunursa “Kanal İstanbul” projesini biran önce hayata geçirmek.

Ufak bir parantez açalım:

İstanbul’un felaketi olacak “Kanal İstanbul projesi” iddiaları hava da uçuşuyor.

“Kanal İstanbul projesi” ile İstanbul’da 24 bin konut yapılacağını, konutların çoğunluğu Körfez Arap Ülkelerinin zenginlerine satıldığı söylenmekte…

Körfez Arap ülkelerinin televizyonları, bu evlerin reklamını ve Boğazın manzarasını tanıtmaya başlamaları tesadüf olabilir mi?

Hatta bu evlerin pek çoğunu Arap zenginlerine satıldığı parasının da alındığı, âmâ “Tapu kayıtlarına erişim engeli” getirildiği de ortalıkta dolaşmakta…

Bu iddialar bugüne kadar iktidar çevreleri tarafından yalanlanmadı.

Çevre Bakanı Murat Kurum Kanal İstanbul projemiz yok, diye dursun…

AKP’nin Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu “Kanal İstanbul Projesini kesin yapacağız” diyerek kabine arkadaşını doğrulamadı.

Uraloğlu bir nevi “Darbenin de arka planını itiraf etmiş oldu.”

İktidar ve ortağı ülke gündemini ve siyasetlerini İstanbul’da “İki hat üzerinden” yürütüyorlar.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesini devre dışı bırakmadan ve belediyeye çökmeden;

“Kanal İstanbul Projesini” hayata geçiremeyeceklerini biliyorlar.

Ayrıca ele geçirmeleri halinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin devasa 16 Milyar dolarlık bütçesine güveniyorlar.

İstanbul Belediye Başkanlığını kazanmadan, ne İstanbul’da ne de ülkede başarılı olamadılar.

Asrın Reisi 2019 Tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kaybettiklerinde; İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder dememiş miydi?

Sandıkta yenemedikleri Ekrem İmamoğlu’nu ve diğer rakiplerini yargı yoluyla bertaraf etmenin peşindeler…

Birinci hatta epeyce ilerlediler ama amaca tam ulaşamadılar, İstanbul Büyükşehir Belediyesine kayyım atayamadılar.

CHP’nin çağrısı üzerine on binlerin Saraçhane de toplanması ve demokratik direnişin ülke geneline yayılması,19 Mart Darbe planlarını bozdu.

Ekrem İmamoğlu ve ekibi için “Yolsuzluk için örgüt oluşturmak” iddiası kamuoyu tarafından satın alınmadı.

Toplumun yüzde 69’u bunun bir yalan ve iftira olduğuna inanıyor.

Hatta…

İktidara yakın kamuoyu araştırma şirketlerinin araştırmalarında, iktidarın kendi seçmen kitlesinin bile yüzde 30’u inanmadığını söylüyor.

Nasıl İnansınlar…

23 yıllık AKP’nin iktidarında; bir tane bile AKP’li Belediye Başkanı ne yolsuzluktan görevden alınmış, ne kayyım atanmış, ne de tutuklanmış.

Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendilerinden önceki, dönemi kapsayan,”132 yolsuzluk dosyasını Savcılığa teslim etmelerine rağmen” bugüne kadar hiçbir işlem yapılmamış.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ’da ben, “Melih Gökçek dönemine ait” Savcılığa “yüz dosya teslim ettim kapağını bile açmadılar” demişti.

Peki,19 Mart darbesindeki cüret nedir?

“Muhtemelen “Talimatla hareket eden yargı.”

Ancak…

Yaptıkları plana karşı hayatında ani bir planı oluşuverdi.

Borsadaki dalgalanma “döviz ve altın” tüm zamanların rekorunu kırdı.

Ekonomik krizi daha da derinleştirdi ve darbe planı alt üst oldu.

19 Mart darbesiyle 36 Lira olan bir dolar birden 45 TL’ ye çıktı.

Merkez Bankası devreye girerek, piyasaya 52 milyar dolar sürdü.

Dolar ancak 38 TL’ye gerilerken, 4 bin 300 lira olan çeyrek altın ise 7 bin lirayı buldu.

Toplum olarak ta bir günde 52 milyar dolar fakirleştik.

26 Nisan 2025 Tarihinde 52 kişiye yönelik ikinci dalga operasyonu için Cumartesi gününü seçmeleri, döviz ve altının sert tepki göstereceği korkusu olsa gerek.

Böylece.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibini yolsuzlukla suçlamaları da ellerinde patladı.

Şimdi tek umutları Sandık yoluyla yenemediği rakiplerini…

“Talimatları doğrultusunda karar veren yargıda…”

Nasıl olsa:

“Mahkemeler kanıt aramıyor, adalet dağıtmıyor, gelen talimat üzerine tutuklama yapıyor. Bunu yalnız demokrasi güçleri söylemiyor. AYM’si Eski Başkanlarından Haşim Kılıç’ta söylüyor. Toplumda yargıya olan güven ise yüzde 15’lerde çıkarken. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk’ta Mahkemelerin verdiği kararların yüzde 89’u yanlış diye uzun makaleler yazıyor. AKP’nin

kurucularından Parti sözcülüğü,6 yıl Milli Eğitim Bakanlığı Yapmış Hüseyin Çelik feryat Figan ediyor, Militan Yargımızı kurduk, diye.”

Hukuk devre dışı kalınca…

Siyasal iktidar da hiçbir toplumsal sorunu çözemiyor.

İşsizlik 12 milyona çıkmış.6.5 milyon insan derin yoksulluk içinde yaşıyor. Hayat pahalılığı ve gelir dağılımındaki adaletsizlik kol geziyor. Toplumun en varlıklı yüzde bir kesimi milli gelirin yüzde 40’nı alıyor. Sağlık ve eğitim ise çökmüş durumda.

Ortaya çıkan tablo da gösteriyor ki erken seçim kaçınılmaz.

Tekrar anımsatayım Asrın reisi ne demişti;

“İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder.

O zaman geriye İstanbul Büyükşehir Belediyesine çöküp,

Kanal İstanbul Projesini de hayata geçirmek kalıyor.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar