Mehmet TIRAŞ
Başbakan Erdoğaniçeride oyları yükseldikçe ve iktidar ömrü uzadıkça evrensel değerlerden uzaklaşırken;dışarıda ise tam bir özgürlükçü oluyor,hangi ülkede insanlar sokağa dökülse tabii ki kendisiyle ittifak eden ülkeler hariç,Suudi Arabistan, Katar ve Bahreyn’de oluyorsa, orada kendi tabiriyle duyan kulağı duymuyor, gören gözü görmüyor.Ama içeride ki huzuru dış dünyada siyaset olarak pek göremediği de aşikar.
Birkaç kere daha yazdım ama yine de yazmadan başka bir gücümüz olmadığı için bu konuda bir kere daha kalem oynatacağız.
Başbakan yargı kendi partisine kapatma davası açtığında; ABD büyük elçisinin bu yargı girişimine karşı çıkmış bunu kabullenemeyiz,diye tepki göstermişti.Bir dönem Ülkenin AB içerisinde olması için saati durduran ve müzakere tarihi aldığı günün de bayram ilan eden Başbakan ve partisi olduğunu da hatırlatıp;Avrupa Parlamentosu Başkanı Baroso’nun TBMMM kürsüsünden AKP’ye yargının açtığı kapatma davasına sert bir şekilde karşı çıkmış, “bu davayı hukuki bulmuyoruz demokrasilerde kabullenilemez”,diye tepki gösterirken AKP grubu da ayakta alkışlıyordu Baroso’yu.
Bu açıklamalar içişlerimize karışma olmuyor da,AKP zihniyetinde olmayanların haklarını gündeme getirince mi, içişlerimize karışma oluyor?Senin özgürlüğün evrensel değerlere giriyor,muhalefetin ki ise içişlerimize karışma mı oluyor?
ABD büyük Elçisi Francis Riccardone gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı toplantıdaki açıklamaları AKP hükümetinde deprem etkisi yarattı.Başbakan ve kurmayları,Elçi haddini bilmeli,çizmeyi aşıyor,bu içişlerimize müdahaledir gibi efelenmeler,babalanma kavramları havada uçuştu.
Ne demişti ABD elçisi: ” Yargı sisteminiz güvence vermiyor,terörle mücadele eden generalleri terörist olarak yargılıyorsunuz,YÖK başkanını demir parmaklıkların arkasına attınız.Elinde silah olmayan demokratik hakkını kullanan öğrencileri içeri tıkadınız” gibi açıklamalar yapmıştı.ABD dışişleri sözcüsü de Elçinin konuşmalarının arkasında olduğunu açıklaması bizim güçlü iktidarımızı daha zor duruma düşürdü.Suriye konusunda aylardır Erdoğan Obama dan randevu istiyor ama bir türlü alamadığının da sıkıntısı bir başka açmaza sokuyor ülkeyi.Niye karşı çıktı Başbakan ve kurmayları ABD elçisine bunu da anlamakta zorlanıyor insan;Erdoğan kendisi tutuklu generallerin tutuksuz yargılanmasından rahatsız değil miydi,gemimizi hareket ettirecek komutan kalmadı,demedi mi?
ABD elçisinin bu açıklamaları Türkiye’nin Suriye dış politikasıyla ABD’nin politikasının bir kırılma noktası olarak ortaya çıktı.ABD, Türkiye’nin Suriye muhalefet güçlerine verdiği destekten tedirgin olduğunu,Esad karşıtı güçlerin demokrasiden yana bir talepleri olmadığını ve bu örgütlerin rejimi ele geçirmesi halinde Esad’ı arattıracakları endişesi ortaya çıktı.
Tabi bir de ABD Türkiye’nin Orta Doğu politikasından Suriye iç savaşıyla farklı bir yola evirildiğini ve mezhepçi bir politika izlediğini Sünni-şii anlayışıyla yaklaştığını görmeye başladı.Bu da ABD gibi bir dünya star ülkesinin gözünden kaçmaz.Dış politikanda içe dönük hamaset en büyük tehlikedir ve bu ülkeleri uçuruma götürür,senin ülkende ne kadar oy aldığın önemli değil,yeryüzünün geldiği yeri, senin aldığın oylar belirlemediği gibi,tarihin temposu ve zamanın ruhu uymazsan siyaseten seni izole eder, farkına vardığın da ise iş işten geçmiş olur.Bizim halk deyimimizi hatırlatır adama;geçti borun pazarı sür eşeğini Niğde’ye,misali
Türkiye dış politikada çok zor bir süreci yaşıyor ama AKP’e nin dalkavuk medyası ve onunla ittifak tutanlarda bunu hiç ama hiç dile getirmiyor;Habertürk’te Fatih Altaylı’ konuk ettiği “Teke Tek” programında Başbakan Erdoğan’a dış politikayla ilgili bir buçuk saatin içinde bir soru sormak şöyle dursun ima bile etmedi.Eğer internet çağını yaşamasak hiçbir konuda bilgiye sahip olma imkanımız olmayacak;AKP’nin dış politikasını ve demokratikleşemeye yönelik baskılarını gündeme taşıyan bir avuç yazar ve çizeri neredeyse Erdoğan fırıncıya söyleyip ekmek bile ver dittirmeyecek, duruma gelindi.
Başbakan içeride siyasi olarak ne kadar rahatsa, dış dünyada ve izlediği politikası tam tersi bir yol da ilerliyor.
Dış politikada hiçbir öngörüde bulundukları tutmadı,tutmadığı gibi rüyalarında görse inanamayacağı bir dış politikada açmaza girdi.
Bu kanıya nerden varıyorsunuz diye bilirsiniz Nato’nun Libyaya girince Erdoğan Nato’nun Libya da ne işi var dedi.Suriye de sıkışınca Türkiye bir Nato ülkesidir ve Nato 4. Maddesini hatırtlattı,Esad rejimi düşmeyinc, Esad’a bir iki ay ömür biçmişti bu da tutmayınca Pacriot füzelerini istedi.
Demokratik olmayan ülkelerin tutarlı ve güvenilir bir dış politikası olmaz,öngörüde de bulunamaz işte bunun somut örneği ,komşularımızla sıfır sorunsuz politikadan selamımızı alan komşularımız kalmadı. Bir bakanımızın uçağı havada asılı kaldı.Dışişleri bakanımız Irak hükümeti tarafından tutuklanmadan son anda kurtuldu.
Şimdi de Başbakan Nato dan çıkıp Şanghay beşlisine katılmak istediklerini söylüyor.Bu kadar tutarsız ve inandırıcılıktan yoksun bir politika izlenir mi?.Bunu da mı yoksa Erdoğan gündemi belirlemek için söyledim derse şaşırmamalıyız,kürtaj,idam,dindar nesil gibi sözlerini gündemi elimde tutmak için söyledim demişti hatırlarsanız.Biz başbakanın hangi söylediğine inancağız,diye, tartışıyoruz bunu dış dünya nasıl değerlendirir siyasi olarak bir düşünün?
Bir başak can alıcı sorun olan ‘terör’ konusunda da kafası çok karışlık Başbakanın PKK’ya terör örgütü ve BDP’ye onun uzantısı diyor,Hamas’ı halkın oylarıyla seçilmişler diyerek görüşme yapıyor.Hamas’ı ABD,AB ülkeleri,Kanada ve Japonya terör örgütü listesinde gösteriyorlar, buna ne diyeceğiz?Başbakan bir televizyon kanalında yine AB, ülkelerinden Almanya,Fransa ve iskandiyav ülkelerini PKK’yı desteklediğin söylüyor ,bu çok tehlikeli açıklamalar bunun bedelni ağır ödettirirler.
Dört yıl önce Silivri’de yargılanan generaller için darbeciler bunlar diyeceksin,darbeci generallere destek çıkanlara ise Silivri’nin avukatları,diye kıyameti koparacaksın..Silivri’nin sen avukatıysan CHP’ye bende savcısıyım,diye salvo yapıp, eğer örgüt arıyorsan Silivri de diye adres gösterip..şimdi de bu generallerin tutuksuz yargılanmasını isteyip,benim Genel kurmay başkanım terör örgütüyle eş değerde tutuluyor,diye yargıya müdahale edeceksin hangisine inanalım.AKP’nin Başbakan yardımcısı demedi mi;iyi ki savaşa girmemişiz bu orduyla Allah mahfaza başımıza neler gelirdi,diye.Tutuklu generallerin sağlık nedeniyle geçirdiği bir operasyon dolaysıyla Başbakanın hastaneye kadar gidip geçmiş olsun demesi ve elini tutması,bu samimiyetin kankaya dönüşmesini de anlamış değiliz.
Gerçi Silivri de tutuklu olan generalleri ABD desteklemese idi,içeri alamazdı yargı ama bugün ABD’nin AKP’nin siyasetinden demokrasi ve bir hukuk devleti çıkmayacağını keşfetmiş olmalı ki,içerideki tutuklu generallerin tahliyesini isteyip onlara sahip çıkıyor..Orta Doğu toplumlarında şu bir gerçek ki bizde dahil,toplumsal dönüşümlerde ordular anahtar rol oynuyorlar.Yoksa ABD soğuk savaş dönemindeki politikalarını Türkiye de uygulama taktiklerine mi dönecek,diye de aklımızdan geçmiyor da değil.
Bir komplo teorisi değil,AKP hükümetini AB’den uzaklaşması “Şanghay beşlisine girmek istemesi” Nato dan çıkarız,demesi Orta Doğuda mezhepçi bir dış politika gütmesi,özgürlükleri çağdaş bir demokrasiyle değil de,din üzerinden tanımlar olması böyle bir değerlendirmeyi de dikkate almak, gerekmiyor mu.
Başbakanın yazara çizere müdahalesi,televizyon dizisi üzerine yaptığı açıklamalar,heykel yıkmalar,farklı inançtan olan Alevilerin ibadet yeri Cem evini yasal statüye kavuşturmaması,Ruhban okulunu açmaması ve Kürt sorununda açmazları;ABD ile dış politikada kulvar değişikliği iç politikaya kadar uzandı.
Temel hak ve özgürlükleri, milli değerlerimizle örtüştürenlerin; demokrasiden ve hukuktan söz etmeleri inandırıcı değildir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ?
1.12.2025 - İBB İDDİANAMESİ…
24.11.2025 - HUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR?
17.11.2025 - İŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ…
11.11.2025 - EN BÜYÜK MAĞDUR “KHK” LILAR…
10.11.2025 - MUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”,
3.11.2025 - ALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ…
27.10.2025 - TIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK…
20.10.2025 - SİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU…
13.10.2025 - “DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE…
6.10.2025
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Hrac Madooglu
Tarafsiz oldugunu yazmissin utanmadan. Her yazin yalanlarla, ici bos cumlelerle dolu. Bu isten kac para kazandigini bilmiyorum ama sahtekarligin bile bir olcusu, derecesi, siniri var. Ustelik Hasan Cemal, Murat Belge, Cengiz Candar gibi, ruhunu satmamis, onuru ile gercekleri yazan insanlara da laf atarak bogazina kadar camurun icine batiyorsun. Vicdan denen seyden hic mi nasibini almadin? "Butun ozgurlukleri yeni bir ahlaki formasyonla bulusturacagiz" demis Davutoglu. Dindar gecinen, dini kullanarak mevki ve para sahibi olan insanlarin ahlak anlayisindan kimseye hayir gelmez. Kizlara etek yerine pantolon giydir, ote yandan yolsuzluk, rusvet, yalan her ahlaksizligi yap. istemez, eksik olsun boyle ahlak anlayisi. Zorla CHPli yapacaksiniz insanlari.