Mehmet TIRAŞ
Siyasete girip de Milletvekili,Bakan,Başbakan,Cumhurbaşkanı ve Belediye başkanı olupta fakirleşen bir tane siyasetçi gördünüz mü? Yok.Göremezsiniz.
Bizim ülkemizde toplumun her kesimi buna medya mensupları da dahil siyaset yapmayı ve siyasetin içinde yer almayı bir meslek gibi görür.
Hepimiz siyaset yapmayı çok severiz çünkü siyasetin getirisi vardır, okul bitirmeye,mesleğinde başarılı olmaya sermaye birikimine ihtiyaç yok, siyasete girer, seçilir veya iktidarın bir tarafından tutarsanız gel keyfim gel.
Çünkü siyaset bizde ansiklopedik tanımına veya Batı ülkelerinde olduğu gibi yapılmaz.
Siyasetin ansiklopedik tanımı:sorunları çözme ,sınıflar arası denge kurma,kaynak yaratan insan yönetme becerisi diye devam eder.
Bizde uygulanan siyasetin bu tanıma benzer bir yanı var mı,yok..
Kadim dostum Mehmet Altan’ın çok sevdiğim ve değişik ortamlarda dile getirdiğim bir sözü var:”Bizim siyasetçiler vatanı çok severler de vatandaşı sevmezler” der.Siyasetçinin sevmediğini de vatandaş ile eşit yaşamak istemediklerinde görüyoruz.
Vatanı seven siyasetçinin kendisi de çocukları da çok önemlidir ama vatandaşın hastalığı iş cinayetindeki ölümler,asker ölümleri bu işlerin doğasında var diye hiç umursamaz siyasetçi.
Vatandaşın çocuğu askerde ölünce ne mutlu sana şahadet şerbetini içtiniz, şehit babası oldunuz derler ama kendi çocukları askere gitmez, giderse de bedelli yapar.
Çarpıcı bir örnek vatandaş hastalığa yakalanırsa parası varsa tedavi olabiliyor,devlet buna destek vermiyor ama siyasetçi ve yakını yakalanacağı her türlü hastalığın masraflarını devlet karşılıyor.
Vatanı çok seven vatandaşın sağlığını önemsemeyen siyasetçinin ne kadar vatanperver olduğunun çarpıcı bir örneği..
Tıpta SMA hastalığı diye bir hastalık varmış..
Ben de bu hastalığı Sözcü Gazetesinde Necati Doğru’nun 5 Kasım 2018 Tarihli sayısında ’SMA Anneleri’ başlıklı yazısından öğrendim.
Bu hastalığın belirtileri;Omurilikteki sinir hücrelerine yapışıyor,kaslar eriyor,omurga eziliyor,hastalığa yakalanan çocuğun iskeleti bozuluyor,anne memesini bile ememiyor,yardımsız yatağa bile uzanamıyor.Bu bir Çocuk hastalığı ve büyük çoğunluğu 2 yaşından önce ölüyor.Çok masraflı bir tedavisi var, tek dozu 125 bin dolar,ilk yıl için 6 doz,sonraki yıllarda 3 doz alınması gerekiyor.
Bu hastalığa yakalanan ailelerin çocuklarının tedavisi için bütçeleri bunu karşılamıyor,devlette yardım etmiyorsa ve acı olan kısacası çocuklar annelerin gözlerinin önünde eriyerek ölüyor.
Eğer bu hastalığa veya başka bir hastalığa;Cumhurbaşkanı,Bakan,Milletvekilinin Çocuğu SMA hastası olsa devlet bu ilacı getirip bedava vermeye mecbur..
Yasası var..
Milletvekili çocukları için her türlü tedavi devlet bütçesinden karşılanıyor.
Hani siyaset millete hizmet için yapılıyordu,Türkiye imtiyazsız bir toplumdu?
Türkiye ‘de siyasetçinin nasıl zenginleştiğini görmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mal varlığı bunun en somut örneği.
Erdoğan 1994 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazandığında mazbatasını aldıktan sonra,Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmadan,basının karşısına geçmiş kameraların önünde parmağındaki evlilik alyansını çıkartıp;benim sermayem bu, eğer bir gün Recep Tayyip Erdoğan zengin olursa bilin ki haram yemiştir,diyordu.
Bugün Erdoğan’ın dolar milyarder olduğunu iddia edenlerden birisi kankası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kütahya’da partisinin düzenlediği açık hava mitinginde kalabalığa sizler fakirleşirken, Erdoğan dolar milyarderi diye haykırıyordu..Yine ünlü iş adamlarımızdan Rahmi Koç, Erdoğan bir milyar dolar mal varlığına sahip diye basına açıklama da bulunmuş;Erdoğan bu iddiayı yalanlamadı hatta bizim Aile Gıda şirketlerimiz var diye de zenginliğini teyit etti.
Siyaset üzerinden zenginlik ancak tek adam rejimi olan TİRANLIK sistemlerinde olur,Batı’da demokrasi ile yönetilen ülkelerde bunun örneğini göremezsiniz.
Siyaseten nasıl zengin olunduğundan bir hatırlatma daha yapalım, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu göreve gelir gelmez şöyle bir açıklama da bulundu;ben her yıl parti il ve ilçe yönetiminde bulunanlardan mal beyannamesi isteyeceğim dedi;Hafızam beni yanıltmıyorsa Davutoğlu buna belediye başkanlarını ve belediye meclis üyelerini de söylediğinin hatırlıyorum .
Erdoğan Davutoğlu’nun bu sözüne aynen şöyle cevap verdi:”il ve ilçelerde parti yönetimine adam bulamazsın diye karşılık verdi hem de kameralar karşısında.”
Erdoğan’ın bu açıklamaları görüldüğü gibi siyasete insanların neden bu kadar ilgi duyduğunun itirafı değil mi?
Türkiye AB müzakerelerinden,demokrasiden ve hukuktan uzaklaştıkça; siyasetçi zenginleşirken,yoksulluk ve yolsuzluk tavan yaparken, vatandaşın da fakirleştiğini görüyoruz.
Bu soygun ve yoksullaşmanın önünü kesmek siyaseti bir rant olmaktan çıkartmanın yolu;özgür medya ve bağımsız yargı ile olur. Dünyada hukuk sıralamasında Türkiye 103 ülke arasında 99’ncu sırada iken, Basın özgürlüğündeki sıralamadaki yerimiz 157.
15 Temmuz darbe kalkışması ile ilan edilen OHAL’den sonra KHK’lerle yargıyı iktidar kendine bağlarken,medya özgürlüğünü de yok denilecek bir duruma getirdi ama nedense 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını ortaya çıkartmak için hiç bir çabası olmadığı gibi; muhalefet tarafından darbenin siyasi ayağının ortaya çıkartılması için Parlamentoya verdiği araştırma önergeleri, Akp’nin oyları ile reddedildi.
Son günlerde Sayıştay raporu ile kamu kuruluşlarında ve Belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüz harcama haberlerini okuyorsunuzdur.
SAYIŞTAY’ın raporlarında Akp belediyelerinde ve Kayyım atanan belediyelerde yolsuzluk ve usulsüzlük üzerine haberler havada uçuşuyor,az sayıda muhalif medya ve birde sosyal medyadan tepki geliyor,merkez yandaş medya görmediği gibi yargıdan bu yolsuzluk haberleri üzerine bir tane Cumhuriyet savcısından harekete geçen yok.
Sayıştay raporlarını inceleyin Akp’li belediyelerde nasıl yolsuzluklar olduğu yenilir yutulur cinsten değil, Belediye başkanlarının yakınları nasıl malı götürdüklerini isim isim veriyor.
Ben yazıyı bitirmek üzereydim ki;medyaya bir haber düştü Sayıştay Denetim işlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Fikret Çöker görevden alınarak, yerine Zekeriya Tüysüz atandı haberlerini okudum.Hatırlanırsa bundan bir ay önce de TÜİK başkanı görevden alınmıştı; enflasyon,işsizlik ve gelir dağılımı üzerine açıkladığı istatistik rakamlardan Erdoğan rahatsız olmuştu.
Akp’e iktidarında doğruyu söyleyen bürokratlar dokuz köyden kovuluyorlar.
Dikkat ederseniz Erdoğan iki bin on yılına kadar şöyle diyordu: benim iktidarımda alım gücü düşen bana oy vermesin .
Şimdi ağzını bıçak açmıyor hani o meşhur üç ‘Y’ ne oldu yoksulluk,yolsuzluk ve yasakları ortadan kaldıracaktı hepsini savunur duruma geldi.
Yargı ve medyada yaşadıklarımızı askeri darbeler dönemlerinde bile böyle medyaya sansür uygulanmadı, talimatla da karar veren yargıyı görmedik.
Çoğulcu,katılımcı ve çağdaş bir demokrasiden kopan bir ülkede ,yargı talimatla karar verir,medya özgürlüğünün olmadığı yerde,siyasetçi zenginleşirken vatandaş da fakirleşmeye devam edecektir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025