Mehveş EVİN
Tarım ve ekonomide her yıl, bir öncekinden daha zorlu geçiyor. Kuraklıkla, aşırı hava olaylarıyla (don, sel) sınanıyoruz. Köylü üretemiyor, şehirli ise gıda pahalılığından şikâyetçi.
Yetmezmiş gibi en değerli doğal varlıklarımızı yarın yokmuşçasına şirketlerin eline teslim eden yasalar çıkarılıyor. Anayasaya, kanunlara, bilime aykırı olsa da!
Hatırlayalım; doğa ve insana büyük darbe vuracak “zeytinliklerin madenciliğe açılması”na dair kanun teklifi, 19 Temmuz’da Meclis’te kabul edildi.
Tarım ve hayvancılıkla zaten geçinemeyen köylüleri daha da zora sokan ve göçe zorlayan bu gelişme, iklim kriziyle mücadeleyi de baltalıyor. Düşünün ki 8 milyon zeytin ağacı yılda yaklaşık 100 bin ton karbondioksiti yutabiliyor.
Ekonomik açıdan zeytinlikleri madene açmak, kendi ayağına sıkmaktan farksız:
Zeytin üretiminde İspanya ve Yunanistan’ın ardından dünya üçüncüsü olan Türkiye, 2023’te 1 milyar dolarlık ihracat yaparken bu rakamları pekâlâ katlama potansiyeline sahip.
Ama hayır! Şirketler “ağaç taşıyarak” zeytin ağaçlarını koruyacağını iddia ediyor.
Riskli olduğu kadar maliyetli bu öneri, yüzbinlerce ağacın arasından ancak birkaç yüzünü kurtarmaya belki yetebilir.
Üstelik bu savı ortaya atanların farkında olmadığı şey, en kaliteli zeytinyağının üretildiği kuzey Ege’de pek çok zeytin ağacının çatalağaç olmasından dolayı taşınamayacağı…
Mavras’ın kurucu ortağı ve ziraat mühendisi Melike As, şöyle açıklıyor:
“Özellikle Ayvacık bölgesinde bir bahçede karışık dikim ortalama 16 zeytin ağacı olur, bunun yarısı çatalağaç. Yani ikili, üçlü, dörtlü bir gruptan çıkmış. Bu ağaçlar taşınamaz, yerleri değiştirilemez çünkü 20-30-40 metrekarelerde ağacı kaldıramazsın. Kaldırırsan birbirinden ayrılır ve kök bölünür. Tutmaz. Yaşamasına mani olur.”

Zeytin hasadı başladı
Dünya “Akdeniz diyeti”nin sağlığa faydalarını konuşurken sahip olduğumuz bu muazzam mirasın kıymetini bilmiyoruz. Mutfağımızın, sofralarımızın vazgeçilmezi zeytin ve zeytinyağını hazır paketlerde, kavanozlarda, tenekelerde aldığımız için ardında ne büyük bir emeğin ve kültürün olduğunu unuttuk.
Yüzyıllardır insanları doyuran, şifa veren zeytinle temas etmeden önemini kavramakta zorlanıyoruz…
Hafta sonu Mavras’ın davetiyle zeytin hasadına katıldım.
Güne zeytin toplayan işçilerle birlikte, Küçükkuyu’ya bağlı Hacılar yaylasındaki zeytinleri hasat ederek başladık. Asırlık ağaçların da olduğu yayla, denizden 300-400 metre yüksekte. Kuzey rüzgârlarına kapalı, dört bir yanı zeytinlerle kaplı vadinin kokusu, havası bile başka…
Erkekler, ağaçlardaki zeytinleri indirirken kadınlar, ağaçların altına serilen örtülere dökülen zeytinleri toplayıp sepetlere dolduruyor. Kollar havada, saatlerce ağaçların meyvelerini silkelemek, motorlu toplama aletiyle dahi fiziksel güç istiyor. Sepetlere doldurulan zeytinler kasalara dolduruluyor ve aynı gün zeytin fabrikasına götürülüyor.

İlk hasat çok değerli, asiditesi daha düşük zeytinler yağ yapımında kullanılıyor. Hasat Nisan’a kadar sürecek, daha geç toplananlar sofralık zeytin yapılacak.
Beş yaşındayken eline zeytin sepeti verilen Fatma teyze, hâlâ çalışıyor. Çünkü zeytin hayatının en önemli parçası. Ama ona sorsanız hasatların eski tadı yok:
“Teknoloji çok ilerledi ama mutluluk yok. Her şeyi hazır bekliyorlar.”
Çocukluğunda günde 100 kilo zeytin topladıklarını, yaya veya eşeklerle, bozuk yollarda saatlerce yağhanelere taşıdıklarını anlatıyor.
Günümüzde -teknolojiye rağmen- günde kişi başına 60-70 kilo toplanabiliyor. Neden? Bölgedeki aşırı kuraklık, verimliliği hali hazırda tehdit ediyor…
Kaz Dağları, en çok madencilik ruhsatı verilen bölgelerden. Madencilik, zaten kıt olan temiz su kaynaklarını bitiriyor.

Beş kuşak zeytinci As ailesi
Türkiye’de 41 ilde zeytincilik yapılırken zeytinin yarısından fazlası Ege’den geliyor. Ülkede yaklaşık 300 bin aile, zeytincilikle geçiniyor.
Bugün sadece Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde 500 kayıtlı zeytinci var. Hem kendi zeytinini toplayan hem kendi zeytinyağını üreten, yani üretimi baştan sona yapan Mavras, uluslararası organik sertifikalı bir marka.
Beş kuşak zeytincilik yapan ailenin hikâyesi de ilginç.
Girit-Hanyalı Mavrazade Hasan Bey ve ailesi, 1924 mübadelesiyle Çanakkale-Küçükkuyu’ya yerleştiriliyor. Soyadı kanunuyla “As” soyadını alan aile, Küçükkuyu’da Rumlardan kalan eski bir fabrikayı alarak zeytinyağı üretimine geçiyor.
Adatepe’nin girişindeki bu eski fabrika, şehir içinde kaldığı için 2016’da kapatılarak yerine Sabunhane açıldı. Ailenin kızlarından Melda As, beş yıldır zeytinyağından sabun ve doğal kozmetik ürünleri üretiyor.
Mavras’ın arkasında çocukluğundan beri zeytinle en çok haşır neşir olan Melike As (41) var. Üniversiteyi bitirdikten sonra da “Mavras” markasını tescil ettiriyor:
“Yaz kış sürekli fabrikada, zeytinliklerde geçerdi. Ortaokuldan sonra fabrikanın muhasebesini tutmaya başlamıştım. Kendimi bildim bileli hep çalıştım, bu işin bütün sırlarını tecrübe ederek öğrendim.”
15 yıl zirai adli bilirkişilik yapan Melike As, eşi Mehmet Betil ile Mavras Zeytinyağı fabrikasını 2018’de açıyor. İlk ihracatı Tayvan’a yapmışlar, bugün ürünlerini dünyanın her yerine satıyorlar.
Hem aileden kalan hem sonradan edindikleri yaklaşık 300 dönüm zeytinliklerden yılda ortalama 2 bin ton zeytinyağı üretiyorlar. Fakat bu yıl için “yok yılı” diyor As, zira kuraklıklar yüzünden üretim 200 tona kadar düşebilir...
Bu arada sadece Küçükkuyu’daki üç bin dönümlük zeytinliğin bin dönümü hali hazırda imara açılmış…

Endüstriyel miras: Yağhaneler
Kuzey Ege’nin eski yağhaneleri, bugün terk edilmiş vaziyette. Bölgedeki yağhaneleri tek tek gezerek, fotoğraflayarak burada eskiden çalışanlarla röportaj yapan Kamil Fırat, “Bir Endüstriyel Miras: Kuzey Ege Yağhaneleri”ni kitaplaştırdı.
“Ayvalık tarafında daha büyük fabrikalar vardır, Edremit’in kuzeyi ve Çanakkale’nin yağhanelerinde 8-9 kişi çalışırmış. Bu alanlar, aynı zamanda farklı köylerden gelenlerin sosyalleşmesi açısından da önemliydi” diyen Fırat, Osmanlı’nın zeytinyağını bu bölgeden getirttiğini hatırlatıyor.
Kitaba mavras.com.tr veya zero.kitap.com’dan ulaşabilirsiniz.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir Urfa ziyareti, bir dostluk hikayesi 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup... 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMerkez faiz indiremez… Neden? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAYM ve Yargıtay ne diyor? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünUyumlu mu, uyumsuz mu? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUKıbrıs’ta kim kaybetti, kazanan kim? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNeşe’nin kapsayıcılık sorunu… 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a “umut hakkı” neden tanınmalı? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKıbrıs’tan Türkiye’ye mesaj 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHapiste yedi ay sonra İmamoğlu… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAdalet yoksa devlette çürüme kaçınılmazdır 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAraştırmalar ne diyor; toplum güçlü bir lider mi arıyor, yoksa adil bir kahraman mı? 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze’nin Z raporu: Daha yazılmadı! 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTekstilde kriz: Küresel ekonomide sınıf atlamanın mı, sınıfta kalmanın mı habercisi? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan2026’da enflasyon yüzde 30’un altına inerse başarı olur! 18.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySanayi verileri alarm veriyor: Almanya serbest düşüşte 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.10.2025
9.09.2025
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021