Mehveş EVİN
Maltepe’ye giden vagonlar hınca hınç dolu, yol boyunca neşeyle sloganlar atılıyor. İnilen duraklar o kadar kalabalık ki dışarı çıkmak saatler alıyor. İstanbul’un her yerinden akın etmiş, her yaştan insan birbiriyle kucaklaşıyor, birlikte zıplıyor…
Maltepe rekor kırdı. Milyonlar, zorla veya bir şeyin karşılığında değil, kendiliğinden sokaklara aktı. Ağır polis müdahaleleri, binlerce gözaltı, hatta çocuklara yapılan işkence caydırıcı olmadı, aksine isyanı büyüttü.
İktidarın, 19 Mart’ta kendi eliyle başlattığı isyan dalgasını sönümlendirmek ve piyasalardaki etkisini en aza indirmek için bayram tatilini uzatması, sokaktan ne kadar korktuklarının bir göstergesi.
Yıllardır hakkını savunmaya çalışan bir avuç köylünün, işçinin, çiftçinin, öğrencinin, mağdurun, akademisyenin, gazetecinin, meslek örgütlerinin karşısına silahla gazla çıkan ve kriminalize eden bu rejim, ilk kez karşısında bu kadar kararlı ve kalabalık bir kitle görüyor.
Boykot kararının ise ne kadar isabetli olduğu hem Erdoğan’ın konuşmalarından hem boykot edilen mekânların önünde kuyruk olan, hatta abartıp namaz kılan AKP’lilerden belli. CHP’nin boykot sitesinin engellendiğini de not düşelim. (Yenisi: boykotyap.net)
Bu arada boykota karşı çıkan, eleştiren muhalifler de var.
Neden? Bugün X markasını “ban”layan yarın başkasını hedefine alabilir. (Sustukça sıra sana da gelebilir.) Bu eylemin yaygınlaşması, kitleleri uyandırmak demek.
Bazı muhalif görünümlü markaların da iktidarla işbirliği yaptığı veya bağlantısı olduğu düşünülürse, kahve markasının başına gelenler zincirleme büyüyebilir diye korkuluyor.
İptal kültürü işe yarıyor mu?
Tüketim kültürüyle kuşatılmış gençlerin çok iyi bildiği bir şey varsa o da “cancel culture”, Türkçesiyle iptal veya boykot kültürü.
Ellerinde cep telefonuyla büyüyen yeni kuşak için, “diss atmak” (Rap kültüründe ayar verme anlamında) ifşa etmek (cinsel taciz ve metoo hareketi), “banlamak” (Türkçesi horozun ötmesi ve bağırmak, argoda yasaklamak, aforoz etmek) gündelik hayatta kullandıkları dil ve eylemler.
Bunlar sosyal medyayla yaygınlaşan tepki gösterme biçimleri.
Ünlü kişilerin skandallarının geniş kitlelere ulaşmasıyla iptal kültürü yayıldı. Sosyal medyada bir kişi veya kurumu ayrımcılık, ırkçılık, cinsiyetçilik, yanlış davranışlar üzerinden “iptal etme” süreci, ifşa ederek, toplu tepkiyi organize ederek başladı.
Eğer kişi veya kurum geri adım atmazsa, “linçlemeye” kadar gidiyor ki bu eylem, bazen haksız yerlere yönelebiliyor. Kaldı ki muktedirlerin elinde de pek çok kişinin hedef haline getirilmesinde kullanılabiliyor.
Son günlerde sokaklardaki isyana, polis şiddetine, adaletsizliğe sesini çıkartmayan ünlülere yönelik tepkiler de çoğaldı.
Cem Yılmaz dün sonunda “gençleri bırakın” paylaşımı yapsa da “ben bir şey satmıyorum” demesi iyice tepkileri artırdı. Filmi, reklamı, şovu bilabedel mi yapıyor?
Üstüne üstlük “Her Şey Çok Güzel Olacak” filminin posteriyle “Sen giderken ben dönüyordum” paylaşımı yapmak son derecede yakışıksız oldu. Bu sloganı söyleyen çocuk hapiste!
Bu arada bazı muhalif görünümlü paralı maşaların ortaya çıkarılması, iptal kültürünün önemli hamlelerinden biri oldu:
Ekşi Sözlük yazarlarının en az bin tanesinin iktidar trollerince satın alındığını duyuran @HikmetiTabiyeci, yayınladığı videolarla Ekşi’nin ipliğini pazara çıkardı. Duruma uyananlar, CHP’nin boykot listesine alınmasını talep ediyor.
Hani tüketici hep haklıydı?
Gösteri ve meydanları göstermediği için boykot radarına giren medya var ki zaten yıllardır akıtılan paralarla iktidarın propaganda aleti olarak işliyor. Demirören ve Doğuş grubu, çok uzun zamandır muhalefeti yok sayan, iktidar yanlısı yayınlarıyla biliniyordu.
Öte yandan büyük şirketler, kurumlar Erdoğan korkusundan muhalif yayın organlarına reklam veremiyor.
Yoksa Halk TV gibi reyting rekorları kıran bir kanalda, neden 5-6 reklamverenden başkası görünmüyor?
Ya da neden Gazeteduvar gibi tarafsız, iyi haber yapan mecralar kapanmak zorunda kalıyor?
Çünkü AKMHP rejimi, tarafını göstermeyi bir yana bırakın, herhangi bir şekilde muhalefete destek olmayı suç haline getirdi…
HDP’li, daha sonra DEM ve CHP’li belediyelere kayyım atanırken kimbilir kaç kişi “terör örgütünü finanse etme” suçuyla tutuklandı…
8 yıldır haksız, hukuksuz yere Silivri’de tutulan Osman Kavala’ya, Gezi’yi finanse etmenin “kanıtı” olarak “parkta sandviç dağıtma”nın öne sürüldü…
Şimdi de İBB Genel Sekreteri Mahir Polat’a fakir fukaraya yaptığı 100 liralık yardım bile suç sayılıyor!
Bu kadar absürt suçlamalar yapılır, en temel haklar hiçe sayılırken boykot yapılmayacak da ne yapılacak?
Elbette başta iktidar, sermaye sahipleri en çok boykottan, piyasalardan korkar. Çünkü devamlılıkları buna bağlı. “Yerli ve milli” kalanı da pek yok, çoğu büyük şirket çokuluslu ya da çoktan satıldı ya da finansmanı sağlandı.
Tarihin ilk sonuç veren boykotu köleliğe karşıydı
Uzmanlara göre boykotun sonuç vermesi, bu düzene destek çıkan uluslararası şirketlere yönelmesiyle ve uzun süreli kılınmasıyla mümkün olabilir.
Tarihin ilk sonuç veren boykotu, 1791’de köleliği kaldırmayan İngiliz Parlamentosu’na karşılık kölelerin sırtından kazanılan şekere boykot. Üçte birinden azına düşen satışlardan sonra Parlamento köleliği kaldırdı!
Günümüzde, İsrail boykotları başı çekiyor.
Filistinlilere destek veren bir grup, “Boycott, Divestment, Sanctions” (Boykot, Tasfiye/Yoksun Bırakma, Yaptırım) hareketiyle İsrail’in ayrımcı politikalarına destekleyenlere karşı kampanya yapıyor.
Örneğin ABD’de Pepsi Co. ve Strauss Group’un ortaklığındaki “Sabra” markası İsrail savunmasına para aktardığı gerekçesiyle boykot edildi. Strauss, ortaklıktan ayrılmak zorunda kaldı. (Kasım 2024)
İngiltere’de Barclays, İsrail’e silah ve askeri teknolojileri sağladığı için boykot edildi. Sponsor olduğu müzik festivalleri boykot edilince festivallerden çekildi.
Çevre ve hayvan hakları alanındaki başarılı boykotları da hatırlayalım: Hayvan kürkünün bütün büyük markalarca yasaklanmasından AXA Sigorta’nın yasak hayvan katli avcılarını destekleyen “priminin” ortaya çıkarılıp binlerce sigortanın iptaline giden sürece, başarılı olmuş çok sayıda hareket oldu.
Velhasıl boykot, tıpkı sokak gibi kararlılık ve devamlılıkla sonuca varır. İktidarın zor kullanmak haricindeki tek kozu, “zamanla” tepkileri sönümlendirmek. Bu defa kolay gözükmüyor çünkü CHP, Kemal Can’ın deyimiyle artık “ölü taklidi yapmak”tan vazgeçti.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
22.06.2021