Mehveş EVİN
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın geçen hafta üç gün süren savunmasında hem yakın geçmişe, hem bugüne dairçok önemli ifadeler vardı. Salt yaygın medyayı takip edenler, bundan haberdar bile olamadı.
Bu kadar kanıksamış olmak ne kadar acı: Kürt siyasi hareketi temsilcileri, ancak suçlayıcı, hedef gösterici, karalayıcı veya atmasyon haber formatıyla gündeme geliyor.
Çünkü iktidara eleştiri getiren, hatalarını sorgulatan en ufak haberi bile okumanız, duymanız, öğrenmeniz ve dolayısıyla kendi fikrinizi oluşturmanız istenmiyor. Sizin yerinize düşünen, kendi uygun gördüğü biçimde haber servis eden bir anlayış hüküm sürüyor. Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve matbaasına el konulması, toplam 24 çalışanının hapse atılmasını da bu çerçevede tekrar değerlendirmek gerek.
Oysa Demirtaş’ın savunması herkesi ilgilendiriyor: Çözüm sürecinin sonlandırılması, HDP’nin siyaset dışına itilmesi, medyanın tutumu ve bugünlere nasıl gelindiği, sadece HDP seçmeninin meselesi değil ki.
Misal, hendekler... Uzunca bir süre neredeyse her gazetenin, televizyonun bir numaralı tartışmasıydı. HDP, hendekler üzerinden çok eleştirildi. Bugün pek çok Kürt siyasetçinin tutuklu ve/veya yasaklı olmasında, o dönem söyledikleri sözler ve eylemler öne sürüldü.
Peki tam olarak ne denmişti, ne yaptılar, neyle suçlandılar? Sorsanız, ancak kulaktan dolma bilgiler duyarsınız.
SİYASETÇİNİN ÖZELEŞTİRİSİ ZAAF MIDIR?
Özelde Demirtaş, genelde HDP’nin kriminalize edilmesinin tek nedeni, iktidara yönelttikleri eleştiriler değil. Farklı bir siyaset dilini kurmaya çalışmaları.
Türkiye’de özeleştiri yapmış/yapan kaç siyasetçi var? Samimi bir şekilde, başka ajandaların (“Kandırıldık!”) peşinde koşmadan özeleştiriden bahsediyorum. Boşuna düşünmeyin, yok... Çünkü siyasetçilerimiz ne dese, ne yapsa her zaman haklıdır! Hatalarını, eksiklerini kabul etmek zaaftır!
Demirtaş’ın hendeklere dair yaptığı özeleştiri, Saray medyasında bir zaaf, hatta skandal olarak yer almasına şaşırmamalı.
Peki ne dedi Demirtaş?
“Hendek ve barikat kazıldı haberleri çıktı. Bunun Cizre ve Lice’dekini aşan, ondan daha yaygın olduğu bilgisini aldık. Şunu samimiyetle söylemeliyim; parti içerisinde herkesle sıcak ilişkiler kurabilen, halkla ilişkileri güçlü bir siyasetçi olduğumu düşünüyordum. Bu konuda yanıldığımı itiraf ediyorum. İlk haberler geldiğinde, bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum. Böyle olduğunu bilmiyordum ve tahmin de edemedim. Bunu partililerime bir özeleştiri olarak söylüyorum.”
Seçimlerden yeni çıkmış bir siyasetçi, hangi köyde, kaç hendek kazıldığını günü gününe bilemeyebilir... Ayrıca bu ifade, iddia edildiği gibi HDP’nin PKK güdümünde siyaset yapmadığının göstergesi değil mi?
Demirtaş savunmasında, hendek ve barikatların kapatılması için uğraştıklarını, düzenledikleri ilçe gezileri ve mitinglerde bu konuyu gündeme getirdiklerini söyledi. Ve ne Türk, ne Kürt medyasında bu çabalarının gündeme getirilmediğini belirtti.
BASIN DA KENDİNE DERS ÇIKARMALI
Bu çabaların bir kısmına şahidim. Geçen Cuma, Artı Gerçek programında da anlattım. 2015 yazında birkaç kez haber yapmak için Diyarbakır ve Şırnak’a gittim. HDP ve DBP’li yöneticilerin bazen telefonda, bazen sokak sokak dolaşarak tansiyonu düşürmek, çatışmayı engellemek için uğraştığını biliyorum. Belli ki bu çabalar yeterli olmadı. Çatışmalar yoğunlaştıkça barışçıl yöntemler, diyalog çabaları doğal olarak sıfırlandı.
Ve evet, bu çabalar medyada neredeyse hiç yer almadı. Çünkü “savaş” havasına girilmişti. Hem iktidar, hem muhalefet kendi “cephe”lerinden bildirmeyi tercih ediyordu. Gazeteciler açısından diyaloğu, çatışmasızlık için harcanan çabayı gündeme getirmek bile hedef tahtasına oturtulmak anlamına geliyordu.
“Bugün kaç kişi öldü, neresi bombalandı, hangi lider diğerine ne dedi” ön plana çıktı. Kürt medyasındaki meslektaşlarımız, diyalog çabalarını haber yapsalar da yazıişlerinde daha “flaş” haber ve yorumların tercih edilmesi onların sorumluğu değil.
Kaldı ki bölgedeki genel hava, “kendimizi savunmak en doğal hakkımız” idi. 7 Haziran seçiminden büyük kazanımla çıkmış olmaktan da kaynaklanan bir özgüven söz konusuydu. Ancak nasıl bir felaketin kapıda olduğunu ve halkın bundan nasıl etkileneceği hesaplanmadı, öngörülemedi.
Gelinen noktaya bakın... Binlerce insan öldü, yüzbinler yerinden oldu, ilçeler yakılıp yıkıldı. Ve Türkiye, çok değerli bir barış fırsatını bir kez daha kaçırdı.
Demirtaş’ın son savunması, barış gazeteciliğinin ne kadar hayati ve gerekli olduğunu bana bir kez daha hatırlattı. Halkın haber alma hakkını savunmak yetmiyor. Basın, üzerindeki korkunç baskılardan ve engellemelerden sıyrılarak tekrar barış gazeteciliğini konuşabilmeli, kendi özeleştirisini yapabilmeli. Aksi takdirde ne barışa, ne huzurla birarada yaşama hayaline, ne adalete kavuşabileceğiz.
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
22.06.2021