Melih ALTINOK
Felaket senaryolarına rağmen, BDP milletvekilleriyle ilgi dokunulmazlık fezlekelerinin Genel Kurul’da okunacağına ihtimal vermiyorum.
Başbakan Hakkâri’de BDP’lilerin PKK militanlarıyla kucaklaşmasının ardından kamuoyunda oluşan infiali gözönünde bulundurarak böyle bir girişimde bulundu. “Kararlılık mesajı” verdi. Ancak ötesine geçilmesi hâlinde bu sefer de başka kesimlerin “özdeşlik kurup” infiale kapılacağını biliyor.
AKP grubundan görüştüğüm bir milletvekili bu perspektifi “Bugüne değin neler neler yaşandı, hangi fezlekeyi getirip Genel Kurul’da oylamaya açtık. Yine öyle olacak, fiili durum yaratılacak” sözleriyle özetliyor.
Fezlekelerin gerek BDP’ye gerekse kamuoyuna siyasi bir mesaj olarak rafta, “el altında”bekletileceğini düşünen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da şunları söyledi:“Başbakan AKP içerisinde dokunulmazlıklar konusunda rest çeken vekillerine de bu uyarıyı yapıyor. Biz de dengeler üzerinden siyaset üretiyoruz, hele bir durun diyor.”
Dolayısıyla 1994’te DEP’li milletvekillerinin Meclis kapsından enselerinden tutularak alındığı o utanç verici sahnelerin yeniden yaşanacağından endişelenmek yersiz.
Zaten bir “sürpriz” olur da BDP’lilerin dokunulmazlıkları kaldırılırsa bile bu otomatikman yukarıda andığımız görüntülerin yaşanması anlamına da gelmiyor. Zira 90’ların Türkiye’sinde yaşamıyoruz. Dokunulmazlıkların kaldırılması, “dokunulmazlıkların kalkmış olmasından” öte sonuç vermeyecektir.
Kuşkusuz dokunulmazlıklarının kaldırılmasını güle oynaya karşılayacaklarını tahmin etmenin zor olmadığı BDP’liler de bu “gerçekliğin” bilincinde.
Bu yüzden de BDP’liler “doğmamış dokunulmazlıkların kaldırılması tehlikesine”, Kürtlerin kolektif hafızalarındaki kötü anılardan don biçiyorlar.
94’teki vahim olay, siyaset kanallarının Kürtlere kapatılması mesajını içerdiği için “Değişen bir şey yok, Kürtler yine parlamentodan kovulmak isteniyor” diyorlar.
Ve gözlemlediğim kadarıyla bölgede bu algıyı büyük oranda da yaratmış durumdalar.
Üstelik de yalnızca Kürt seçmenler arasında “azınlıkta” olan BDP tabanında değil, AK Parti’ye oy vermiş ya da onun dışında kalan bağımsız demokrat Kürtler arasında da.
Çünkü bölgenin psikolojisi son dönemlerde bu tür hayal kırıklarının prim yapması için son derece müsait bir havada.
Uludere travmasının yarattığı iklim, Kürtlerin PKK çevresinin “imha, inkâr” propagandasına direnmesini zorlaştırıyor.
Üstüne üstülük, milliyetçi kamuoyunun gazını almak için, dokunulmazlık tartışmasını açmak gibi bu kesimlere açık jestler yapan Başbakan, Kürt kamuoyunun, bu hamleye siyaseten mecbur olduklarını anlayacağını umuyor olmalı ki, restinde mimik bile vermiyor.
Evet, Kürt kamuoyu Türkiye’nin en politik kesimini oluşturuyor. Siyasi bilinçleri çok yüksek. Muhtemelen de çok şey bekledikleri Erdoğan’ın denge siyasetinin kodlarını okuyorlar.
Ama artık hükümetin, PKK çevresinin provokasyonları karşısında, milliyetçi kesimlerin hassasiyetlerine yangında ilk kurtarılacak dolap muamelesi yaparken, kendilerini ikinci plana itmesinden duygusal bir rahatsızlık duyuyorlar. Üstelik de onca riski göze alıp PKK’nin dümen suyuna girmemişlerken...
AK Parti “aklı”, demokratik reformları PKK’nin saldırılarına endekslememekle, yani PKK ve Kürt sorununu kısmen ayırmakla doğru bir yol izliyor. Ama artık ufukta ciddi ciddi beliren duygusal kopuşu engellemek için, PKK’den ayrı gördükleri Kürtlerin de tıpkı milliyetçi kesimler gibi moralmen tatmin edilmesi gerektiğini anlamalılar.
Hülasa, Kürtler “anlamaktan” bıktı, duymak da istiyorlar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019