Mithat SANCAR

Mithat SANCAR
Mithat SANCAR
Tüm Yazıları
Bir katliam, gerçeklik ve hakikat
13.01.2015
2058

 Charlie Hebdo’ya yapılan kanlı baskın ve on iki insanın acımasızca katledilmesi üzerine düşünürken, sıkça olduğu gibi yine gerçeklik ile hakikat arasındaki ilişkiye takıldım. Nedir buradaki gerçeklik, nedir bu gerçekliğin ötesine uzanan hakikat? Bu sorunun bende kestirme bir cevabı yok. Kendinden emin değerlendirmelerin sağanak gibi aktığı bir ortamda, aptalca ıslanmaktan sakınmak için, bir saçağın altına girmek iyidir. Garantisi elbette yok, ama sakince bir tefekkür sanki daha mümkün hale gelir o vakit. Böyle durumlarda en güvenilir saçaklar, edebiyat ve sinemadır benim için. Burada aklıma ilk gelenler ise, bir yazar ve iki film oldu. 


Yazarın adı Juan Carlos Onetti. Memleketi Uruguay. 1909’da Montevideo’da doğmuş, 1994’te Madrid’de ölmüş. 1970’lerde bir patlama yaşayan Latin Amerika edebiyatının biraz gölgede kalmış, bizde değilse de dünya edebiyat çevrelerinde “büyüklüğü” sonradan anlaşılmış yazarlarından. İlk romanı olan “El Pozo”yu 1939’da yazmış. Türkçeye “Kuyu” diye çevirebileceğimiz, Latin Amerika edebiyatının ilk modern romanı olarak nitelenen bu kısa kitap, kırkıncı doğum gününün arifesindeki bir adamın kendi iç kuyusuna bakarak yaptığı hesaplaşmayı anlatır. Romanın bir yerinde okuduğum şu pasaj, “gerçeklik” ile hakikat” arasındaki farkı, yalın ama çarpıcı bir biçimde anlatıyor bana göre: 

“Denir ki, yalan söylemenin çeşitli türleri vardır; fakat bunlardan en iğrenç olanı, gerçeği, bütün gerçeği söylemek ve bunu yaparken olayların ruhunu gizlemektir. Zira olayların içi her zaman boştur; olaylar, içlerine doldurulan duyguların biçimini alan kaplardan başka bir şey değildirler.” 

Charlie Hebdo katliamını, olayları art arda sıralayarak anlamak çok zor. Gerçi olayları göz ardı ederek hakikati yakalamak mümkün değil, fakat sadece olaylar üzerinde durmak da hakikati gizleme gibi bir işlev görebilir. Saldırının hangi örgüt tarafından nasıl planlanıp icra edildiği, güvenlik zaaflarının bulunup bulunmadığı, varsa bunların sebepleri gibi konular “gerçeği” ortaya çıkarmak açısından şüphesiz önemlidir. Ancak bu gerçeklik ne olursa olsun, zihinleri asıl meşgul eden mesele, İslam ile hiddet ve şiddet arasındaki bağlantıdır. 

11 Eylül 2001’den bu yana, bu bağlantının kaynakları konusunda iki ana tez ve tutum giderek daha fazla hakim hale geldi. Bir yanda, El Kaide’den IŞİD’e çeşitli islamcı örgütlerin “kötülüğün” sınırlarını sürekli genişleten, kendi çıtasını her seferinde daha da yükselten vahşetleri; diğer yanda Batı diye tanımlanan gücün politikalarının başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde yarattığı yıkımlar. İslam fikir ve siyaset dünyasında, kötülüğün asli, hatta yegane kaynağının Batı medeniyetinin ve kültürünün özü/doğası olduğu fikri açık veya örtülü ciddi bir ağırlık kazanırken; Batı’da da kötülüğün temellerinin bizatihi İslam’ın özünde yattığına dair algı alttan alta yaygınlaşmakta. Bu özcü anlayışlar, karşı tarafı dönüşmesi/değişmesi imkansız bir kötü olarak görenlerin her iki kesimde de hızla çoğalmasına yol açıyor. Karşısında kötülüğü özünde taşıyan bir düşmanın bulunduğu inancı,  öz sorgulamayı, iç hesaplaşmayı çok fazla zorlaştırıyor. 

Oysa yıkım ile öz yıkım arasındaki sınırların silinmekte olduğu bu kısır döngüden çıkışın en güvenilir yolu yüzleşme ve hesaplaşma şartlarının ve savunucularının her kesimde güçlenmesidir. 

Bu hesaplaşmanın nasıl olabileceğine dair iki etkileyici örnek olarak gördüğüm iki sinema başyapıtını hatırlatarak bitireyim. Her iki film, dünyanın Yugoslavya’dan Somali’ye ve de Türkiye’ye iç savaşlar ve katliamlarla sarsıldığı 1990’ların ilk yarısının ürünü. Biri Mathieu Kassovitz’in yönettiği Protesto (La Haine); diğeri Michael Haneke’nin  yönettiği Tesadüfi Bir Kronolojinin 71 Parçası (71 Fragmente einer Chronologie des Zufalls)… 

(BasHaber Gazetesi) 


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar