Mithat SANCAR
12 Eylül darbesinin iki liderinin yargılandığı dava bugün başlıyor. Şüphesiz böyle bir davanın açılmış olması, başlı başına çok önemli bir olay. Ancak bunun anlamını ve değerini belirlerken, temkinli davranmakta yarar var.
Bu davanın Türkiye tarihinde bir ilk olduğu doğru. Gerçi geçmişte “darbe teşebbüsleri”nin yargılandığı Talat Aydemir Vak’ası gibi örnekler var. Bugün de “darbe planlarını ve teşebbüsleri”ni yargılamak üzere açılmış davalar sürüyor. Fakat 12 Eylül darbecileri hakkındaki dava bunlardan farklı. Bu davada, gerçekleşmiş bir darbenin ve bu darbeyle kurulan cunta yönetiminin hayattaki liderleri mahkeme önüne çıkıyor.
Davanın sonucunun ne olacağını şimdiden kestirmek zor. Bir anlayışı (darbeciliği) mahkûm etmeyi sağlayacağını düşündüğümüz bir dava, pekâlâ tam tersi bir rol oynayabilir. Bu tatsız ihtimali önlemek için, davanın konusunu, niteliğini ve işlevini iyi belirlemek gerekir.
Bu davanın konusu, bazılarının sandığı gibi, “12 Eylül rejimi ve onun işlediği suçlar” değil. Davada yargılanan şey, sadece “darbe yapma fiili”dir ki, bu da, eski TCK’nın 146. ve 147. maddelerindeki suça tekabül ediyor. Bu nedenle, bu davayı “12 Eylül’ün yargılanması” şeklinde nitelemek doğru olmaz; buna en fazla “Evren/Şahinkaya Davası” diyebiliriz.
Gelelim, tatsız ihtimale! Sanık avukatları, esas hakkındaki savunmalarını “başarılmış darbenin davası olmaz” diye basitleştirebileceğimiz teze dayandırıyorlar. Bu tezi temellendirmek için kullanılan argümanlar bence tamamen geçersiz. Savunma, bu açıdan demagojinin ötesine geçemiyor. Buna rağmen, mahkeme bu tezi haklı bulabilir. O zaman da, darbecilik, başarılı olması şartıyla, hukuken meşrulaşmış olacak.
Bazı kesimlerin böyle bir kararı, 12 Eylül’ü bütün yönleriyle meşrulaştırmak için kullanmaları mümkündür. İşte bu ihtimali önlemek için, davanın kapsamının genişlemesi gerekiyor. Evren ve Şahinkaya’nın sadece “darbe fiili”nden değil, cunta dönemindeki suçlardan ve ihlallerden de yargılanmasını sağlamak, bu açıdan hayati önem taşıyor. Bu genişlemeyi sağlayacak en önemli araç da, mağdurların müdahillik talebidir.
Askerî darbeyle hesaplaşma konusunda özel bir örnek olan Arjantin’de, cunta liderleri, “sivil yönetim”e geçildikten hemen sonra mahkeme önüne çıkarıldılar. Cunta yönetimi 1984’te çöktü. Kısa süre sonra seçimler yapıldı. Cunta üyesi generaller hakkındaki dava da Nisan 1985’te başladı. Generallere isnat edilen şey, sadece “darbe yapmak” değil, yönetimleri döneminde kullandıkları yöntemler ve yaptıkları ihlallerdi. İnsan hakları örgütleri ve mağdur çevreleri tarafından yakın takip altında tutulan ve 800’den fazla tanığın kamuya açık oturumlarda dinlendiği yargılamalar aynı yılın aralık ayında bitti. Mahkeme, General Videla ile Amiral Massera’yı ömür boyu; diğer cunta üyeleri Agosti, Viola ve Lambruscini’yi çeşitli hapis cezalarına çarptırdı.
Arjantin deneyiminin önemli bir yanı da, yargılamaların üst düzey cunta yöneticileriyle sınırlı kalmamasıdır. Siyasal mücadele ve toplumsal baskının etkisiyle çoğu subay olmak üzere bir çok cunta görevlisine karşı yeni davalar açıldı. Sorumluları izleme ve yargılamaları sağlama çabaları bugün de devam ediyor; yeni davalar açılıyor, eski sorumlular yargılanıyor ve hüküm giyiyor.
Evren/Şahinkaya davasını 12 Eylül’ün yargılandığı bir davaya dönüştürmek için, Arjantin’deki gibi bir siyasal çerçeveye ve zemine ihtiyaç var.
Belirteyim ki, 12 Eylül gibi askerî cunta ve zulüm dönemleriyle hesaplaşmak, sadece dönemin sorumlularına yargı yolunun açılmasıyla halledilebilecek bir mesele değildir. Bu bağlamda geçmişle hesaplaşma; otoriter, baskıcı ve kıyıcı yönetim zihniyetinin meşruluğunu sorgulamaya ve geçersiz kılmaya yönelik siyasal, hukuksal, kültürel, moral ve estetik boyutlar içeren kapsamlı bir çabayı ifade eder.
Bir bütün olarak hesaplaşmanın asıl hedefi, darbeciliği ve darbe dönemlerinin yönetim zihniyetini gayrı meşru ilân etmektir.
12 Eylül, herhangi bir “ara rejim”, basit bir “cunta yönetimi” olarak görülemez. Bu darbe ve darbeyle kurulan hukuksal/siyasal sistem, toplumun dokusunu değiştirmeye azmetmiş kapsamlı bir planın ifadesidirler. Toplumun her zerresini ve yönetimin her kademesini yeniden inşa etmeye yönelik ağır bir mühendislik projesidir 12 Eylül. Bu projenin, birçok alanda hedeflerine ulaştığını, yani kendi açısından başarılı olduğunu kabul etmek gerekir. Böyle bir projeyle hesaplaşmak, hiç de kolay değildir. Yargılamalar bu yönde atılmış önemli bir adımdır. Ancak asıl hesaplaşma, 12 Eylül’ün dayandığı ve topluma dayattığı zihniyet dünyasıyla olmak zorundadır. Son yıllarda bu alanda olumlu gelişmeler kaydedilmiş olmakla birlikte, 12 Eylül’ün zihinsel kalıplarını, kurumsal ve hukuksal yapısını geçersiz kılma noktasının henüz epey uzağındayız.
Bu noktaya yaklaşmamızı sağlayacak en önemli yolun demokratik siyaset olduğunu unutmamamız gerekiyor. Yargılamalar da ancak demokratik siyasetin imkânlarıyla olumlu sonuçlara vardırılabilir. Aynı şekilde, bu yargılamalar, demokratik dönüşüme katkıda bulundukları ölçüde hesaplaşma açısından gerçek işlevlerini yerine getirmiş olacaklardır.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014