Mücahit BİLİCİ
Parklarda çocukların oyun yeri çok ilginç bir mahdut mekândır. Onun da içinde kumla oynanan bir bölüm oluyor: kum havuzu. Oyun yerinin en şekillenebilir kısmıdır. Orada esasen şekil yoktur. Kum havuzunun kenarlarında ebeveynler bekler. Beklenmedik durumlarda müdahale etmek üzere dururlar.
Kum havuzu yaratıcılığın sahasıdır küçük çocuklar için. Tahayyül ve tasavvurun sınırsızlığı orada kendine bir mekân bulmuştur.
Kum havuzu bir âlem ise, çocuk oraya salıverilen akılsız hayattır. Bu henüz akıllanmamış hayat hudut bilmez, sınırsızdır. Oyun alanının tamamı akan suyu yönlendiren kanallar gibi düzenlenmiştir.Onun içinde, tecrübeye iştahlı hayat akar zevk alarak. Çocuk, önüne çıkan yatakta akan su gibidir. Kendisinin farkında değildir. Kendisine ilişkin bilinç bir öz-bilinç değildir. Çocuk kendinin bilincinde olmayandır. Onun bilinci başkasındadır: ebeveyndedir. Ebeveyn çocuğun bilincini ve bilincin yükünü taşır. Farkında olan, endişe eden ebeveyndir.
Çocuğu zaptetmek için toplumun zaman ve değerler süzgecinden geçirdiği ahlak, kum havuzunun kenarlarına tutunur. İçeri nüfuz etmek ister ama edemez. Kum havuzunda şiddet var, gasp var, mülkiyetin reddi ve kabulü var. Ebeveynlerin bakışları, jest ve mimikleri kum havuzuna ahlak aşılamak için çırpınır. Fakat kum havuzu ahlaksızdır. Çocuklara terk edilen bu yer doğru ve yanlışın ötesinde bir yerdedir. Kum havuzunda herşey kendidir. Olduğu gibi kabul edilir.
İnsanın nihai özelliği ‘oyun’dur. Oyun insanı anlamanın en önemli anahtarlarından biridir. Fakat ciddiye alınmaz. Hâlbuki bütün bir edebiyat ve hatta bilim bile bir oyundur. Sadece bazı oyunları yanlışlıkla fazla ciddiye alan yetişkinleriz.
Medeniyet insandaki oyun kabiliyetini sınırlar, insanı zapturapt altına alır. Her ne kadar medeniyet aşkınlığı, bilinçten bağımsız bir kendilik hâlini kırmaya çalışsa da bu hâl kum havuzunda ve oyunun oynandığı her yerde (mesela futbol sahasında) varlığını sürdürür. Kum havuzunda çocuklar dünya kurarlar ve dünya yıkarlar. Kum havuzunda varlığın hammadesi kum taneleri kadar küçük ve kırılgandır. Herşey aynı renktedir ve aynı maddeye insanın katabildiği tek şey şekildir. Şekil iradenin kuma düşen gölgesidir. Orada yapılan herşey sonunda bozuluyor. Kum havuzu bir yap-boz tahtası, bir mahv-isbat sayfası gibidir.
Çocuk biraz büyüyünce Lego’yla tanışıyor. Kum taneleri yerlerini birbirleri ile dayanışma içine girebilen tuğlavarî plastik bloklara terk ediyor. Lego parçaları biraraya gelip çocuğun tasavvuruna maddi bir ceset giydiriyor. Kum tanelerinin aksine Lego ile birlikte çocuğun bu inşa tecrübesinerenkler de dâhil oluyor. Legolardan biraz yukarıya çıktığımızda gerçek tuğlalar ve inşa edilmiş bir çevre gerçeğine yaklaşıyoruz. Kumda tamamen çocuğun arzusuna göre şekil alabilen hammade inceliği, latifliği, Lego’da kenarları tamamen yuvarlatılamaz bir katılığa bürünür. Daha sonraki aşamalarda çocuk denen o hayata nihayet akıl nüfuz eder ve ahlak onu zapteder. İnsanın etrafında inşa edilmiş dünyası hem o kırılganlığından uzaklaşır hem de insanın kendisi aklın inzibatı altına girer. Mevcudu kaçınılmaz görmeye başlar.
Esasen insanın dünya hayatı bir oyundur. İnsan oyundan çıkamaz. Sadece oyunda olduğunu unutur. Gerçeklik diye bildiğimiz şeylerin aslı Lego’lardır. Lego’ların da aslı kum taneleridir.Kum tanelerini geçici olarak mesela bir kule formunda ayakta tutan çocuk, büyüyünce inşa edilmiş bir dünyanın ayakta kalacağı varsayımı ile hareket eder. Oyunda kaybolup kendini kandırma ihtiyacı hissetmeyen çocuğun yerini, şimdi oyunda olduğunu unutmak için kendi kendini kandıran yetişkin alır.
Twitter: @mucahitbilici
http://www.taraf.com.tr/mucahit-bilici/makale-cocuk-ve-lego.htm
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025