Mümtazer TÜRKÖNE
Savaş naralarının, mermi seslerinin arasında aklı başında bir musahabeye girişmek çok zor. Yine de ihtiyacımız olan aydınlık orada.
Savaş alanının kenarında sakin bir alan açmak ve yanlış anlaşılma riskine rağmen sükuneti korumak, belki de bu vartayı ülke adına en az zararla atlatmaya katkıda bulunabilir; kim bilir belki de gerçeklere ulaşabiliriz. İlim ve fikir bahsinde tam merkezde duran iki kişiyi, Hayrettin Karaman ve Yalçın Akdoğan’ı dikkate almadan bu imkânı yakalamak çok zor. Bu yüzden Akdoğan’ın (Yasin Doğan mahlası ile) önceki gün, Karaman Hoca’nın ise dün Yeni Şafak’taki köşelerinde benim “Siyasal-Sivil İslâm” ekseninde yaptığım yolsuzluk yorumlarına verdikleri karşılıkları hiddet ve şiddet yüküne rağmen, bir sükunet arayışı olarak okuyabiliriz.
Söylediğim şu: Türkiye’de İslamî gelenek birbirine paralel iki ana kulvarda ilerledi. İllegal yöntemleri benimseyen radikal İslâm, hiçbir zaman kitle desteği bulamadığı için konumuzun dışında. İki kulvardan ilkinde, demokratik ve legal araçları benimseyerek iktidarı, dolayısıyla devleti ele geçirmeyi hedefleyen ve kabaca Millî Görüş akımı ile şekillenen siyasal İslâm yer aldı. İkinci kulvarda ise bin yıllık tarikat geleneğini tevarüs ederek siyasetin dışında, dolayısıyla devletin uzağında dindar toplumun hayatî ihtiyaçlarını karşılayan teşkilatlı sivil İslâm geleneği kendi başına yoluna devam etti. Dün Risale-i Nur Hareketi ve bugün Gülen Cemaati, bu sivil geleneğin en başarılı temsilcisi oldular. “Siyasal ve sivil”, toplumun birbiri aleyhine daralan veya genişleyen iki alanıdır. Siyasal İslâm, keskin bir muhalefetle gelişti, iktidarı ele geçirince yumuşadı, sert kabuğu çatladı ve içindeki yumuşak doku iktidar şartlarında yeniden şekillendi. İslâmcılık, cami yaptırmak ve devlet eliyle din eğitimini yaygınlaştırmaktan ibaret soft bir dindarlığa dönüştü. Konjonktürü iyi değerlendiren liderlik sayesinde, siyasal alanda rakipsiz hale geldi. Sonunda karşısında, aynı kaynaktan beslenen sivil İslâm’dan başka rakip kalmadı. İşte tam bu noktada muhalif karakterini kaybeden siyasal İslâm, bu rakibi alt etmek için geçmişte bıraktığı İslâmcı silahları yeniden devreye soktu.
Siyasal İslam’ın “paralel devlet” veya “hayalet yapı” iddialarını tartabilmek için, sivil İslâm’ın devletle olan sorunlu ilişkisini hatırlamamız lâzım. Diğer cemaatler de dahil olmak üzere sivil İslâm, devletin şerrinden ve kahrından emin olmak için iki araca müracaat etti. Birincisi, hep sağ partilerden oluşan iktidarlarla klientalist ilişkiye girdi. İkincisi ise adeta bir erken uyarı sistemi olarak etkili devlet kadrolarına adam yetiştirdi. Gülen Cemaati’nin yetenek avcılığı ile toplumun en alt kademelerinden bulup, eğitim aracılığıyla en yukarıya taşıdığı kişilerin içinden doğal olarak bu devlet kadrolarını dolduran parlak isimler çıktı.
AK Parti kamu kaynaklarını kullanıp sivil İslâm adacıklarını tek tek devletleştirerek otoritesine ram ederken, Gülen Cemaati bu çabaya direnen tek merkez olarak kaldı. Dershane teşebbüsü ile Başbakan, Cemaat’e öldürücü bir darbe vurmaya kalktığı zaman ipler koptu ve savaş başladı. Bu zorlu karşılaşmada savunma pozisyonunda olan tarafın Cemaat olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Karşı öldürücü darbe, AK Parti’nin yumuşak karnı olan yolsuzluklar üzerinden geldi. Zokayı yutmuş balık misali çırpınışları bu sivil-siyasal çatışmasını da daracık bir alana sıkıştırdı. Sonuç: Sivil İslâm aldığı onca yaraya rağmen devlet karşısında özerkliğini korumayı başardı.
Yalçın Akdoğan’ın bana isnad ettiği “ılımlı-radikal İslâm” ekseni elbette içinden geçtiğimiz karanlık tüneli aydınlatmak için yetersiz ve gereksiz. Dikkat edilirse Başbakan, en çok bu kriz boyunca İslamî argüman kullanmaya başladı. Adeta siyasal İslâm’ın pas tutmuş eski tezleri yeniden tedavüle sokuldu.
İslâmcılık bugün, yolsuzluk ithamlarına karşı bir koruma duvarı olarak devreye giriyor. Nasıl mı? Yolsuzluk fetva ile yapılmışsa? Devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025