Mümtazer TÜRKÖNE
Beş ay içinde oy oranlarını radikal biçimde değiştirme potansiyeli en fazla hangi partide? CHP’nin ulusalcı-solcu tahtirevallisi yüzünden taşıma kapasitesi sınırlı. HDP parti olarak seçime girerse yüzde 3’lük bir ilave oyu zorlayacak. Geriye AK Parti ile kısmen benzer damarlardan beslenen MHP kalıyor. Bugünden yarına oy dengeleri değişecekse, bu AK Parti oylarının düşüşü, MHP oylarının yükselişi şeklinde tecelli edecek.
MHP’nin kemik seçmen tabanı, Türkiye haritasında bir ay-yıldız formu oluşturuyordu. Maraş’tan Balıkesir’e kadar uzanan Toroslar silsilesinde bulunan Yörükler hilal, İç ve kısmen Doğu Anadolu’yu mesken edinen Türkmenler hilalin çevrelediği yıldız idi. Hilal MHP’de kaldı, ancak yıldız AK Parti’ye kaydı. 7 Haziran seçim sonuçlarını büyük ölçüde MHP’nin tapulu malı olan, bugün AK Parti’nin üzerine AVM’ler kondurduğu yıldızın yer aldığı bu coğrafya belirleyecek. MHP, AK Parti’yi iktidardan düşürecek oranda oy transfer edebilecek potansiyele objektif olarak sahip. Ya subjektif olarak? Yani MHP bu iddiayı seçim sathına taşıyacak liderliğe, organizasyona, iletişim stratejilerine ve en önemlisi niyete sahip mi? Bu sorunun cevabı MHP tarafından seçim kampanyası boyunca AK Parti’ye alternatif oluşturulacak üç ana başlığın altında verilecek.
Birincisi, AK Parti adına Erdoğan’ın fiilen yürütmeyi üstlendiği “seçim kampanyasının özü”ne dair. Beşir Atalay bu özü “başkanlık sistemi” olarak şimdiden ilan etti. Bu “öz” seçmenle kurulacak iletişim stratejisinin merkezine Erdoğan’ı kişisel olarak yerleştirmek anlamına geliyor. Alışılmadık bir durum: İktidar partisinin seçim kampanyası Cumhurbaşkanı’nın kişisel iletişimi olarak, ona hasredilmiş şekilde ve onun eliyle yürütülecek. Cumhurbaşkanı’nın Kırşehir’de yaptığı gibi seçimde seçmenden oy istemesi ürkütücü ve itici bir manzara. Güçlünün zaafı kendi gücüdür. Bu çok kişiselleştirilmiş kampanya stratejisinin zaafı, seçimin temel dinamiğini, diktatörlük arayışları ile demokratik-hukuk düzeni arasına keskin bir kutuplaşmaya dönüştürme ihtimali. Erdoğan dizginlenemeyen kibri ve bilgisizliği ile şimdiden bu zaafı çoğaltan çok fazla hata yapıyor. Öyle anlaşılıyor ki formül, Mustafa Şentop’a ait. İyi bir hukukçu olan Şentop, Fransız modelini tekrarlayan yarı-başkanlık sistemi önermiş. Erdoğan bu öneriyi, dizginlenemez bir iştiha ile İran başkanlık modeline, orada daha üstte yer alan Ayetullah’ı da içine katarak resmen hilafete dönüştürmüş. Erdoğan, başkanlık sistemini bilmiyor; belli ki kendisine anlatılanları da sadece işine yarayan kısımları ile seçerek dikkate alıyor. İşin gerçek özü şu: Başkanlık sistemi de parlamenter sistem gibi demokratik bir sistem. Erdoğan’ın yarım yamalak yuvarladığı şey evrensel hukuka ve demokrasi prensiplerine uygun olan bir sistem değil, daha fazla güç peşinde olan bir politikacının fantezileri. Dikkat edilirse yargının denetleyemediği, dolayısıyla tamamen keyfî bir sistemi savunuyor. “Parlamento denetleyecek” diyor. Hayatını çalıp çırparak kazanan birine hırsızlara verilecek cezayı tayin ettirmek gibi, güç ve şevket sahiplerine kendi yetkilerinin sınırlarını çizdiremezsiniz. Erdoğan’ın başkanlık hayali, yüzde 50’yi hiçbir gücün denetleyemediği bir tiranlıktan başka bir şey değil. AK Parti’nin seçim kampanyasının “öz”ü başkanlık sistemi olacaksa, bu öz Erdoğan’ın formülüne göre bünyeyi ifsad edecek kadar çürük ve kokuşmuş bir öz. AK Partili hatiplerin vatandaşın karşısına geçip “seçimle bir tiran atamayı” savunmak zorunda kalmaları hazin değil mi? Üstelik parti lideri ve başbakanın bir taşeron edasıyla başkasına çalışması, rakip partiler açısından affedilmez ilave bir zaaf oluşturmaz mı?
Bu çürük öz sadece MHP’nin değil de, CHP’nin de, HDP’nin de altın madeni olacak; ancak MHP’nin bu zaafı kendisi için avantaja dönüştürebilmesi için hukuk, özgürlük ve demokrasi üreten dinamiklere ihtiyacı var.
Diğer iki ana başlığı “barış süreci” ve “ekonomik istikrar beklentisi” oluşturuyor. Bu iki alanda MHP’den beklenen cevaplarla bu konuya devam edelim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025
16.10.2025