Mümtazer TÜRKÖNE
Sadece İlker Başbuğ'u değil, mümkün olsa Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan generalleri tam kadro halinde Meclis'e sokabilmek için Erdoğan en küçük bir tereddüt geçirmez.
Lâkin hiçbiri böylesine onursuzca bir taltifi kabul etmez. Nitekim Başbuğ cevabı verdi ve "hiç bir anlamı yok" dedi. Darbeci bile olsanız, askerlik mesleğinin onurunu ayağa düşüremezsiniz. Hazırlığınızı yapar yola çıkar, "ya devlet başa, ya kuzgun leşe" diye, başınıza geleceklere peşinen rıza gösterirsiniz. Yakup Cemil gibi başaramayınca, karşınızda silahlarını size doğrultan idam mangasına ateş emrini bizzat siz verirsiniz. Hırsızların dümen suyuna girmek her delikanlıyı bozar.
Üstelik konuşma Harp Akademileri'nde yapılmasına rağmen gerçek muhatap askerler değil, Ulusalcılar. Erdoğan Ulusalcılara, "gelin birlik olalım" çağrısında bulunuyor. Peki kime karşı?
Erdoğan'ın darbe suçuyla yargılanan generallerden özür dilemesi, ABD'den 74 senatörün imzalayıp Kerry'e gönderdiği mektubun eseri. Bu bağlantıyı kuran ben değilim, Balyoz davasında 18 sene hapis cezasına çarptırılan ve dört senesini tutuklu geçiren Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz. Muhtemelen Harp Akademileri'nde Cumhurbaşkanı'nın karşısında askerî disiplin içinde bu sözleri dinleyen kurmay subaylar da aynı sebep-sonuç ilişkisini kurmuştur.
"Tutuklanmalarına gönlüm razı olmadı." lafı, 17-25 Aralık sayesinde keşfedilen "millî orduya kumpas kuruldu" sözünün güncellenmesinden ibaret. Asker en ince detaylarına kadar Balyoz ve Ergenekon süreçlerinde Erdoğan'ın oynadığı rolü biliyor. Başbuğ'un doğrudan onun talimatı ve ısrarı ile tutuklandığını da. "Gönlüm razı olmadı." lâfını kendisinin bile ciddiye almadığı, asıl zarfın içine yerleştirilen mesajdan belli. "Kurumlarımız içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteği ile techiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık." Ne güzel! Darbe davaları ile yolsuzluk soruşturmalarını terazinin aynı kefesine koyacağız. Birbirlerinin kanlısı olan iktidar ve darbe zanlıları aynı kumpasın mağdurları durumundalar. Darbecilerin tamamı dahil bu kader ortaklığına rıza gösterecek bir Ulusalcı çıkar mı dersiniz?
Dikkat ederseniz, Erdoğan'ın sözleri arasında inandırıcılığı kalmadığı için "paralel yapı" sözü yok. Tümamiral Gürdeniz haklı. Cumhurbaşkanı Ulusalcılara, 74 imzalı Senato mektubuna göndermede bulunarak "sizi de bizi de ABD yaktı" mesajı veriyor. Çıkartılmasını beklediği bir sonuç var: "Omuz omuza birlikte savaşmak."
Aynı gün "millî orduya kumpas kuruldu" stratejisinin müellifi Yalçın Akdoğan'ın, "bir devlet meselesi, ulusal güvenlik meselesi" diye tanımladığı "küresel psikolojik harekat" iddiasını, Erdoğan'ın sözlerinin şerh edilmesi olarak okuyabilirsiniz. "Türkiye NATO'dan çıkabilir" tartışmasının zamanlaması da demek tesadüf değil.
Erdoğan seçim stratejisini "Türkiye'ye yönelik küresel siyaset mühendisliği tehdidi" üzerine inşa ediyor. Mağdur rolünü tekrar oynayacağı daha inandırıcı bir düşman yaratmaya teşebbüs ediyor. Kastedilen bu sefer doğrudan ABD, hareket noktası ise önce Temsilciler Meclisi'nden, arkasından Senato'dan gelen yenilir-yutulur cinsten olmayan tepkiler.
Darbe sanıkları hırsızlık zanlıları ile aynı çuvala girmezler; ancak Erdoğan'ın stratejisinin tek çürük tarafı bu değil. Adama sormazlar mı: Hidayet Karaca'nın, Mehmet Baransu'nun tutuklanması, Bank Asya'nın devlet zoruyla batırılmaya çalışılması acaba yeni bir "küresel psikolojik harekat"ın bir parçası mıydı? Öyle ya, gazeteci tutuklayan, banka batıran bir politikacı, gelen tepkilere "uluslararası kumpas" derse, adama o zaman "gazetecileri tutuklatanları bul o zaman" cevabını yapıştırmazlar mı? Dünyanın üzerine titrediği temel haklar, Türkiye'de Erdoğan'ın liderliğinde alenen ihlal edilmeseydi ABD Kongresi bu mektupları kaleme almayacağına göre? Ne dersiniz yoksa tıpkı Balyoz ve Ergenekon'da olduğu gibi devletin zirvelerinde birileri gerçekten kumpas mı tezgâhlıyor? Erdoğan yeniden oyuna mı getiriliyor?
İlker Başbuğ'un adaylığında ısrar eden bence Yalçın Akdoğan. Uluslararası kumpasın başındakiler ise Erdoğan'ın yakın çevresinde gazeteci tutuklatma fikrini ortaya atanlar olmalı. Kim bilir belki de "paralel yapı"nın son kumpası "basına kelepçe"dir, ne dersiniz?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
21.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
5.09.2025
2.09.2025
1.09.2025
30.08.2025