Mümtazer TÜRKÖNE
Uzun süren iktidarlar ister istemez alışkanlığa dönüşüyor ve varlık gerekçelerini kaybediyor. Yıllar boyunca her sözünüzde keramet aranınca, siz de uçmaya başlıyorsunuz.
Şeyhler uçmaya mütemayil olunca uçuracak müridler her zaman bulunuyor. Halbuki iktidar olmak bisiklet sürmeye benziyor. Sürekli pedal çevirmeniz ve hareket halinde olmanız gerekir ki düşmeyesiniz. Azmedip ustalaştıkça merdivenleri bile iki tekerleğin üzerinde tırmanmaya, akrobatik hareketlere başlıyorsunuz. Sonra bütün engeller bitince, hafif bir meyilde aşağı doğru pedal çevirmeden ilerliyorsunuz, hep böyle olacak sanıyorsunuz; ama aniden hiç beklemediğiniz şekilde yandan gelen bir kamyonun altına giriyorsunuz.
Yıllar boyunca her sabah iktidar sahibi olarak uyananlar, Neşet Ertaş'ın dile getirdiği "Seni ilelebet benimsin sandım" yanılgısına kapılır, uzun soluklu iktidarların kötü huyları da üstüne binince pişmanlık için çok geç kalırlar.
İktidarda süren yolculuk aynı zamanda bir yalnızlaşma serüveni. Kadro sürekli yenileniyor ve başlangıç çizgisinde önemli roller üstlenenlerin hiçbiri liderin yanında kalamıyor. İktidar gücü tek kişinin elinde yoğunlaştıkça başlangıçtaki fedakâr kadrolar yerini profesyonel emir kullarına bırakıyor. İktidar odağı, tekelleşme sürecini tamamlıyor; bu sefer ortaya başka bir sorun çıkıyor. Mücadele kendi içine döndükçe, iktidar kendisini yeniden üretme yeteneğini kaybediyor.
Firavun'un tanrılık iddiası, elindeki gücün sınırsızlığının ve rakipsizliğin eseriydi. Denetleyen ve dengeleyen bir güç olmayınca Firavun, iktidarını taşıyabileceği en uç noktaya taşıdı. Neron, iktidarının gücünü seyretmek için Roma'yı yakmıştı. Denetimsiz iktidar, iktidar sahibinin de başına belâ. Kaldıramayacağı, taşıyamayacağı bir gücün, kendi gücünün altında ezilmeye ve iktidar olarak varoluş sebebini kaybetmeye başlıyor.
Sandık hakimiyetine dayanan parlamenter demokrasi içinde fiili başkanlık sistemi diye hilafet modelini işletmeye kalkmak, firavunlaşmaktan hiç farklı değil. Ha demokratik kurumlar ve kurallar arasında insanların biatını alıp, otoritenize dinî bir veçhe kazandırmışsınız ha "ben tanrınızım" diyen firavun olmuşsunuz. İkisi de sorgusuz ve denetimsiz bir iktidarı ifade etmiyor mu? "Biat" bir sözleşmedir ve tek bir kişi karşısında bu sözleşmenin tarafı olmanız bütün denetim ve eleştiri hakkınızdan vazgeçmenizi gerektirir. İslâmî açıdan tartışmalı ve sorunlu bu kurumu, diktatörlük veya otokrasinin dinî kılıfı olarak sunmak size ancak görünüşte ilave bir güç kazandırır. Hilafet iddiası, günümüzün demokratik kurallarına ve denetim mekanizmalarından kaçış ve hile-i şeriyye olmanın ötesinde hiçbir işe yaramaz.
İktidar tekelleştikçe, bu tür tarih dışı iddiaların meşruiyet kılıfı olarak tedavüle sokulması muhafazakâr çerçevenin içinde kendine zemin bulabilir. Ama karşımızdakinin iktidar hakkının kaynağı olan demokrasiyi referans alan bizler, hilafet iddiasında olan kişiye firavun, diktatör veya otokratın ötesinde "sahtekâr" demeye devam ederiz ve elbette yerden göğe kadar haklı oluruz.
Türkiye'nin yaşadığı krizleri, birilerine çok cazip gelen bu tarih dışı iddiaların ışığında yorumlayabilirsiniz.
"Bir siyasî hareketin lideri olmak", o kişiye anayasa ve yasaların dışında yetki verir mi? Bugünlerde çok yaygın olarak kullanılan tabir işte bu ve yakından bilenler bu tabirin içinin nasıl doldurulacağını ve nelerin kastedildiğini çok iyi biliyor. Bu tabir, vakti zamanında yapılmış bir sözleşmeye ve bu sözleşmenin şartlarına atıfta bulunuyor.
"Siyasî hareketin lideri" nerede, hangi makamda bulunursa bulunsun bütün yetkilere sahip olduğunu ve mutlak itaat beklediğini, o sözleşmeye atıfta bulunarak hatırlatıyor. Belli ki "biat edenler" aynı fikirde bulunmuyor, sonra tartışmalar büyüyor, taraflar devlet sorumluluğunu da üstlendikleri için kriz ülkeye yayılıyor.
Cumhurbaşkanı ile hükümet ve parti yönetimi arasındaki kriz belli ki henüz çözülmedi. Arınç "cumhurbaşkanını daha fazla bilgilendireceğiz" derken "ona itaat edeceğiz" lafından çok farklı bir şey söylüyor. Alışkanlıklar siyasetin şartlarına ve gerçeklerine toslayıp dağılıyor, beraberinde iktidarı bir balon gibi söndürüyor. Bisiklet, karşıdan gelmekte olan kamyonun dev tekerleklerine hızla yaklaşıyor.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025