Mümtazer TÜRKÖNE
Kürt Sorunu'na, “Kürt” kimliğinde saklı bütün derin anlamları bir kenara bırakıp, sadece bir “iktidar üretme alanı” olarak bakarsanız, bugün karşımıza çıkan manzarada sebeplerle sonuçlar arasındaki ilişkiyi bütün berraklığı ile takip edebilirsiniz.
Kürt Sorunu, Erdoğan'ın bütün iktidar hesaplarını değiştirdi, AK Parti'ye tek parça iktidarı kaybettirdi. HDP'yi kapatırsanız, dokunulmazlıkları kaldırırsanız zararı telafi edebilir, eski günlere dönebilirsiniz. Yalçın Akdoğan “Dolmabahçe Mutabakatı”nı sonradan inkâr eden Cumhurbaşkanı'na, şıracıya şahitlik eden bozacı gibi destek veriyor, ama kendi sorumluluğu hakkında tek kelâm etmiyor. Daha vahimi “Süreç” ile, yukarda bahsettiğim “iktidar üretimi” arasında kurduğu bağlantıya dair itirafı. Akdoğan, HDP'nin barajı geçmek için Süreç'i sabote ettiğini öne sürerken, tam da kendilerinin temel seçim stratejisindeki tutmayan hesabı ifşa ediyor. Demek Erdoğan, mimarı olduğu Dolmabahçe Mutabakatı'nı bir ay sonra seçimi kazanmak için inkâr etmiş.
Kürt Sorunu üzerinden şimdiki iktidar üretme tekniği ne? HDP'ye kapatma davası açılır, dokunulmazlıklar kaldırılırsa PKK zaten başlattığı terörü iyice tırmandırır. Bu sefer terörün patladığı şartlarda seçim yapılırsa barış güvercini olmaktan çıkıp ateş saçan bir ejderhaya dönen HDP oy kaybeder ve AK Parti tekrar saltanat günlerine geri döner.
Hesap doğru mu? Hayır, yanlış. HDP barajı, Kürt Sorunu'nu barışçı yöntemlerle çözmeyi vaat ettiği için aşmadı. HDP, fazladan aldığı oyları kuruşu kuruşuna toplumdaki Erdoğan antipatisine rehberlik ve liderlik ederek kazandı. “Seni başkan yaptırmayacağız” dedi ve barajı fersah fersah geçti. Öyleyse bugünün iktidar tablosunun içinde tersinden bakıldığı zaman reel Kürt Sorunu bulunmuyor. Soruşturulamayan yolsuzluk iddiaları, hukuk ihlalleri ve otokrasi inşasına karşı HDP, Bolu beyine karşı Köroğlu arayan kitleler için matematiksel bir eşik oluşturdu ve bu eşiği geçti.
Bugün yüreğimizi burkan şehid haberlerini, bir de şu mantıkla okuyun. 17/25 Aralık olmasaydı, iktidar rekabeti kirli bir mecraya kaymasaydı Çözüm Süreci böylesine basit bir iktidar üretim sorununa dönüşür ve PKK bu kadar kontrolden çıkar mıydı?
Kürtlerin darbelenen sırtı, en fazla PKK için yalın bir güç ve iktidar üretim alanından ibaret. Süreci bitirirken Bayık'ın tehdit ettiği şekilde, meskun mahallerde evler arasına kazılan tüneller tarzı lojistik hazırlıklarla Kent Savaşı başlasa, sonucu ne olur? Sadece bölge halkı bir kan banyosu yapar. 2012'de PKK'nın Şemdinli üçgeninde yaşadığına benzer bir fiyasko gerçekleşir. 2013'ün Mart'ından bugüne barış şartlarını kullanarak PKK mesafe alırken, TSK da boş durmadı, hazırlıklarını ikmal etti. Batı'da büyük şehirlerde girişilecek terör saldırılarının götürüsü, getirisinden fazla olur. PKK, iğneyle kuyu kazarak Suriye üzerinden Batı'da edindiği sempatiyi bir anda kaybeder.
PKK, iki buçuk senenin dokunulmazlığı ile şımarmasaydı, ateşkesi bu kadar akılsızca sona erdiremezdi. Duran Kalkan “akıllı olun” lafını, herhalde kendi şeflerine söylüyor. PKK'nın Suriye'deki çıkarları stratejik, Türkiye'ye ilan ettiği savaş ise taktik, bu yüzden geri adım atmak zorunda. ABD kendisini bu kadar aleni gözden çıkarttıktan sonra başka çaresi yok.
Erdoğan Çin'e giderken PKK'ya karşı yürütülen savaşı, şehidlerimizin kanlarından sorumlu tuttuğu “sözde siyasetçi, sözde aydın, sözde sivil toplum kuruluşu temsilcisi herkese” yani, legal ve demokratik Kürt siyasî aktörlerine karşı genişleterek bir topyekün savaşa dönüştürdü. Bu sözleri dikkatle önündeki metinden okuması, inceden inceye hesaplanmış bir stratejinin yürürlüğe konmasının işareti olarak görülmeli. HDP kapatılacak ve demokratik siyaset alanı cendere içine alınacak. Erdoğan, Kürt Sorunu üzerinden yeniden iktidar üretmeye teşebbüs ediyor. Tekrar söyleyelim, bu hesap yanlış. Dün HDP yüzünden kaybedilen iktidar bu sefer MHP'nin kucağına olmuş bir meyve gibi düşecek. Eski teknikler işe yaramıyor, çünkü kirlenmiş bir iktidarın kirli ve kanlı iktidar oyununun yeniden iktidar üretmesi imkânsız. Daha ötesi başta Kürtler ve Türkiye'nin geri kalanı bu kirli ve kanlı iktidar tezgâhına düşer mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025