Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Evet, istikrar mutlaka devam etmeli
3.02.2015
1840

 Mülkiyet hakkının, basın özgürlüğünün olmadığı yerde istikrar olur mu?

Kamu kaynakları ile beslediği medya sahte haber üretecek, bağımsızlığını yok ettiği yargıdan ve iğdiş ettiği polisten operasyon gelecek, vergi rekortmeni itibarlı bir şirketi yok etmek için mafya yöntemleriyle üzerine çökecek, sonra da "istikrar sürmeli" diyecek. Bizler de güya istikrarlı şekilde, bu zorba yöntemlerin, hırsızlığın-yolsuzluğun, saray entrikalarının sürmesine destek olacağız, öyle mi?

Devlet gücüyle, devlet rantıyla kurulan ve işletilen yağma düzeni içinde yer almayı reddeden özel sektör kuruluşları istikrarlı bir şekilde tehdit ve baskı altına alınacak. Bank Asya ile başlayan mafyatik çökme operasyonları istikrarlı şekilde devam edecek, devlet otoritesini sonuna kadar kullanarak madenlerine ruhsat vermedikleri, alınmış ruhsatlarını iptal ettikleri İpek Grubu'nun bu sefer şirketlerine kendi ürettikleri sahte haberlerle baskın verecekler. Türkiye'nin diğer bütün şirketlerine de tehditler savuracaklar. Kamu parasıyla finanse ettikleri medya kuruluşlarından, kamu kaynaklarından maaş alan tetikçilere hedef gösterip gazeteleri, şirketleri, patronlarını düzenli bir şekilde tehdit ve baskı altına alacaklar. Sınır tanımayan sahtekârlıklarla memlekette herkesi "her an her şeyin olabileceğine" ikna edeceksiniz ve sonra da bu belirsizlik ve güvensizlik ortamında insanların huzur içinde size itaat etmelerini ve oy vermelerini bekleyeceksiniz.

Daha çok beklersiniz.

2012 yılına kadar istikrar, kristal bir küre gibi Erdoğan'ın elindeydi. 2011'de aldığı oyun sebebi de elinde tuttuğu bu paha biçilmez küreydi. Hepimizin gözü bu kürede, her tökezlemesinde yüreğimiz ağzımızda ona destek olduk. Gezi olaylarından sonra bu kristal küreyi top oynar gibi sağa-sola çarpmaya ve istikrarın en yakın düşmanı olmaya başladı ve bu halini hiç sapmadan istikrarlı bir şekilde bugüne kadar sürdürdü. Türkiye'nin iddialı ve iyi yetişmiş kadrolarını bir araya getiren AK Parti, Erdoğan'ın sağa sola çarptığı o kıymetli kristal küre ile birlikte top gibi sağa sola çarptı ve dağıldı.

AK Parti'ye gönül verenlerin sorunu şu: Tek başına iktidarı ele geçirse AK Parti istikrarı yeniden inşa edebilir mi? Erdoğan'ın saray kaprislerini aşıp, bu ülkenin ihtiyaç duyduğu huzur ve güven ortamını oluşturabilir mi? Her gün yaşadıklarımız tam tersinin gerçekleşeceğini ispatlıyor. Devlet kurumlarını ve güçlerini terör karşısında Erdoğan'ın siyasî çıkar aracına dönüştüren güvenlik politikaları değişebilir mi? Terörün, seçimden sonra patlama yaşamasını engelleyebilir mi? Ekonomi, Erdoğan'ın en zor şartlarda bile vazgeçmediği bu soykırımdan kurtulabilir mi? Müstafi hükümetin Milli Eğitim Bakanı'na bile sivil topluma karşı "savaşa devam" emri veren dershanelere ve özel okullara operasyon düzenleyen bir güç seçimden sonra topluma barış ve huzur getirebilir mi? Hırsızlık-yolsuzluk iddialarının devlet gücüyle üstünün kapatıldığı ve sırf bu yüzden hukukun tersine çevrildiği bir ülkede hırsızlardan ve devlet malına göz dikmiş yamyamlardan istikrarlı şekilde emin olabilir misiniz?

Tek meziyet hırsızlık-yolsuzluk ve kanunsuzluk adına beklenen sadakat olunca, devletin emin ellerde, ehliyetle yönetilme ihtimali kalır mı? Şu iktidar medyasında tabasbus yarışına girenlere bakın; bu istikrarsız medya ortamı olmasa hangisi köşe sahibi olabilirdi? Erdoğan seçim kazanırsa geride bir tane bile okuyacağınız gazete kalmayacak ve herkes istikrarlı biçimde gerçeklerden habersiz yaşayacak.

İstikrar, aynı şartlarda aynı şeylerin tekrarlanması anlamına geliyor. Belirsizliklerin olmadığı bir düzene ve toplumun en değerli sermayesi olan güvene ihtiyacınız var. 1 Kasım'dan AK Parti yeniden tek parçalı iktidarı çıkartırsa boydan boya istikrarsızlığın kural olduğu bir döneme adım atacağız. Olmazsa anayasal kurallar ve birlikte bir arada yaşama çabası etrafında bir istikrar oluşturma şansımız var.

Türkiye'nin kaybettiği ve yeniden bulmak için peşine düştüğü istikrarın önündeki tek engel Erdoğan. İstikrar mutlaka devam etmeli, bunun için mutlaka bu bıktırıcı-tüketici engeli aşmalıyız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar