Mümtazer TÜRKÖNE
Türkiye Cumhuriyeti'nin işbaşındaki resmî hükümetinin veya kanunî yetkilerini kullanan devlet kurumlarının değil, anayasaya aykırı, "fiilî yetkiler" kullanan Saray iktidarının saplandığı bataklıktan geliyor sesler.
Bu fiilî yetkilerle Saray, devletin bekasını, ülkenin ve milletin güvenliğini yakından ilgilendiren Kürt Sorunu konusunda inisiyatif kullandı. Dolmabahçe Mutabakatı dar bir kadro ile sürdürülen Çözüm Süreci'nin nihayetinde, Saray'ın uhdesindeki işte bu inisiyatifin eseriydi. Çözüm süreci boyunca PKK'nın kentlere yaptığı yığınaklar, kazdığı tüneller ve bu sürece bağlı olarak geliştirdiği strateji Türkiye'yi büyük bir felaketin eşiğine getirdi. Sur'dan, Cizre'den gelen haberler daha başlangıç; PKK baharın gelmesiyle birlikte büyük bir saldırıya geçecek. Suriye iç savaşında kaybettiğimiz avantajlar ve uluslararası konjonktür PKK'nın önünü açtı. Suriye'de Fırat'ın batısı için verilen jeostratejik kavganın yankıları Türkiye'nin Güneydoğu'sundan geliyor.
Dolmabahçe mutabakatı (veya Erdoğan "mutabakat"ı kabul etmese de yapılmış ve sonuçları ilan edilmiş Dolmabahçe görüşmesi), bu hayatî meselenin nasıl basit siyasî çıkar hesapları ve başkanlık hayalleri için harcandığının kanıtı olarak tartışma gündemindeki yerini yeniden alıyor. Arınç, sözcülüğünü üstlendiği kesimler adına iktidar mücadelesinde ön fona Dolmabahçe Sarayı'nın ihtişamını, arkada ise Sur'un, Cizre'nin harabelerini yerleştiriyor. Devlet göz göre göre PKK'nın oyununa getirilmiş. Suçlu kim? Bülent Arınç bize suçlunun eşkalini eksiksiz ve canlı bir portre halinde veriyor.
Kılıçdaroğlu'nun Grup Toplantısı'nda, sadece Diyarbakır'da Çözüm Süreci boyunca PKK'nın Sur'a silah yığınağını haber veren 400 ihbarın geldiğini, Vali'nin her seferinde "karışmayın" talimatı verdiğini boşuna gündeme getirmiyor. Dolmabahçe Mutabakatı'nın gündeme gelmesi, Saray için 17/25 Aralık'tan daha korkutucu bir tehlike. Su ısınıyor.
AK Parti iktidarının, geleneksel devlet aklı tarafından kabul görmesinin, hiç olmazsa tahammül gösterilmesinin en önemli sebebi Kürt meselesi idi. Türkiye'nin her köşesinden oy alabilen bir partinin iktidarda olması devletin tek parça halinde kalmasının da garantisiydi. Asker, yüksek bürokrasi ve yargı, uzun süre debelendikten sonra bu yüzden iktidarla uyum içine girdi. Toplumsal barış arayan aydınlar, medya ve özel sektör bu yüzden destek verdi. Hiç yabana atmayalım: Özellikle 2009'dan sonra Kürt sorunu üzerindeki yasakların, engellerin yükü kalktı. Kürt sorunu Kürtçe sorunu olduğu ölçüde çözüldü. Etnik sorun hafifledi; geriye bu sorunun bakiyesi olarak PKK veya terör sorunu kaldı. Dolmabahçe mutabakatı işte bu terör sorununun, ele geçen en değerli fırsatta, doğrudan Saray'ın ince siyasî çıkar hesapları yüzünden nasıl eline yüzüne bulaştırdığının hafızalara kazınan somut kanıtı. İmralı Günlükleri'ni, Ezgi Başaran'ın tefrikasından da takip edebilirsiniz. Bu günlüklerde Öcalan'ın, kısa günün kârı peşinde koşan kurnaz tüccar gibi ilk seçimle ve başkanlıkla meşgul muhatabını, parmağının ucuna takıp nasıl oynattığını izleyebilirsiniz. Unutmayın ki bugün Sur'da Cizre'de karşımıza çıkan ve giderek yayılma istidadı taşıyan felaket tablosu bir sonuç; ve bu sonuç Çözüm Süreci boyunca PKK'yı silah ve mühimmatıyla şehirlere yerleştiren, ihanet ölçüsündeki aymazlığın ve bilinçli hataların eseri.
Şimdi bu hataların hesabı sorulacak, ve işler yeniden yoluna sokulacak. Ergenekon veya Balyoz gibi geniş sanık kadrosu olan uzun soluklu bir dava, muhtemelen "Dolmabahçe davası" adıyla gündemdeki yerini alacak. Bugünün güvenlik bürokrasisi ve silah yığınağı yapan PKK'ya "dokunmayın" diyen valiler, yan yana sanık sandalyesinde oturacak. Devlet başka türlü düzen tutmaz.
Saray'a muhalif AK Parti çevrelerinin gördüğü ışık işte bu. Özellikle Güneydoğu'da PKK ile güvenlik güçleri arasında sıkışan halkı rahatlatmak ve yeni bir başlangıç yapmak gerekiyor. PKK'nın Kürtlerin özgürlüğünün değil, yöneteceği toprağın peşinde olduğunu Kürtler de anladı. AK Parti'nin kimyasına uygun, ama kadrosu yenilenmiş bir iktidarın önünün açılacağını hesaplayan Arınç'ın sözcülüğünü üstlendiği çekirdek kadro, savaş ilanını usulüne uygun tamamlamış oldular.
Artık Dolmabahçe'yi, gelecekte 2012-2016 yılları arasına tarihlenecek olan (17/25 Aralık'ın bitiremediği) "otokrasi macerası"nın sonu olarak takip edebilirsiniz.
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025