Mümtazer TÜRKÖNE
İrfan Sönmez, Habererk’teki yazısında, Bahçeli’nin “sızmalara engel olacağız, oyunu bozacağız” sözlerine karşı “Şu anda ülkücülerin en zor sızabildiği parti MHP’dir” diye ironik bir göndermede bulunuyor. İrfan Sönmez, hayatının on yılını cezaevinde geçirmiş bir ülkücü, başarılı bir avukat; kıvrak kalemiyle davasını taviz vermeden savunmaya devam ediyor. Çevresinde “Elazığ’ın bilge adamı” diye tanınıyor, Türkiye’nin her yerinde ülkücüler arasında sözü dinleniyor, itibar görüyor; ama çok uzun yıllardır MHP’nin kapısından içeri giremiyor. Halbuki yarım saat dinleseniz, Genel Merkez binasında -Bahçeli dâhil-, hiç kimsede rastlayamayacağınız çapta, MHP’nin genetik-tarihî kodlarının tamamının onda diri bir şekilde yaşadığını anlarsınız. İrfan Sönmez, MHP’de Bahçeli’ye yönelik muhalefetin ülkücülüğün prensiplerine dayanan ideolojik bir muhalefet olduğunu, Bahçeli’nin arkasında azalarak devam eden desteğin ise kişisel hesaplara dayandığını ifade ediyor. Oğuz Beyleri hanlarını değiştirmek için kurultay istiyor, Han ise Moğol işgali altında Konya’da saltanat süren Selçuklu Sultanı gibi dışardan yardım alıyor. Bu yüzden Bahçeli’nin “MHP’yi itibarsızlaştıranlar ayıklanacak” sözüne İrfan Sönmez gibi ülkücülerin gönülden katıldıklarına emin olabilirsiniz.
Ne var ki, MHP’de süregiden çekişme ülkücülerin kendi iç çekişmeleri değil, hatta Bahçeli’nin şahsıyla da sınırlı değil. Toplumun derinlerinden gelen dip dalga, liderlik tartışmasını üstüne alıp MHP’yi yukarı çıkardı. Toplum iktidara alternatif arıyor, hem de canı çok fena yanmış vaziyette. Bu yüzden ayıklamayı iktidarla hiçbir problemi olmayan Bahçeli başarırsa, MHP yine diplerden geldiği yere kısa zamanda dönecek. Muhalefet başarırsa, iktidarı değiştirme yolunda engellerden biri aşılmış, uzun bir mücadelenin önü açılmış olacak. Ülkücülük test edilmiş, kendini kanıtlamış bir kadro iddiasından ibaret, gerekli ama yeterli değil; asıl mesele derinden gelen bu sosyolojik dalganın üzerine çıkıp, yelkenleri açıp, doğru istikamette toplumu emin bir limana ulaştırmak.
Ülkücülükten önce sosyal dinamiklere eğilince, MHP’nin gideceği alternatif istikametler çok açık ve seçik görünüyor. MHP’deki liderlik tartışması toplumun iktidara alternatif arayışının sonucu olduğuna göre, bu süreç kesinlikle toplumdan gelen talebe göre şekillenecek. Partilerin rekabet düzeni, toplumdan gelen taleplere göre biçim almaya dayanır. Bahçeli iktidardan özellikle yargıdan gelen destekle bu değişim taleplerini bastırırsa MHP, bu dip dalganın umut kapısı olmaktan çıkar ve yeni arayışlar gündeme gelir. Saray’daki karargâh, 7 Haziran öncesi HDP konusunda yapılan hatanın bir benzerini MHP konusunda yapıyor. Hatırlarsanız, “barajın altında kalır” hesabıyla HDP’yi bağımsız adaylarla değil parti amblemi ile seçime girmeye iktidar teşvik etmiş, sonra çok pişman olmuştu. Şimdi MHP’de parti içi muhalefeti ayrı bir parti kurmaya zorlamak da benzer neticeyi verebilir. AK Parti hem ideolojik hem de kurumsal olarak büyük sarsıntılar geçiriyor. Arkasındaki medya desteği “düşman başına” denecek evsafta propagandaya devam ederse, karşısında biraz dik duran herkes iktidar kalesini yerle bir edebilir. AK Parti’nin en önemli sorunu Erdoğan ile geniş kitleler arasındaki ara kadroların bugün soğuk ve sevimsiz bürokrasiye ve profesyonellere indirgenmesi. “Sarayı yıkacağız” sloganı bile, kâğıttan kaplana dönen iktidarı değiştirmeye yetebilir. Yeter ki o dip dalganın asli sahibi olan topluma liderlik yapacak ve bu talepleri örgütleyip temsil edecek bir siyasî yapı ortaya çıksın.
MHP’de iktidar/yargı müdahaleleri ile doğal mecrasından çıkartılan liderlik tartışmalarının bizzat kendisi bile, toplumun arayışını bir kalıba dökmesine hizmet etti. İki taraflı bir dinamik işliyor; hem lider adayları ve ülkücü kadrolar toplumdan gelen talebi tanıyor ve bu talebi karşılayacak şekilde kendine çekidüzen veriyor, hem de toplum oradaki hareketlenmeye bakarak dikkat kesiliyor, dalganın istikametini oraya çeviriyor.
Ayıklama işlemi, yani kimlerin hesaptan düşeceği toplumdan gelen taleplerle iktidara alternatif olanların buluşması ve çakışması ile gerçekleşiyor. Partiler, amblemler ve binalardan ibaret olmadığına göre?
Dipten gelen dalga MHP’nin yolunu kesen ejderhaların boyunu fersah fersah aşıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025