Murat AKSOY
Çok değil 9 yıl önce 2009’da Çetin Altan, o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü almıştı
22 Ekim akşamı Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi'nde özel bir etkinlik gerçekleşti. Bu etkinlikte, ölümünün üçüncü yıldönümünde Çetin Altan anıldı.
Bu etkinlik, şimdiye kadar olan anmalardan pek çok yönüyle farklı idi. Çetin Altan’ı farklı yönleriyle uzun uzun anlatan konuşmalar yerine, iki kısa konuşma ve onun henüz 26 yaşındayken yazdığı Çemberler adlı tiyatro oyunundan bir bölüm okunarak anıldı büyük usta.
Prof. Dr. Mehmet Altan babasını; gazeteci, siyasetçi Altan Öymen ise meslektaşı yani gazeteci Çetin Altan’ı anlattı.
Bu iki kısa konuşmadan sonra Tilbe Saran, Kayhan Açıkgöz, Hünkar Açıkgöz ve Kürşat Demir, Altan'ın “Çemberler” oyundan bazı bölümleri “okuma tiyatrosu” olarak sundular.
Tilbe Saran ve arkadaşlarını dinlerken; çocukluğuma, TRT’de yayınlanan “Radyo Tiyatrosu” günlerine gittim.
26 yaşında yazılan gerçeklik
Çemberler, Çetin Altan’ın henüz 26 yaşında yazdığı (1953) ve henüz 30 yaşındayken (1957-58 Sezonu) Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen bir oyunu. Üç perdelik, dört kişilik bu kısa oyunda aile yapısındaki bozulma ve her bireyin kendini içinde hissettiği çemberi aşma kırma arzusu anlatılır.
Bu kısa oyunda, özetle yaşanılabilir bir dünya arzulayan ama ne kendine ne de topluma bir faydası olan bireyin, etrafını saran çemberlerden kurtulamayacağını ve tutsaklık içinde ömrünü geçireceğini savunmuştur.
Yoğun gazetecilik mesaisi içinde yazdığı tiyatro eseri için Çetin Altan: “Geçim turnikesini döndürmek bakımından gerekli günlük çalışmaların yanında, içimdeki kandilden bir kuyruklu yıldız değilse bile, bir havai fişeği yapmak özlemini öteden beri duyardım” diyecektir.
Altan’ın çok gençken yazdığı bu oyun, onun bir edebiyatçı ve yazar olarak ne denli güçlü bir gözlem ve gerçekçiliğine işaret etmesi açısından önemlidir. Bu oyunda ifade edilen duyguların bugün bile gerçekliğini ve anlamını koruması, onun edebî gücü kadar, sosyolojik gözlem ve analizlerinin ne denli güçlü olduğunu gösteriyor.
Nitekim Çetin Altan’ı Türkiye yazın hayatı için önemli kılan da bu gerçekçiliğidir. Bu gerçekçilik, onun edebî ve siyasî kişiliğini de büyük ölçüde belirlemiştir. Yazdığı oyunlar ve romanların ortak özelliği, çevre-insan ilişkilerinin, toplumsal çatışma ve uyuşmazlıkların bireyin dünyasına yansımaları olmuştur.
Çok yönlü bir üretkenlik
Çetin Altan sadece gazeteci ve köşe yazarlığı ile değil roman (Büyük Gözaltı, Bir Avuç Gökyüzü, Viski gibi), şiir (Üçüncü Mevki), öykü (Dünyada Bırakılmış Mektuplar, Kalem Bahçelerinden Yedi Hayat), tiyatro oyunu (Beybaba, Yedinci Köpek, Çemberler, Mor Defter gibi), anı (Ben Milletvekili İken, Bir Yumak İnsan, Kavak Yelleri ve Kasırgalar gibi), gezi (Bir Uçtan Bir Uca, Al İşte İstanbul –Ara Güler ile-), deneme (Atatürk'ün Sosyal Görüşleri, Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar, Şeytanın Gör Dediği, Kadın, Işık ve Ateş gibi), mizah (Taş, Sömürücülerle Savaşı, Onlar Uyanırken, Suçlanan Yazılar, Kahrolsun Komünizm Diye Diye gibi.), çocuk (Alfabe) gibi pek çok alanda eser vermiştir.
Altan’ın tüm yazın hayatı Türkiye’nin daha iyi bir memleket olması çabasıyla geçti. Bunun için milletvekili iken Meclis kürsüsünde saldırıya uğraması, 2.5 yıl mahpus yatması da dahil.
Oğlun gözünden baba Altan
Anmada Çetin Altan’ı bir baba olarak anlatan Mehmet Altan, onun ülke öngörülerinin ne kadar güçlü olduğunu ifade ederek başladı ve “onu yaşarken değil ama kendisinin cezaevine düştükten sonra babasını daha çok andığını” söyledi.
Mehmet Altan’ın konuşmasında en önemli nokta kuşkusuz, Türkiye’de siyasetin vefasızlığı idi.
Burada bir parantez açarak şunu hatırlatalım. Çok değil bundan 9 yıl önce 2009’da Çetin Altan, o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü almıştı. Bugün ise hiçbir siyasi bu büyük ustayı anmıyor, ölüm yıldönümü hatırlanmıyor.
İnsanın aklına şu soru geliyor; acaba Türkiye’deki siyasî iklim bugünden biraz daha farklı olsaydı; Çetin Altan’ın anması daha büyük bir salonda mı olurdu?
Mehmet Altan’ın babasının, “Türkiye'nin geri vitesinin sınırı yoktur, dikkat et” sözlerini bizimle bu kadar geç paylaşması da bizim için ayrı bir şanssızlıktı elbette.
Hayalindeki ülke bu değildi
Gecenin sonunda hep beraber sohbet ederken, o gün tutukluluğun 760. gününü geride bırakan Ahmet Altan’ı da anıp, onun için kadeh kaldırdık.
Bu anmada geceye düşülen not Hasan Cemal’den geldi. Büyük ustanın “hayal ettiğimiz ülke bu değildi” anekdotunu hatırlattı Hasan Cemal.
Çetin Altan 25 Haziran 2015’te Cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı yazıda “Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan” demişti.
Ne yazık ki öyle oldu ama yine onun deyimiyle ifade edelim: “Enseyi karartmayalım.”
Çünkü yaşadıkça ümit de umut da hep vardır.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018