Murat Sevinç
Yargıtay’ın ilgili dairesi, Can Atalay hakkında, 2023 Türkiye’sinde dahi kabullenilmesi güç bir karar verdi.
Konuyu bilmeyen yok; Can Atalay vekil seçildi, Anayasa’nın 83’üncü maddesi gerekçe gösterilerek tahliye edilmedi, tutukluluk AYM’ye taşındı, AYM hak ihlali kararı verdi, Anayasa’nın 153’üncü maddesine göre ihlal kararı bağlayıcıydı (!), yerel mahkeme konuya ilişkin vermesi gereken kararı vermeyip Yargıtay’a havale etti ve Yargıtay bugün (8 Kasım) akşam saatlerinde AYM kararını ‘kabul etmediğini’ ilan eti. Bununla da kalmayıp kararında, AYM’nin ‘hak ihlali yönünde oy kullanan üyeleri hakkında’ suç duyurusunda bulundu.
Böyle bir şey ilk kez yaşanıyor memlekette. Eh, ileri demokraside sıradan, beklenebilir kararlar görecek değiliz ya, bir fark olacak kuşkusuz. Yine de, her şeye rağmen ‘Vay be’ dedirten türden bir adım bu; şakayla, siyasetçi tvitiyle geçiştirilecek türden bir durum değil.
Bir anayasa, kâğıt üzerinde olsun, var mı yok mu? Bir AYM, var mı yok mu? Bugünkü karar açıkça ‘Yok’ dedi. Yıllardır yazılanın, anlatılmak istenenin, layıkıyla anlaşılmayanın, mahkeme kararıyla sabit hale getirildiği gerçeğiyle yüz yüzeyiz.
Türkiye ve AYM’nin bu düzeyi hak edip etmediği yazının ve günün konusu değil; bana kalırsa ikisi için de, ‘Hak etmedi’ yargısını ileri sürmek kolay değil. Bildiğimiz anayasal düzen OHAL ve KHK’lerle sona ermişti ve AYM’nin bu vahim sonda azımsanmayacak payı var. Geçelim bunları…
AYM’ye bireysel başvuru hakkının tanındığı günden bugüne, AYM ile yüksek yargı organları arasında, büyük ölçüde anayasa/kamu hukukçularının ilgi alanında kalan bir gerilim var. Buna bir de ülke sağının ezelî AYM antipatisini ve hâlihazırdaki ‘rejim’in kendisine ayak bağı olacak herhangi bir denetim mekanizması istemediği olgularını ekleyelim.
Eskiden alıcısı çok olan ve genellikle liberal hukukçularca gündem yapılan, şimdilerde yalnızca rejim yanlılarının meylettiği ‘yargı vesayeti’ kavramı, bir süredir yeniden dolaşıma sokuldu. Birkaç gün önce Yargıtay savcılığının mütalaasında, bugün Yargıtay’ın ilgili dairesinin kararında ‘vesayet’ ifadesinin yinelenmesi boşuna değil. AYM’nin olmadığı ya da yetkilerinin kuşa çevrileceği bir anayasal düzen isteğinin tezahürü.
AYM’nin Can Atalay kararı son derece açık, tartışılacak bir yanı yok. AYM hak ihlali kararı verdi ve gereğinin ilgili mahkeme (İstanbul 13’üncü Ağır Ceza) tarafından yapılması gerekiyordu. AYM, Atalay’ın yeniden yargılanması, infazın durdurulması ve tahliye edilmesine de karar verdi. Kararlar, AYM yasasının (6216) 50’nci maddesinin gereği. Bir ihlal tespit edilirse sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere de hükmedilir. Okuma bilmek yeterli. Hal böyleyken dosya Yargıtay’a gitmemeliydi, ancak gönderildi.
Savcılığın mütalaasındaki bazı terimler (örneğin yerindelik-hukukilik gibi) hatalı kullanılmış (pek anlaşılmamış gibi). Eyvah.
Geçtiğimiz günlerde vefat eden Ergun Özbudun ve halihazırda AYM üyesi Yusuf Şevki Hakyemez’in yazılarına yapılan atıflar, başka bir âlem. İki anayasa hukukçusunun ‘yargısal aktivizm’le anlatmak istediğiyle, savcılığın mütalaasında kavrama yer verme şekli arasında pek irtibat yok. Bir ‘eyvah’ daha!
Sonunda Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi bugün kararını verdi ve Anayasa’nın 153’üncü maddesini ve AYM’nin yetkisini yok saydığını ilan etti. AYM’ye, mealen ‘Eğer katılmıyorsam, içime sinmediyse, verdiğin karar beni bağlamaz‘ demiş oldu.
Kararın hüküm kısmında, AYM’nin ihlal kararına ‘hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği cihetle…’ ortada ‘uygulanması gereken’ bir AYM kararı olmadığı tespit edilerek AYM kararına ‘uyulmaması’na karar verilmiş. Üçüncü paragraf ise hakikaten tarihî: “Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına…”
Evet, artık başka bir yerdeyiz. Buraya varacağımız açıktı, vardık.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025