Murat Sevinç
Bir hafta boyunca anayasanın ‘dördüncü’ maddesi konuşuldu. Cumhur ittifakının parçası bir partinin genel başkanı kuyuya taşı attı, müttefikleri çıkarmaya çalışıyor gibi görünüyor. Ya da muhalefet, durup dururken yeni ve daha sert bir tartışmaya çekilmeye çalışılıyor, özellikle Kürt siyasal hareketi. Hal böyleyken ‘tartışmamak’ta yarar var! Anayasası askıya alınmış bir ülkede ‘değiştirilemez’ maddeleri konuşmak olsa olsa bir fıkra konusu olur ki kimsenin gülmeye takati yok.
Gündemden düşmeyen bir başka konu ise CHP. Bazen, genel olarak muhalefetin, özelde CHP’nin (belki de daha doğrusu, kimi eski ve yeni CHP’lilerin!) ‘ilgi bağımlılığı’ndan mustarip olabileceğini düşünüyorum! Ruşen Çakır birkaç gün önce bu konuda kısa bir program yaptı. Büyük ölçüde katıldığım değerlendirmesini buraya bırakıyorum.
CHP’yi konuşmanın herkes bakımından cazip yanları var. CHP’deki hizipler, bir süredir Kılıçdaroğlu şahsında belirginleşen parti içi iktidar mücadelesi, muhtemel cumhurbaşkanı adayı konusundaki kararsızlık-belirsizlik, cumhur ve yandaş basının söz konusu ‘iç iktidar’ savaşını harlayacak her şeyi yapması, CHP hakkında konuşmanın ve eleştirinin ‘risk’ taşımaması, bazen trajikomik bir hal alan ‘kulis’ haberciliği, kimi YouTuber gazetecilerin işi gösteriye dökme yönündeki hevesi vs… CHP, hakkında çok ve boş konuşabilmek için sonsuz fırsat sunan bir parti.
CHP’nin ‘iç işleri’nin bu denli çok konuşulmasının seçmeni olumsuz yönde etkilememesi mümkün değil. Siyasi yaşamın ayrılmaz parçası haline ‘getirilen’ yüce anket sonuçlarına bakılırsa kararsızların ve oy vermeyeceklerin sayısı her geçen gün artıyor. Doğru ya da yanlıştır, ‘İşler üç günde değişir’ vs. Doğru, henüz olası bir erken seçim için dahi oy oranlarını tahmin etmek olanaksız. Buna mukabil, kafa karışıklıklarını ve güvensizlik hissini fark edebilmek için çevremize biraz dikkatlice bakmak yeterli. CHP’nin yerel seçimdeki başarısıyla yarattığı heyecan büyük ölçüde sona erdi. Üstelik bu durum, iktidar cenahı son 20 yılın en zor günlerini geçirir ve hiçbir şey vaat edemezken yaşanıyor.
Kendi seçmeninizi çantada keklik görüyor (ki öyle) ve sağ seçmen ve kararsızlardan oy alabilmek için siyaset yapıyorsanız ve sonunda oy oranınız aynı kalırken kararsızların sayısı artıyorsa o siyasette bir sorun olabileceğini düşünmek gerekmez mi? Peki, kendi seçmenini ‘doğru yolda olduğuna’ ikna etmekte zorlanan bir muhalefet partisi, kendi seçmeni olmayan ‘kafası karışıklara’ ne söylemiş olur?
‘Kendi seçmenini ikna edememek’ ne anlama geliyor?
Bir seçmenin bir partiye oy vermesi, o seçmenin o partinin hemen her yaptığını ve söylemini bütünüyle benimsemesinden kaynaklanmaz. Bir yurttaş-seçmen büyük bir istekle ya da kerhen oy verebilir, kötünün iyisini seçebilir, tatava yapmayıp basıp geçebilir vs. Bu konuda söylenecek çok şey var kuşkusuz, ‘seçmen’ adı verilebilecek ayrı bir ‘tür’ yok malumunuz; ancak yazının sınırlarını aşacağından genelleme kaçınılmaz hale geliyor. Tanıdığım CHP’li seçmenin neredeyse hepsi, CHP’yi çokça eleştirerek oy veriyor partisine. Eleştiri iyi bir şey, buradaki sorun eleştiri ya da özeleştiriden çok, ‘mecburiyet’in başat duygu ve davranış biçimi haline gelmesi. Bu yüzden, kişisel olarak, bir partinin ‘inandırıcılığı‘nın öncelikle kendi seçmenini, bir başka söyleyişle ‘kendisine oy vermesi garanti’ seçmeni ‘inandırması’yla mümkün olacağı kansındayım.
Söz konusu ‘ikna/inandırıcılık’, iktidarın çizdiği sınırlar içinde oynamakla olmuyor, olmayacak. Muhalefet, CHP, birkaç istisna haricinde yıllardır o sınırları aşmadı ve toplumsal kamplaşmayı yumuşatmak gibi son derece gerekli ve saygıdeğer bir çabanın, muhafazakârlığa (evet, muhafazakârlığa) methiyeyle mümkün olduğu düşüncesini saplantı haline getirdi. Bu sözlerim, örneğin ‘helalleşme’ ya da ‘yumuşama’ çabasına yönelik bir eleştiri değil, aksine, ikisi de gerekli. Eleştiri, tek taraflı, sonunda bezdirici bir sevimlilik gösterisine dönüşen ve muhatabı daha da şımartan, ‘diyalog’dan çok ‘ödün’ü çağrıştıran çabaya. CHP’nin yeni yönetimi de bu kapandan çıkamıyor ne yazık ki.
Yerel seçimden bu zamana heyecanın azalmasında bunların da payı var, inandırıcı olamamanın, kendi seçmenini doğru yolda olduğuna ikna edememenin. CHP’nin, ‘Şu durumda şunu yaparız, bu durumda bunu yaparız…’ nevi kostaklanmasının ya da bazı ‘yönetsel’ gösterilerin, seçmeni ikna edemeyeceğini düşünüyorum. Umut kırıcı bir durum bu.
İkna/inandırıcılık sorununun görünür nedenlerini yalnızca birkaç örnekle düşünelim:
Örneğin, geçen yılki seçim sürecinde, başlıca propaganda sloganlarından biri ‘Cumhuriyet rejimi tehlikede’ idi. Seçim sonrası hava tamamen değiştirildi, mavi halılarda pozlar verildi vs. Ya geçen yıl yalan söylüyordu muhalefet ya da… Milyonlarca kaygılı yurttaş ne düşünmeli?
Örneğin, İmamoğlu’na ceza çıkarsa dünyayı ayağa kaldıracağını söylüyor CHP’liler. Sizce şu iddiayı ciddiye alan bir Allah’un kulu var mıdır? Ne zaman kaldırdılar ki şimdi yapsınlar. Üstelik İmamoğlu’na getirilecek bir yasaktan memnun olacak partililer varken! Saraçhane’de bir miting, birkaç afili konuşma… iki, bilemedin üç gün. Sonra? CHP, Adalet Yürüyüşü dışında hangi sıradışı eylemi gerçekleştirdi bugüne dek? O yürüyüşten de pişman olunmuş gibi, fındık fıstık üzüm mitingi filan derken, hızla unutturdular!
Örneğin, arada bir, en utangaç halleriyle erken seçim talebi dillendiriyorlar. Muhalefet “Erken seçim yapsak ya” diyecek ve iktidar “Yahu ne iyi oldu hatırlattığınız, hadi yapalım” yanıtını verecek. Sanırım böyle bir beklentileri var. Taleplerine kendilerinin de pek inanmadığını tahmin ediyorum.
Örneğin, ola ki bir erken seçim olursa Erdoğan’ın adaylığını istediklerini özellikle vurguluyorlar. Son seçimde yaptıkları gibi. ‘Aday olamaz’ tartışması ise çoktan unutuldu. Bir seçimin ‘hukuka uygun’ yapılacağını düşünmelerinin gerekçesi ne? Başta YSK olmak üzere tüm kurumlar hidayete mi erecek bu süreçte? Anayasası askıya alınmış bir ülkede, anayasası askıya alınmamış bir ülkenin siyasetçisi gibi davranmaktan yorulmamalarının sade yurttaşı ne denli yorduğunun farkındalar mı?
Misal, gölge bakanlıklar. İngiltere örneğiyle benzerliği var mı? İngilizlerin gölge kabinesi, İngiltere (parlamenter) demokrasisi içinde işlevseldir. Bu kurumların anlamlı bir iş görebilmesi için hukuk devleti olmak gerekir. Yüz yurttaştan 99’unun telaffuz etmekte zorlanacağı ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ gevezelikleri kimi ne kadar ikna etti ki gölge bakanlar vb. etsin. Ayrıca şu anki sistemde ‘gerçek’ bakanların bir gücü mü var! Bu işler Türkiye’de kime hitap ediyor, anlamak olanaksız.
Kafası karışık seçmenin ikna olabilmesi için tutarlı, yaptığı ve söylediği belli, umut veren bir siyasete ihtiyaç var. Aksi takdirde, ‘Geliyor gelmekte olan’ ile ne geldiyse, ‘2025’te iktidarız’ ile de o olur.
Bir vefat duyurusu
Mülkiye Anayasa Kürsüsü’nün büyük hocası ve 1961 Anayasası’nın yapıcılarından, 1997’de yitirdiğimiz Bahri Savcı hocanın eşi, kıdemli Mülkiye’lilerin tanıdığı, bildiği, çok saydığı ve sevdiği, hocalarımızın ve sevenlerinin ‘Sudiş’i, Sudiye Savcı (1932-2024) yaşamını yitirdi. Sudiye Hanım çok iyi, nazik ve sevecen bir insandı. Mülkiye camiasının ve sevenlerinin başı sağolsun. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

Sudiye Hanım, 91. doğum gününde, kürsümüzün en kıdemlileri Fazıl Sağlam ve Cem Eroğul hocalarla birlikte.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları

















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025