Murat Sevinç
“… içinde ‘minareden at beni in aşağı tut beni’ ifadeleri yer alan türküyü mırıldanma noktasında, zaman zaman mırıltıyı aşan biçimde coşkuyla söylemesi hasebiyle kastın yoğunluğu, toplum nezdinde infiale neden olması ve bu durumun kamu güvenliğini ciddi boyutlarda ve yakın tehlike içerecek şekilde tehdit ettiği gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, şüpheli Saffet D.’nin üzerine atılı halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin var olduğu… gerekçeleriyle tutuklanmasına…”
Temizlik işçisi Saffet D. başına gelenleri hak etmemişti…
…
Orta yaşlarda, neşeli, işini severek yapan ve şükretmesini bilen biriydi Saffet. Ege’nin, kenarından dere geçen yemyeşil bir kasabasında çiftçilik yapan dört çocuklu D. ailesinin tekne kazıntısı olarak dünyaya gelmiş, ilk, orta ve liseyi aynı kasabada tamamladıktan sonra eğitim hayatına son vermişti. Kasabasında eğitimin fazlası bir ihtiyaç olarak görülmüyordu ve Saffet bu durumdan hiçbir zaman şikâyetçi olmamıştı. Yetiştiği dünyadaki hayatın olağan akışında, lise mezuniyeti, askerlik, bir baltaya sap olma, evlilik ve çocuk yapmak, hemen herkesin ömür kariyerinin güvenli basamaklarını oluştururdu. Saffet, davul zurna ve araç konvoyuyla uğurlandığı askerliğini uzun dönem yapmasının ardından belediyenin temizlik kadrosunda iş bulmuş, yirmi dört yaşındayken evlenmiş, yirmi sekiz yaşındayken ikinci çocuk sahibi olmuştu. Yaşam çizgisi, çok sevdiği kasabasındaki diğer gençlerin tercihleriyle örtüşüyordu ve alışılmış olanın dışına çıkmamanın konforunu yaşarken, sıradanlığın her veçhesinden çok memnun olduğu kanaatini taşıyordu. Çok sevdiği, kullanmaktan zevk aldığı, diline çok yakıştığını düşündüğü sözcüklerden biriydi, kanaat.
Çalıştığı belediye sosyal demokratların elindeydi ve bölgedeki az sayıdaki sosyal demokrat belediyeden biriydi. Asgari ücret kazanıyor, sabah erken saatlerde başladığı işe akşamüstü paydos ediyordu. Hele ki bu devirde, ekmek aslanın ağzındayken ne kadar şükretse azdır diye düşünüyordu her Allah’ın günü. Düşünmediği anlarda ise hanımı ve ailesi, ne kadar şükretse az olacağını hatırlatıyordu kendisine. Yalnızca işi için değil, sahip olduğu her şey için şükretmesini bilirdi. “Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz,” derdi anası. İnsan dediğin kanaatkâr olmalıydı. Bazı akşamlar arkadaşlarıyla kahveye, hafta sonları akraba pikabıyla ailesiyle pikniğe gider, ülke ve siyasetle ilgisini asgari düzeyde tutardı.
Yaşamının hemen her aşaması gibi siyasi görüşleri de kararındaydı Saffet’in. Milli ve manevi değerlere bağlı, milliyetçi partilere sempati duyan, siyasi içerikli konuşmalardan olabildiğince uzak durup, ola ki iş arkadaşlarından biri heyecanla sohbete girişmek isterse, “Tadımız kaçmasın, işimize bakalım” diyerek geçiştirmeyi tercih eden biriydi. İnsan başını derde sokmamalı, sokacak insan ve tartışmalardan uzak durmalıydı. Kötü günde kimin kime faydası olurdu ki. Annesinin ve rahmetli babaannesinin, “Korkanın anası ağlamazmış,” nasihati her zaman hatırındaydı. Aynı öğütleri kendi çocuklarına da verecekti kısmetse. Onların da kanaatkâr olmasını çok istiyordu Saffet.
Kendisi pek katılmasa da, memleketteki siyasi gerilim ve toplumsal kamplaşma üzerine konuşmalara sıklıkla kulak misafiri oluyordu. İktidardaki muhterislere karşı muhalefetteki telaşlılar, ‘en dindarlık, en millilik, en yerlilik müsabakalarında’ amansız bir yarışa tutuşmuştu. Buna mukabil Saffet’in günleri, kasaba çevresinde arada bir tanık olunan ufak tefek trafik kazaları ve kırk yılın başı hissedilen zelzeleler dışında sıra dışı herhangi bir olayla karşılaşmadan akıp gidiyordu.
Hiç tanımadığı o genç kadının, videosunu çektiği güne dek!
…
Güzel, ılık bir Çarşamba sabahıydı. Elinde koca süpürgesi ile kaymakamlık, askerlik şubesi, kasabanın önde gelenlerinden birinin sahibi olduğu süpermarketin bulunduğu ana meydanın kenarında temizlik yapıyor; bir yandan da en sevdiği Uşak türküsünü mırıldanıyordu. Türkünün “minareden at beni in aşağı tut beni” nakaratındaki coşkusu görülmeye değerdi. Nitekim, görüldü. Oradan geçmekte olan genç bir kadın, üniforması içinde türkü söylerken hayli sevimli görünen Saffet’i videoya çekmeye başladığında, fark etti etmesine ama müdahale etmek bir yana biraz daha istekle okumaya başladı. Genç kadın gülümseyerek yirmi otuz saniye kayıt yaptı, başıyla hafifçe selam verip Saffet’ten aynı gülümser yanıtı aldıktan sonra gözen kayboldu. Hoşuna gitmişti Saffet’in. Uzun süredir yaşadığı en heyecan verici andı. Salınarak devam etti…
… minareye yaslandım yağmur yağdı ıslandım, sevdiğimin koynunda şeker yedim beslendim… minareden at beni, in aşağı dut beni… ak gerdanın altında nenni çek uyut beni…
Akşam eşyalarını bırakmak için belediyeye gittiğinde, arkadaşları ve şirket amirlerinden biri tarafından hiç anlam veremediği bir tezahüratla karşılandı. Çevresindekiler gülerek, meşhur olduğunu, herkesin kendisinden söz ettiğini, bazı internet sayfalarında haber yapıldığını, bir iki muhabirin belediyeyi arayarak kendisiyle görüşme talep ettiğini söylüyordu. Şaşkınlıktan takip edemiyordu konuşmaları. O esnada alt kata inen bir diğer amir, telefonundaki videoyu Saffet’in önüne bıraktı. Sabah saatlerinde genç kadının aldığı kayıtta Saffet, bir yandan süpürgesini savurup diğer yandan coşkuyla “minareden at beni, in aşağı dut beni” diyordu ve kayıt o ana dek 852 bin kişi tarafından seyredilmişti. Heyecan ve mahcubiyetten kıpkırmızı bir yüzle, olup biteni anlamaya çalışırken çevresi giderek kalabalıklaşıyor ve her gelen büyük neşeyle Saffet’in çeşitli uzuvlarına vurarak onu tebrik ediyordu. Söylenenleri duymaz olmuştu bir dakikadan itibaren. Ne diyeceğini, yapacağını bilemez halde, yorgun argın, kahkahalar eşliğinde çıktı ve sosyal demokrat belediyenin kapısından eve doğru yürümeye başladı. Sıradan hayatının en sıra dışı tecrübesiyle karşı karşıyaydı ve biraz mutlu, çokça tedirgindi yol boyu…
Evde, hanımı ve duyar duymaz koşarak gelen aile fertlerinin tedirgin yüz ifadeleriyle karşılandı. Soyunup dökünürken olup biteni, sabahki genç kadının yaptığını, belediyedeki atmosferi anlatmaya çalışıyor, diğer yandan evdekilerin belli belirsiz tedirginliğin nedenini anlamaya çalışıyordu. Hanımı, videoyu seyrettiklerini, kendisiyle önce gurur duyduklarını ancak ardından yaşanan gelişmelerden ürktüklerini söylerken telaşlıydı. Salonun bir köşesine oturtup karşına geçtiler ve sakin kalmaya çalışarak anlatmaya başladılar… Video yayınlandıktan sonra, özellikle bazı demokrat muhalifler tarafından sürdürülen ‘en millilik, en dindarlık ve en yerlilik’ müsabakasının önde gelen simaları, sosyal medyada tepki göstermeye, iktidar yandaşlarından önce bir şeyler söyleyip kendilerine yönelme ihtimali olduğunu varsaydıkları tepkiyi önlemeye çalışmışlardı. Demokrat muhalefet son yıllarını muhafazakâr kesimin gönlünü alma telaşıyla geçirmiş, ‘en millilik, en dindarlık ve en yerlilik’ mücadelesi içinde başka türlü davranma ve düşünme refleksini büyük ölçüde kaybetmişti. Muhtelif siyasetçi ve kimi muhalif kanaat önderlerinin en ağır ithamlarla dolu twitleri arka arkaya gelmeye başlayınca, o ana dek konuyla pek ilgilenmeyen iktidar yandaşı sosyal medya kullanıcıları ve görevlileri, Saffet’in türküsünü paylaşıp lanetlemeye koyulmuşlardı…
Saffet, yemek yerken, üçlü zigonun en küçüğü üzerindeki çayını yudumlarken, televizyon seyreder ve yatmaya giderken, bir şey duymuyor, söylenenleri dinlemiyordu artık. Kafasının içinde giderek yükselen uğultu, düşünmesini engelliyordu. Başını yastığa koyduğunda, geçen ay bir arkadaşının anlattığı olay düştü aklına. Başka bir şehirdeki düğün salonu şarkıcısı, “oy farfara farfara, ateş düştü şalvara” sözleri nedeniyle, genel ahlaka aykırılıktan gözaltına alınmış, sabaha karşı evi basılarak adı geçen şalvar aranmış ve kaçma şüphesi nedeniyle tutuklu yargılanmasına karar verilmişti. Geçen yıl elektrosazla türkü söyleyen Ankaralı iki şöhretli türkücü de sabahın köründe emniyete götürülmüş ve delilleri karartma ihtimalleri göz önünde bulundurularak tutuklanmışlardı. Avukatlarının, ‘sazları dışında bir aletleri’ olmadığı yönündeki itirazları ise sonuçsuz kalmıştı. Şimdi bunları hatırlıyor ve giderek daha çok endişeleniyordu Saffet.
Türkünün sözleri kulaklarında çınlıyor, aynı nakaratı içinden tekrarlayıp duruyordu yatağında… Minareden at beni, in aşağı tut beni… İyi de kimi atacaktı ki minareden? Kim tutacaktı? Neden minare? Tövbeler olsun, başka yer mi kalmamıştı atıp tutacak… Minareden attığını tutamazsa peki… Bak şimdi, ne demek istiyor hakikaten bu sözleri yazan… Hiç böyle düşünmemişti sevdiği türkü üzerine… Canım ne hakareti, yok artık, türkü bu sonuçta… Minareye laf söyleyen yok ki… Kâbus herhalde… Birazdan uyanırım…
Sabaha doğru uyuyakalmıştı Saffet. Uyandığında hanımı yanında yoktu. Anlam veremediği bir bağırış çağırış vardı sokakta. Perdeyi aralayıp aşağıya bakınca üç beş gencin evlerine doğru bakıp sövdüğünü, yuhaladığını fark etti. Kâbus bitmedi herhalde, diye düşündü. Yüzünü yıkayıp yeniden pencere önüne geldiğinde gençler hâlâ oradaydı. Gözlerine, kulaklarına inanamıyordu, o ana dek son derece sıradan bir hayatı olan temizlik işçisi Saffet. Kasabanın çoluk çocuğuydu bağırıp çağıranlar. Hanımı, gece sosyal medyada ortalığın iyice karıştığını ve biraz önce belediyeden arayıp bugün işe gitmemesinin daha iyi olacağını ilettiklerini söyledi. Evin içinde daha önce tanık olunmayan bir gerilim ve telaş vardı. Çöküp kaldığı berjer koltukta sürekli telefonla konuşuyordu. Son arayan bacanağı, sosyal medyada bütün gece iktidar yandaşları ile muhalefetteki demokratların bu konu üzerine yazdıklarını, minareleri küçük düşürmeye ve insanların aşağı atılması noktasında suç mahalli olarak göstermeye yeltenen her kimse, en ağır biçimde cezalandırılmasını talep ettiklerini anlatıyordu. #CHPminareyesaygiduy heşteginin hemen ardından açılan, #sabrimizisinamayin ve #kilicdarkutsallarasahipcik başlıkları, TT listesinde hızla yükselmişlerdi.
Saffet kalkamıyordu oturduğu yerden. Siyatiği tutmuştu. Kimdi o genç kadın… Nereden çıkmıştı karşısına… Başka türkü söyleseydi keşke o esnada… Kimseyi minareden atmak istemiyordu, öyle biri değildi, hiç olmamıştı… Dindar bir insandı zaten… Şimdi camiye de kabul etmezlerdi muhtemelen… Taşınsalar mıydı ki… İş güç peki… Atıldı mı acaba… Kim işe alırdı ki artık… Her yerde tanınıyordu muhtemelen… Video o saat itibariyle iki milyonun üzerinde seyredilmişti…
Hanımı sürekli çay kahve yaparak sakinleştirmeye çalışıyordu Saffet’i. O da ne yapacağını bilemez haldeydi. Biraz uyumaya çalıştı Saffet ve akşama doğru uyandı. Telefonunu kapatmıştı. Uyurken, belediyeden bir kez daha arayıp yarın da işe gitmemesini rica ettiklerini öğrendi. Arayanın sesi sinirliymiş de. Yemek yiyemedi Saffet. Hanımının tavsiyesini dinlemeyerek televizyonu açtı bir ara. Gözlerine inanmıyordu, daha düne dek sıradan bir hayatı olan temizlik işçisi Saffet. Hemen her kanalda kendisinden söz ediliyor ve videoda elinde süpürgesiyle donmuş görüntüsü beliriyordu her birinin fonunda. Saffetin görüntüsü, görüntü önünde bir masa, masada beş altı civarında parlak takım elbiseli ve kirli sakallı erkek, ‘sözde türkü’ skandalı üzerine konuşuyordu.
Bir kanalda, infial yaratan türkü sözlerinin halkın manevi değerlerine hakaret olduğu konuşulurken, alt yazıda ilgili bakanın sözleri geçiverdi. Bakan, bir soru üzerine “O sözde türküyü çığıran arkadaşı minareden atar, aşağıdan ya tutar ya tutmayız” demişti. Konuya ilişkin bir kararname ya da genelge çıkarılarak, içinde minare geçen türkülerin yasaklanabileceğini de müjdelemişti, aynı açıklamada. Ağlamak üzereydi Saffet. Bir başka kanalda yayınlanan ‘Akıl Tutulması’ adlı programda, aynı zamanda ‘iç/dış güvenlik-iç/dış mantolama-cinsiyetler-dış politika-spor-deprem-genel kamu hukuku-iklim vs.’ konularında uzman olan kirli sakallı bir erkek, yorum yapıyordu. Türkünün, darbe söylentilerinin olduğu bu dönemde gündeme gelmesi manidardı… Minare bir şifre olabilirdi… Belki de vatandaşı minarelerden atmayı planlıyorlardı… Temizlik işçisi hiç dikkat çekmeyen bir planlayıcı olabilirdi… Üstelik İnönü, Kavala ve Demirtaş’ın isimlerinde de ‘s’ harfi olması son derece dikkat çekiciydi…
Bir diğer kanaldaki ‘Tırsık Batı’ adlı tartışma programında karşılıklı dörderden yerleştirilmiş sekiz kirli sakallı erkek, çöken batı medeniyetine karşı zafer kazanmakta olan uygarlığın sembollerinden minarelerin, bu şekilde gündeme gelmesinin masum bir eylem değil, açıkça provokasyon olduğu hususunda birleşiyordu…
Saffet’in o güne dek hiç seyretmediği, internetten yayın yapan demokrat eğilimli bir kanalın, ulusal kanalarda yer bulamayan kirli sakallı erkek yorumcuları ise, sosyal demokrat belediye temizlik işçisi Saffet’in iyi niyetli olsa bile bu türküyü tercih etmesinin iktidarın ekmeğine yağ sürdüğünü belirtiyordu. Şu dönemde, belki de bir erken seçime giderken, minareden insan atılmasına, aşağıdan tutulacak olsa bile onay verilmesi mümkün değildi. Her yer yüksek bina doluyken minarenin seçilmiş olması ise tümüyle aymazlıktı. Daha ziyade, kirli sakallı demokrat erkeklerin tercih ettiği bir sözcüktü, aymazlık.
Saffet’in ölü balık hissizliğiyle göz atabildiği son TV kanalında, heyecanlı ve kirli sakallı erkek hukukçular boy gösteriyordu. ‘Minareden at beni’ talebi, atılmayı talep edenin ifade özgürlüğü olarak değerlendirilebilir miydi? ‘Aşağıdan tut beni’ ricası, atılmayı talep edenin ölmek istemediği anlamına gelse de, atanın tutamama ihtimali açıkça ‘yaşam hakkı’ konusunda bir değerlendirmeyi zorunlu hale getiriyordu… Hukukçulardan biri AİHM, diğeri AYM kararlarından örneklerle açıklamaya çalışırken, programın ikinci yarısına ceza hukukçuları arasındaki gerilim damga vurmuştu. Eylemin suç oluşturduğunu savunan ceza hukukçusuna göre, minareden aşağıya atmak ve sonrasında tutmak, minarelerin kaçılması gereken yerler olduğu, bu durum da, açıkça tahkir kastı bulunduğu anlamına gelirdi… Ayrıca minareden atma talebi belirgin bir biçimde şiddete çağrı niteliğinde olup ifade özgürlüğünden yararlanamazdı… Eylemin suç olmadığını savunan ceza hukukçusuna göreyse; fail önce atıp sonra tutmakta, dolayısıyla neticenin oluşmasını engelleyerek gönüllü vazgeçme kurumundan yararlanmaktaydı… Ayrıca, tutulmasa da kasttan söz edilemezdi, zira tutmaya çalışmakta ve eylemin taksirli hali de yasada açıkça cezalandırılmamaktaydı… Programın sonlarına doğru ceza hukukçularından biri diğerine “Allahsız kitapsızlar,” diyerek elindeki dolma kalemini fırlatınca, Saffet televizyonu kapattı. Oysa biraz daha tahammül edebilse, aynı programda, şöhretli barolar birliği başkanının baro yakınındaki bir caminin minaresine çıkarak, şerefesinde elinde bayrakla çektirip sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafı da görebilecekti.
Yorgun düşmüştü. Bitkin ve umutsuz hissediyordu Saffet. Hayatının neden bu hale geldiğini, neler olduğunu anlamakta zorlanıyordu artık. Yıllardır özen ve emekle yarattığı sıradan yaşamı bir günde alt üst olmuştu.
Yarın ne olacağını bilmemenin tarifsiz huzursuzluğuyla gitti yatak odasına. Sabaha karşı zili ısrarla çalarken, hanımı yanı başında ağlıyordu. Karakoldan gelmişlerdi…
Not 1: Bol ‘şekerli’ bir ‘Ramazan’ bayramı dilerim. Herkesin, ama özellikle salgın günlerinde ‘evde kalamayanların’ bayramı kutlu olsun.
Not 2: Okuduğunuz hikâyenin ceza hukuku kısmı için yardımını esirgemeyen meslektaşım sevgili Güçlü Akyürek’e teşekkür ederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025