Mustafa ARMAGAN
Geçen hafta başladığımız Yavuz Sultan Selim'in bundan 499 yıl önce giriştiği Suriye seferini anlatmaya devam ediyoruz.
Ulemadan Sünni Memlukler üzerine sefer fetvasını biraz müşkilatla da olsa almayı başaran Sultan Selim'in yoluna devam etmeden önce alması gereken tedbirler vardı.
Kansu Gavri ile Şah İsmail arasındaki haberleşmeleri Sinan Paşa haber alıp bildirmişti. Memluk Sultanının İran Elçisini kabul etmiş olması ve bir Memluk elçisinin o sırada Tebriz'de bulunduğu bilgisinin bir casus tarafından İstanbul'a bildirilmesi ise Sultan Selim'i öfkelendirmişti.
İstanbul'da savaş hazırlıkları sürerken Kansu Gavri Kahire'de bir istişare meclisi toplamış ve Çerkes ileri gelenlerinin fikirlerini aldıktan sonra 20 bin kişilik bir kuvvetle kuzeye, Haleb'e doğru hareket etmişti. Yanına Halife Mütevekkil Alallah'ı, dört mezhebin kadıları ile Yavuz'un yeğeni (ağabeyi Şehzade Ahmed'in oğlu) Şehzade Kasım'ı da almayı ihmal etmemişti. Mercidabık'ta kazanacağını umduğu bir zaferden sonra Yavuz'u bertaraf etmeyi ve Osmanlı tahtına Şehzade Kasım'ı çıkarmayı planlamış olmalıydı.
Peki Memluk Sultanı neden böyle güçlü bir çıkarma yapmak ihtiyacını duymuştu? Cevabını Yavuz hakkındaki kitabında Dr. Selahattin Tansel şöyle özetler:
“İhtimal bu şekildeki bir hareket, Anadolu'daki Müslümanlara ve hatta bütün İslam alemine Yavuz'un, Müslüman bir devlete kılıç çekmesini kötülemek ve bilhassa (özellikle) sünni mezheblerde bulunan Müslümanları, onun aleyhine çevirmek içindi. Ayrıca Memluk Sultanı, Yavuz'u, içinde Hıristiyanlar da bulunan bir orduyu Müslüman memleketlere sevk etmiş olmakla itham ediyordu.”
Yavuz 5 Haziran 1516 günü hareket edip Üsküdar'a geçti. Çadırlar kuruldu, sancaklar çekildi. Son hazırlıklar yapıldı. İkinci Sefer-i Hümayunu başlamıştı.
Sultan Selim, rakibini şaşırtmaya devam ediyordu. Rumeli Kazaskeri Zeyrekzade Molla Rüknüddin ile Karaca Paşa'yı Sultan Gavri'ye elçi olarak yolladı. Birçok hediyelerle Padişahın bir mektubunu da götürdüler. Mektubunda İran topraklarını Rafızilerden temizlemek üzere Şah İsmail'in üzerine yürümekte olduğunu, Sultandan sadece bu seferi başarıyla sonuçlandırması için dua ve manevî destek istediğini yazmıştı.
Yavuz Kayseri üzerinden Elbistan'a geçerken Kansu Gavri de Halep'e ulaşmıştı. Çağın iki süper İslam devletinin orduları hiçbir açık savaş ilanında bulunmadan Nazım Hikmet'in deyişiyle yanan iki ormanın alevlerinin birbirine doğru ilerlemesi gibi yaklaşıyorlardı. Hangisi öbürünü kuşatıp içine alacaktı?
Memluk Sultanına gönderilmiş olup onun tarafından hiç hoş karşılanmamış olan elçiler döndüklerinde Padişah'a her şeyden önce Memluk sorununun halledilmesi gerektiğini rapor ettiler. Elçilerin uğradığı hakaret Yavuz'u çılgına döndürmüştü. Osmanlı ordugâhında bulunan Mısır elçisinin derhal öldürülmesini emretti. Vezirlerin araya girmesiyle idamından vazgeçilmişse de, hakaret kastıyla saç ve sakalı tıraş ettirildikten sonra bir topal eşeğe bindirerek Kansu Gavri'ye geri gönderilmişti.
Yer: Antep. Tarih: 18 Ağustos 1516…
Osmanlı savaş divanı son toplantısını yaptı. Kansu Gavri'nin gayesinin Mercidabık'ta savaşmak olduğu haber alındı. Yavuz bundan sonraki üç günde yürüyüşüne devam ederek Mercidabık yakınlarındaki bir akarsuyun kenarına ulaştı, ordugâhını buraya kurdurdu.
Topçular kazandırıyor
Ve 24 Ağustos 1516 günü Mercidabık'ta 50-60 bin Osmanlı askerine karşılık 50-70 bin Memluk askeri karşı karşıyaydı. Sabahın kızıl ışıklarıyla birlikte Osmanlı ordusu sancaklarını açmış, davul ve zurna sesleri arasında savaş tertibini almıştı. Merkezde Padişah. Veziriazam Sinan Paşa ile kapıkulu tüfekli birlikleri de, 300-350 kadar top arabası da burada yer alıyordu.
Osmanlı ordusu yarım ay şeklinde sıralanmıştı. Birlikler arka arkaya değil, yan yana saf tutmuşlar, ordunun ağırlıklarından bir de set oluşturulmuştu. Memluk ordusunun merkezinde ise Kansu Gavri ile 20 binden fazla sayıdaki silahşör (cündî) yer almıştı.
Memluk ordusunda gerçi ateşli silahlar mevcuttu ama onları etkili biçimde kullanamadılar. Çok güvendikleri süvari (cündi) hücumlarıyla Osmanlı saflarını kolaylıkla dağıtabileceklerine inanıyorlardı. Ateşli silahlardan nefret ediyor, bunu cengâverlik anlayışlarına aykırı buluyorlardı. Ancak umdukları gibi çıkmayacaktı.
İlk hücum Memluklerden geldi. Osmanlı kollarında bir sarsıntı görüldü. Buna hemen top ve tüfek ateşiyle karşılık verdiler. Tehlikeyi fark eden Yavuz hemen duruma el koydu ve Veziriazam Sinan Paşa'yı sağ kola, Yunus Paşa'yı sol kola yardıma gönderdi. Kendisi de kılıç elde savaş meydanındaydı. Bu, hadisenin ne kadar ciddiyet kesb ettiğini göstermekteydi.
İşte bu sırada Memluk ordusunda tam teçhizatlı bin kadar süvari aniden hücuma kalktı. Osmanlı sağ kolu üzerinde yoğunlaştı çarpışmalar. Bu kol Osmanlı ordugâhının merkezindeki tüfekçilerle takviye edilince savaşın seyri Osmanlıların lehine dönecekti.
Ardından merkezdeki yeniçeriler Memluk ordugâhına hücuma geçti. Bu bitirici hücum, Osmanlı kollarına toparlanma fırsatı verdiği gibi Memlukleri de şaşırtmıştı. Son bir hamle yaptılarsa da, kuvvetleri büyük ölçüde erimişti. Savaşın kaderi belli oluyordu.
Hayatının hatasını yapan Sultan Gavri merkez kuvvetlerini ezdirmemek için devreye sokmamış, sokmak istediğinde ise geç kalmıştı. Çaresiz ricat emrini verdi, en başta da kendisi ayrıldı savaş meydanından.
Zaferde Osmanlı topçusu ve topları kadar başta Yavuz olmak üzere komutanların dirayeti rol oynamıştı. Kaybedilmesinde ise Memluk emirleri ile Sultan arasındaki anlaşmazlık, henüz savaş devam ederken Kansu Gavri'nin savaş meydanından ayrılması ve ayrılırken de atından düşerek ölmesi kritik bir rol oynamıştır.
İkindi vaktine kadar süren kıran kırana savaştan sonra Kansu Gavri'nin çadırında ele geçen 100 kantar altın ile 200 kantar gümüş dikkat çekti. Sultanın bu kadar büyük miktarda serveti yanında taşımasının sebebinin Osmanlı ordusunu yendikten sonra Anadolu'yu ele geçirip İstanbul'a kadar yürüyeceği umudunda olmasıydı.
Mısır yolu açıldı
Ardından Memluk kuvvetlerine yönelik amansız takip başladı.
İki gün sonra Yavuz Halep'e girdi. Şehri yağmalanmadan teslim almıştı. Burada Abbasi Halifesini kabul etti. İlk Cuma namazında adına minberde hutbe okundu. (Adı okunurken halıyı kaldırıp taş zemine başını koyarak ağladığını biliyoruz.) Ardından Hama, Humus ve Şam da teslim oldu. Osmanlı hükümranlığı İslamın kalbine doğru dalga dalga yayılıyordu.
Yavuz Şam'dayken Ramazan ayı gelip çatmıştı. 6 Ramazan'a rastlayan ilk Cuma gününde Cuma namazını Emevi Camii'nde kıldı, adına okunan hutbeyi dinledi. Burada kaldığı 80 gün içerisinde hem dinlendi, hem de planlar yaptı.
Mercidabık'ta Mısır'ın yolu açılmıştı gerçi ama Ridaniye'de zorlu bir hesaplaşma olacaktı yeni Sultan Tomanbay ile. İşi şansa bırakmamak için sıkı sıkıya hazırlanmaları gerekiyordu.
Peki Yavuz'un askerî kariyerindeki bu ikinci büyük zaferden kazançları nelerdi? Prof. Feridun Emecen'e göre şunlar:
“Mercidabık Savaşı, Osmanlılara Suriye, Lübnan ve Filistin'in hakimiyetini sağlayarak Mısır yolunu açmış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki şehirlerde Osmanlı hakimiyetini sağlamlaştırmış, dolaylı olarak Safevilerin beklentilerini boşa çıkarmış, Memluk Sultanlığının tarih sahnesinden silinmesinin ilk önemli adımını oluşturmuştu.”
Mercidabık zaferi bir yandan asırdîde Memluk Devletine ağır bir darbe indirirken öbür yandan umudunu Osmanlının yenileceğine bağlayan Çaldıran'da namağlup unvanı silinmiş Şah İsmail'e de “Rahat dur!” mesajını vermişti. Sadece 5 ay sonra Memlukler tarih sahnesinden silinecek, Şah İsmail de inzivaya çekilerek parlak kariyerini eğlenerek noktalayacaktı.
Rivayete bakılırsa Yavuz'un Şam'daki kabrini buldurup ihya ettiği İbn Arabî, “Sin Şın'a girince kabrim ayan olacak” demişti asırlar önce. Sin'in Selim, Şın'ın Şam olduğu sırrı 499 yıl önceki Ağustos ayında ayan olmuştu.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 10 dakikada referandum tarihimiz
16.04.2017 - Ayak öptüren cumhurbaşkanından alın öptüren cumhurbaşkanına
9.02.2017 - Osmanlı hanedanının malları haraç mezat nasıl satıldı?
26.03.2017 - Çanakkale’de Kemalist mitolojinin örttüğü bir yenilgi
19.03.2017 - Sultan Abdülhamid Harf İnkılabı mı yapacaktı?
12.03.2017 - Eğitimde altın fırsat önümüzde duruyor
26.02.2017 - İskilipli Atıf Hoca’yı neden idam ettiler?
5.02.2017 - Kazım Karabekir harf inkılabına nasıl karşı çıkmıştı?
29.01.2017 - “Yeni tarih müfredatı”nda eski hamam eski tas
22.01.2017 - İnönü gazilerimize değil, Yunan harp malullerine 300 lira yardım etmiş!
15.01.2017
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Cevat Kulaksız
Ne acı bir şey, Sayın Mehmet Tıraş, artık hırsızlık, yolsuzluk haberleri üçüncü sayfalara geçmeğe başlamışsa, vay halimize, demek ki bu işleri kanıksamağa mı başladık.