Mustafa PAÇAL
Yargının taraflı ve bağımlı sıradan bir devlet dairesi olduğu artık sağır sultan bile biliyor.
Reza Zarrab’ı tutuklayan ABD savcısı Bharara bile Zarrab’ın kefaletle tahliyesi istemine mealen “bırakırsak Türkiye’de rüşvetle işini görür” diye mahkemeye mütalaa verdi.
Anlayacağınız dünyaya bu alanda nam salmış ünlü bir yargımız ve dolayısıyla bir idaremiz var.
Yargı’da geçmişten bugüne yapılan kimi anketlerde bu ve benzer sonuçları hep ortaya koyardı.
Bu sonuçlardan birisi “vicdanımızla cüzdanımız arasında sıkıştık” idi.
Diğer bir sonuçta “devletinizin çıkarları ile hukukun ilkeleri arasında karar vermek zorunda kalırsanız tercihiniz ne olur?” sorusuna da cevap olarak devletin çıkarları verilmişti.
İşte bu sonuca bir anket sonucu gibi bakmanın daha ötesinde bir zihniyet olarak görmek gerekir.
Bunun siyasetteki tezahürü olarak okumak lazım Numan Kurtulmuş’un “yargı cumhurbaşkanlığına bağlıdır.” demiş olmasını.
Üstelik Kurtulmuş profesör ünvanlı bir siyasetçi, hemde başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü, eh bu düzeyde bir noktadan düşük profilli bu açıklamanın gelmiş olmasına bakıldığında siz varın diğer siyasi ve idari alt kademelerde kim bilir neler söyleniyordur.
İşte bu o zihniyetin yansıması.
Bu gelişmeyi yeni anayasa tartışmaları ile biraz daha genişletmekte fayda var.
Çünkü yeni anayasanın temelinin oluşturacak olan kuvvetler ayrılığı veya denge denetleme sistemi bu tartışmayla daha da önemli bir duruma gelmiş oldu.
Önce bakan düzeyinde ve profesör ünvanlı bir siyasetçi bile yargı ile cumhurbaşkanı arasındaki ilişkiyi “bağlılık” olarak ifade ediyorsa ki, bu aynı zamanda yasama,yürütme gibi kuvvetlerinde cumhurbaşkanına bağlı olduğu anlamına gelir.Ve yetmez bu bağlılık ayrıca dördüncü kuvvet medya ve hatta STK’ların bile bağlı olduğu anlamına kadar uzanan bir geniş çağrışıma ve hatta gerçekliğe tekabül eder.
O zaman bu tartışma gündemi üzerinden yeni anaysa ve kuvvetler ayrılığını özel olarak gündemde tutmak fayda var.
Önce bu duruma nasıl geldiğimize kısaca bir göz attığımız da yargının dünden pek farkı olmadan bugün yürütmeye veya Erdoğan’a nasıl daha bağımlı ve daha taraflı duruma gelmesinde 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile olduğunun altını çizmemiz gerekir.
Bu anayasa değişikliği ile oluşturulan HSYK’nın eski yapısıyla arasında bir fark olacak diye niyet edilmiş olsa da aslında bugün geldiğimiz nokta açısından pek bir fark olmadığı görüldü.
Peki yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sistematize edebilen demokrasilerde bu nasıl olmuş ve neden bir asıra yakın bir zamandır böylesi bir yargı sistemi ve hukuk devleti oluşturamamışız.
Bu sorunun herhalde en mantıklı cevabı bizim böyle bir adalet/hukuk anlayışımız olmadığı gibi bu alanında yeterli olacak bir deneyime sahip olamadığımız sonucuna varıyoruz.
Yeni anayasa içinde yargının yürütme ve yasamaya karşı bağımsızlığını güçlendirecek hükümlerin yer alması bu tartışma ile daha da önemli hale gelmiş durumda.
Başta hakim teminatı olmak üzere yargı mekanizmalarından yürütmenin ayak izlerinin silinmesi gibi düzenlemelerin olmasının yanında adli kolluk kuvvetlerinin oluşturulmasının önemi ağır basan düzenlemelerin başında yer alıyor.
Ayrıca yargı kararları ile gerek evrensel hukuk ve gerekse de AİHM kararları arasında tam uyumun sağlanması düzenleyen maddeler ise işin diğer önemli yanını oluşturtuyor.
Adil yargılanma hakkı konusunda sabıkalı olan bir ülkenin yeni anayasasında bu düzenlemelerin sadece güçlü bir hukuk devleti için değil güçlü ve rekabet edebilir bir ekonomi içinde yaşamsal düzeyde olduğu bilinmelidir.
Bu bize “üstünlerin hukuku” olarak tanımlayabileceğiz bir durumdan “hukukun üstünlüğü” düzenine geçilmesi gibi bir tarihsel sorumlulukla karşı karşıya bulunduğumuzu gösteriyor.
Cinnet geçirmek üzere olduğumuz bu ülkede hukuk devletine ve adalete oldukça fazla ihtiyacımızın olduğu günlerde bu yazıyı yazıyorum.
Neden, çünkü biz yokuz “o” var.
MUSTAFA PAÇAL / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020