Nadi ÖZTÜFEKÇİ
Seçmek değil seçtirmemekti mesele.
Biraz düşünüldüğünde; bu kime oy verdiğinden daha çok kime oy verilmemesi için çaba sarf etmek gerektiğini bilmekti.
'Vazgeçilmez ve Kaçınılmaz'ı inşa etmeden kendi adayını desteklemek mümkündü.
Çok ustaca hazırlanmış bir planın parçası olmadan, tam da bizlerden istendiği gibi davranmadan, her şeye bize sunulduğu haliyle teşne olmadan, sosyalist şüpheciliği elden bırakmadan meselelere yaklaşmayı denemek mümkündü.
Şimdi kabahatli bulma zamanı.
Hadi birlikte arayalım.
Selahattin Demirtaş'tan başlayalım isterseniz. Aday olmasaydı örneğin ya da HDP daha güçsüz bir aday çıkarsaydı..!?
Böyle bir şey istemek bile saçmalık.
Diyelim ki öyle oldu.
Ne olacaktı peki? İşte aldığı oy; %9,8..
Sonuçta Erdoğan'ın aldığı oy %51,8...
Peki gelelim CHP'ye...
Çıkardığı adaydan başlayalım.
Nasıl bir aday çıkarmasını beklerdiniz?
Ulusalcı bir aday olsaydı mesela... Daha fazla mı oy alacaktı?
CHP; sağından solundan çekiştirile, çekiştirile aldığı şekle uygun bir aday çıkardı.
Ya da bir başka seçenek üzerinden gidelim.
Demirtaş: "CHP, Rıza Türmen'i aday gösterseydi desteklerdik" demişti.
O durumda CHP bugüne dek sürekli olarak ve seçim boyunca da sürekli sergilenen suçlarından arınmış mı olacaktı? Yani o "ceberut", "Kemalist","Türkçü" vs. özellikleri kalkacak, gösterdiği aday, aniden CHP'yi "desteklenebilir kıvama mı” getirecekti? Diyelim ki o kıvama geldi. Daha iyi bir sonuç alınacak mıydı sizce? Çıkaralım MHP'nin verdiği oyları. Hesap ortada.
Sonuçta Erdoğan'ın aldığı oy %51,8...
Ha! Az kaldı unutuyorduk. Boykotçular.!!
Evet! Asıl kabahatli onlar. Herhalde %0,001 oranında etkilemişlerdir sonuçları..
Onu da hesaba katarsak.. Yok, yine tutmadı. Hay Allah..!
Sonuçta Erdoğan'ın aldığı oy %51,8...
İsterseniz kabahati biraz da bizde arayalım. Hepimizde..
Yani hepimizde derken kendisine sosyalist diyenleri kast ediyorum.
Önce mücadeleyi tam da burjuvazinin bizi çekmek istediği pistte kabul etmemizden başlayalım isterseniz. Sakın 'Boykot'tan söz ettiğimi düşünmeyin. Etkili ve güçlü sebepleri olmadıkça 'Boykot'un anlamlı bir tavır olduğunu düşünmüyorum.
Söylemek istediğim başka bir şey.
Seçimler burjuvazi (Erk, Oligarşi, Sermaye ne derseniz deyin) arasındaki çatlakları derinleştirmek için kullanılabilir.
Ya da bazı söylemleri ortamın politize olduğu zamanlarda söyleyebilme fırsatı olarak da değerlendirilebilir.
Seçimler daha güçlü ve etkili muhalefet yapabilmek üzere meclise girebilmek için de değerlendirilebilir.
Ama gerçek muhalefet sınıf temelli örgütlenmeden geçer. Kimseye teşne olmak zorunda kalmadan sınıfsal çözümler gösterebilen yapılanmanın öncülüğünde, sistemin ta kendisine kapitatilzme karşı, kitlesel eylem ve direnişlerden geçer. Başarısızlığı defalarca kanıtlanmış muhalefet yöntemleri ve o yöntemlerin gedikli yapılanmalarından rol çalmaya çalışmanın hiç bir yararının olmadığını anlamak ve kabul etmekten geçer.
Sürekli tekrarlanan "ezilenlerden yana" arada bir de kullanılan "emekten yana" kavramlarının altını doldurmaktan geçer.
Ayrıca seçimleri bu uzun ve zorlu mücadele yolunun kısa bir aşaması olduğunu unutmayalım.
Bu mantıkta yaklaşılmadığında, asıl hedefi şaşırmadan yarışılabileceği gözden kaçıyor. Doğru bir muhalefet tarzı oturtulduğunda % 2+ gibi farkın, hiç de aşılamaz olmadığını görebilirdik.
Keşke seçimler boyunca Selahattin Demirtaş'ın söylemlerinin ana çizgisi onu destekleyenlerin birçoğu tarafından benimsenseydi.
Bu anlamda Selahattin Demirtaş'ı kutlamak gerekir.
Ama kronik teşne, Holigan Amigolar için aynı şeyleri söylemem imkansız.
Boykotçuları hedef tahtasına koymadan önce; boykotçulardan çok daha fazla insanı, adeta Kuvai Milliyeci kesilerek sandığa küstürme amaçlı paylaşımlar sayfalarda duruyor.
Selahattin Demirtaş'ın düzgün tavrı HDP'ye +%1-2 getirdiği anlaşılıyor. Ancak Erdoğan’dan yana işletilen %5-7'de de Holigan Amigoların payı büyük.
Evet ortada bir başarı var.
Ama kutlanacak bir zafer yok.
Şimdi bu Pirus Zaferini kutlamadan önce Faşist bir Anayasayı meclisten geçirmeyi kafasına koymuş bir CumhurPadişahı nasıl engelleriz onu düşünelim.
Elbette sadece bu yazıda yazılanlarla seçim sonuçlarının değerlendirilmesi mümkün değil.
Bunlar bazı detayların, detayları...
Konuşulacak çok şey var.
http://nadioztufekciyazilari.blogspot.com.tr/2014/08/hadi-gelin-suclu-kim-oynayalm.html?spref=fb
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2018
18.04.2018
7.02.2018
9.02.2017
15.02.2017
27.01.2017
22.01.2017
4.02.2016
11.03.2016
20.11.2015