Neşe Düzel
“Türkiye, Suriye’de batağa saplandı. Suriye’deki savaşı artık kimse sonlandıramaz. Biz de sonlandıramayız. Yapı bir türlü kırılmıyor. Suriye’deki iç savaş sürecek. Bu mezhep savaşı yıllarca sürebilir. On yıl da sürebilir.”
“Silahlı muhalefetin içinde Afganistan, Libya, Yemen ve Ürdün’den gelmiş El Kaide’yle ilişkili cihadcı gruplar var. Biz bunlara destek verdik. Bunlar Hz. Zehra’nın türbesinin olduğu mahalleye girdiler, çocuk kadın Şiilerin hepsini astılar.”
“Türkiye, askerî önlemlerle bir an önce iktidar değişikliğini kotarmaya çalışıyor Suriye’de. Batı dünyası ise Türkiye’ye yeşil ışık yakmıyor. Çünkü Batı, cihadcı grupların Esad’ı devirdikten sonra Suriye’de oluşacak fotoğraftan korkuyor.”
***
NEDEN KAAN DİLEK
Türkiye bir süredir çok ürkütücü bir süreçten geçiyor. Savaşla oynuyor. Kendi içi güçlü olmayan, 30 yıldır PKK’yla savaşan bir ülke kalkıyor başka bir ülkenin iç savaşına katılıyor. Kendi içinde demokrasi kuramayan, kendi vatandaşları arasında eşit ilişki sağlayamayan ve üstelik Suriye ile benzer bir etnik ve dinî çeşitliliğe sahip olan Türkiye kalkıyor Suriye’deki halklar arasında taraf tutuyor ve Sünnilerin bir kesiminin silahlı mücadelesini destekliyor. Ve bu Suriye politikasıyla Türkiye’nin içi kutuplaşıyor, Türkiye Suriyeleşiyor. Bu ürkütücü süreci Dr. Kaan Dilek’e sorduk. Gerek Ortadoğu’da gerek Suriye’de gerekse Türkiye’nin sınır bölgelerinde kamuoyu araştırmaları yapan, bölge ülkelerinde yöneticilerle görüşen ve halkla yüz yüze mülakatlar gerçekleştiren Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi “IMPA”nın direktörü Dr. Kaan Dilek, Türkiye’nin uyguladığı Suriye politikasıyla bağlantılı olarak bölgede, Suriye’de ve Türkiye’nin içinde yaşananlarla ve yaşanması beklenenlerle ilgili çok çarpıcı ve çarpıcı olduğu kadar da korkutucu bilgiler verdi. Bu politikanın devamı hâlinde Türkiye toplumunu neler beklediğini çok net anlattı. Genelde Ortadoğu, özelde de Şii bölgeleri, Şii örgütleri ve Şii siyasal yapıları üzerine çalışan Dr. Kaan Dilek, Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdikten sonra Tahran Üniversitesi’nde medeniyet tarihi okudu, lisansüstü ve doktora yaptı. IMPA’dan önce ASAM, ORSAM dâhil çeşitli araştırma merkezlerinde çalışan Dr. Kaan Dilek aynı zamanda Mevlana üzerine de çalışıyor. Yedi ciltlik “Şerhi Mesnevi” kitabını yazan Kaan Dilek’in Safevi Dönemi ve İran tarihi dâhil yayımlanmış altı kitabı var.
***
NEŞE DÜZEL: Suriye önce Türkiye’nin uçağını düşürdü, şimdi de şehirlerimize bombaları düşüyor. Suriye niye bu kadar kışkırtıcı davranıyor?
KAAN DİLEK: Başka gruplar ve ülkeler de asıl Türkiye’nin çok kışkırtıcı davrandığını düşünüyorlar. Suriye’deki mücadeleci grupları destekleyen bir Türkiye’nin kışkırtıcı olduğunu söylüyorlar. Hem biz uçak düşürme olayından bu yana olanları net olarak bilmiyoruz ki! Hatta uçağımız nasıl düştü, füzeyle mi vuruldu bunu bile bilmiyoruz. Kapalı ve karanlık pek çok nokta var.
Sizce kışkırtıcı olan kim?
Bence savaş hâlinde pek çok şey mümkün.
Savaş hâlinde dediniz. Türkiye, şu anda Suriye ile savaşıyor mu?
Doğrudan bir savaştan bahsedemeyiz ama biz bir süredir Suriye ile çatışma içindeyiz. Bu bir vekâlet savaşı! Modern savaş biraz da böyle bir şey zaten. Türkiye’nin desteklediği bazı cihatçı gruplar var. Bu gruplar, Suriye rejimine karşı savaşıyorlar. Yanlış anlaşılmasın. “Türkiye, Suriye’de hiçbir problem yokken bazı mücadeleci grupları dışarıdan getirip rejime karşı savaştırıyor” demiyorum ben.
Tam ne diyorsunuz?
Tabii ki Suriye’de rejime karşı ayaklanan Suriye’nin kendi Sünni halkından oluşan silahlı mücadeleci gruplar var. Ama silahlı muhalefetin içinde farklı ülkelerden, Kafkasya, Afganistan, Yemen, Libya, Ürdün ve Mısır’dan gelmiş El Kaide ağıyla ilişkisi olan cihatçı gruplar da var. Biz bunlara destek verdik. Zaten Türkiye desteklemeseydi, Suriye’deki silahlı muhalefet bu denli güçlü olamazdı. En önemli lojistik desteklerini Türkiye’den aldılar. Biz araştırma kurumu olarak Hem Suriye’nin sınır bölgelerini hem de Hatay, Kilis, Şanlıurfa’yı içine alan kendi sınır bölgelerimizi gezdik.
Ne gördünüz?
Hatay’ın yerel halkının Sünni’siyle Alevi’siyle olan bitenden çok rahatsız olduğunu gördük. Suriye’den gelen, sınırdan rahatça geçen birtakım silahlı, cihadcı, İslamcı muhalif gruplar onları çok rahatsız etmişti. Hatay’da ikamet ediyor, dinleniyor, tedavi görüyor ve sonra gidip Suriye’de savaşıyorlardı. Ve tekrar geri geliyorlardı. Türk plakalı arabaları ve Türkcell hatlı telefonları vardı. Biz bu yabancı uyruklu insanlarla mülakatlar yaptık. Bize nerenin komutanı olduklarını da söylüyorlardı.
Suriye’ye dışarıdan gelen bu cihadcı grupların Özgür Suriye Ordusu’ndaki gücü ne?
Sayıca çok değiller ama güç olarak çok baskınlar. Çünkü onlar savaşmayı çok iyi biliyorlar. Normal Suriye halkından oluşan silahlı muhalefetin çok ötesinde eylemler koyabiliyorlar. Şu anda sahayı bu cihadcı ve El Kaide bağlantılı gruplar yönetiyorlar. Şu da bir gerçek ki, Suriyeli Sünni silahlı muhalefet de her geçen gün radikalleşiyor. Sonuçta Suriye’de herkes birbirine karşı bileniyor.
Türkiye, Suriye’de Esad’a karşı savaşan muhalefeti desteklerken bu El Kaideci grupları da mı desteklemiş oluyor?
Türkiye, El Kaide’yi, Esad rejiminin askerî yapısını zayıflatabilecek, sahada planlı mücadeleyi alevlendirebilecek bir araç olarak görüyor. Ama Irak, İran ve Lübnan’daki Şii topluluklar durumu böyle görmüyor. “Vahabiler bilfiil Şiileri hedef alıyor” diye görüyorlar bu durumu. Mesela Şam’da Seid Zeynep Mahallesi, ki orada Peygamber’in torunu Hz. Zehra’nın türbesi var , Şiiler için kutsal bir yer. Irak’tan, Lübnan’dan pek çok yerden Şiiler yaşıyor orada. Cihadcı gruplar o bölgeye girdiler, çocuk kadın Şiilerin hepsini astılar.
Aman Tanrım...
Dolayısıyla bölgedeki Şiilerin algısı şöyle. “Bunlar Esad’ı devirirlerse bölgede topyekûn bütün Şiilere saldıracaklar” diyorlar ve Esad’ın arkasında yer alıyorlar.
Ama bu arada Türkiye’ye Suriye’den peş peşe bombalar düşüyor. Suriye savaş mı istiyor?
Hayır savaş istemiyor. İçeride bu kadar karmaşası olan bir ülke Türkiye gibi ordusu güçlü bir yapıyla niye savaşmak istesin? Bu, hiç akılcı değil. Bakın... Türkiye sınırda bir tampon bölge kurulmasını istiyor. Ama böyle bir tampon bölge silahlı gruplar için değil masum halklar için olmalı, silahlı grupları değil, masum insanları korumalı. Tampon bölge silahlı gruplardan tamamen arındırılmalı. Peki, Türkiye, tampon bölgeyi muhaliflerin daha rahat savaşması için mi istiyor yoksa insan hayatına gerçekten önem veriyor ve insanların ölmeyeceği bir tampon bölge mi istiyor?
Türkiye’nin istediği silahsız bir tampon bölge değil mi?
Değil. Biz bunu Dışişleri ve Güvenlik bürokrasisine önerdik. Sadece dinlediler. Türkiye silahlı grupların güvenli tampon bölge ihtiyacını, masum insanların ihtiyaç duyduğu tampon bölgeden daha çok önemsiyor. Oysa Suriye’deki savaşı artık kimse sonlandıramaz. Biz de sonlandıramayız. Ama oluşturacağımız insani bölgelerle Suriye’deki masum insanları koruyabiliriz. Eğer Türkiye’nin amacı gerçekten demokrasi, barış ve insan hayatıysa böyle silahsız tampon bölgeler kurabilir.
Türkiye tampon bölgeyi nerede kurmak istiyor?
Türkiye bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Mesela Kamışlı-Haseki arasındaki bölgede tampon bölge kurarak hem Kürtlerin iletişim ağlarını koparmak hem de Kürtlerin siyasal ve askerî yapılanmasını kontrol etmek ve engellemek istiyor. Batı dünyasının da kanaati şu ki, Türkiye’nin sınırlarına doğru sıkışmış olan silahlı muhalif güçlerin daha da zayıflamaması için ve onlara nefes aldırmak için Türkiye Suriye ordusunu tampon bölgeyle tutmaya çalışıyor. Akçakale’ye düşen havan topu, Türkiye’nin tampon bölge talebi için iyi bir zemin yarattı.
Bu durumda, Akçakale’ye toplu saldırı Esad güçleri tarafından yapılmamış olabilir mi?
Neden olmasın? Ortadoğu operasyonlar ve provokasyonlar coğrafyasıdır. Aynı düşen uçakta olduğu gibi bu bombayla ilgili de şuradan atıldı diye elimizde net bir bilgi yok. Batı dünyasına gelince... Silahlı tampon bölgenin kurulmasına henüz karar vermiş değiller. Çünkü Esad karşıtı silahlı gruplar henüz ciddi başarı sağlayamadılar. Aksine Esad her geçen gün askerî olarak güçleniyor. Geri çekildiği noktalardan ileriye gidip muhalifleri püskürtüyor.
Esad nasıl güçleniyor? Suriye’nin içinde halkın Esad’a desteği mi artıyor?
Muhaliflere destek veren gruplar kadar Esad rejimine de destek vermeye başlayan gruplar oluşuyor şimdi Suriye’de. Bazı bölgelerde Sünni aşiretler de Esad’ın tarafına geçiyor. Geçenlerde Özgür Suriye Ordusu’nun üç komutanı pişman olduklarını söyleyip Esad’ın ordusuna geri döndü. Çünkü insanlar Suriye’deki cihadcı örgütlerden rahatsızlar. Esad’dan nefret eden ve onunla savaşanlar bile şunu sorguluyorlar, “Biz niye okulu, hastaneyi bombalıyoruz? Ülke viran oluyor” diyorlar. Halep’e dikkat edin. Halep neden bir türlü düşmüyor?
Neden düşmüyor?
Halep’in yüzde 70’i Sünni. Esad’a karşı savaşanlar da Sünni, Halep’te yaşayanlar da Sünni. Peki, Halep halkı neden katılmıyor savaşanlara? Çoğunluk katılmıyor. Özellikle orta sınıf Sünni Suriyeliler bu direniş hareketlerini terör faaliyetleri olarak algılıyorlar. 18 aylık direniş hareketinden sonra Suriye rejiminde hâlâ bir kırılma yaşanmıyor, hâlâ orta sınıf Sünniler direniş hareketine katılmıyor. Demek ki Türkiye Suriye’de farklı bir strateji izlemeliydi. Dünyada hiç kimsenin Esad rejimini savunması mümkün değil ama Türkiye taktiksel hatalar yapıyor. Türkiye, başta dile getirdiği demokrasi, barış söylemlerini sahada ispat edemedi. Hıristiyan, Dürzi, Sünni veya Alevi... Seküler Suriye toplumunun hepsi Esad’ı desteklemiyor ama Türkiye bunların hiçbiriyle ilgilenmedi.
Türkiye’nin politikasını hangi Suriyeliler destekliyor peki?
Türkiye’nin politikasını Sünniliği referans alan kesim destekliyor. Müslüman Kardeşler topluluğu ve ona eklemlenen diğer cihadcı gruplar destekliyor. Demin de söyledim. Türkiye, Müslüman Kardeşler ve diğer cihadcı grupları Suriye’deki dış politikasının araçları olarak görüyor.
Peki, Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkması hâlinde komşularımız Irak ve İran ne yapar?
İran en üst düzeyde bir yıldır deklarasyonda bulunuyor. “Bizim Suriye ile savunma anlaşmamız var. Bu anlaşmanın gereği olarak Suriye’ye yapılacak her saldırıyı İran’a yapılmış bir saldırı olarak algılarız” diyorlar. Yani çok net “savaşırız” diyorlar. Bağdat ise Suriye politikasını ülkedeki güçlü Şii gruplara tevdi etmiş durumda.
Anlamadım, nasıl?
Mesela Mukteda Sadr grubu Suriye’deki savaşın kendi varlıklarını tehdit ettiğini ve Mehdi Ordusu’nu güçlendirmekten, intihar birlikleri kurmaktan söz etti. Çünkü İran da, Irak da, Suriye’deki iç savaşı bir mezhep savaşı olarak görüyorlar. Aşırı Sünni grupların, Vahabi, Selefi ve El Kaide gruplarının kendi varlıklarını hedef aldığını düşünüyorlar. Nitekim bu gruplar da söylemleriyle Aleviliğe ve Şiiliğe karşı muazzam bir nefret siyaseti üretiyorlar.
Bu mezhep savaşının içinde Türkiye nerede duruyor?
Türkiye denge rolü oynaması gerekirken taraf olmuş durumda. Aşırı Sünnici grupların yanında gözüküyor. Bu yüzden de zaten Amerika ve Avrupa, Türkiye’nin Suriye ile ilgili tampon bölge ve diğer isteklerine karşı çok ihtiyatlı ve dikkatli davranıyor. Ayrıca Türkiye, uyguladığı Suriye politikasıyla kendi içini de kutuplaştırıyor. Türkiye’deki sosyal yapı giderek radikalleşiyor. Türkiye’de Alevilerin de Sünnilerin de sinir uçları harekete geçiyor.
Türkiye’nin Suriye’de uyguladığı politika Amerika’nın politikası değil mi? Türkiye’yi Suriye’ye Amerika ittirmedi mi?
Bu, Amerika’nın istediği bir politika olabilir ama Türkiye’yi Suriye’ye Amerika itmedi. Türkiye, inisiyatif almak için kendisi çok hızlı davrandı. Amerikalılar ise Suriye konusunda Türkiye’ye zaten kızgındılar. Çünkü 2007’de İsrail Suriye’deki nükleer tesisleri vurmuştu. Amerikan büyükelçisi çekilmişti. Amerika Suriye’ye yoğun bir baskı ve yaptırım politikaları uygulamak istiyordu. Türkiye onlara, “durun, biz Suriye’yi ikna edeceğiz” dedi. Amerika şimdi Türkiye’ye, “biz bölgede bir güç olduk. Ortadoğu’ya nizam vereceğiz, düzen getireceğiz, dediniz. Niye her defasında beni çağırıyorsun? O kadar güçlüysen yap” diyor.
Bölgede mezhepler çatışması çıkarsa bunun sonucu ne olur?
Suriye’de şu anda bir mezhep savaşı zaten var. Eğer Türkiye ile Suriye savaşırsa, bu, bütün bölgeye yayılan bir Sünni-Şii savaşı olur ki, bu savaşta hepimiz yok oluruz. Bu bir kıyamet senaryosudur, bu savaşın galibi olamaz. Hiçbir hedefi olmayan bu savaşta milyonlarca insan ölür.
Türkiye ile Suriye’nin savaşması hâlinde Rusya ne yapar?
Rusya, Suriye’ye hem lojistik hem teknolojik destek sağlıyor. Son söylemleriyle de geri adım atmayacağını gösterdi. Eğer Suriye ile Türkiye savaşırsa, bu savaş sadece bölge savaşına değil, bir dünya savaşına da gider. Bunu herkes biliyor.
Türkiye savaş çıkmasını istiyor mu?
Bazı gruplar istiyor. Hükümetin içinde de belki var bunlar. Hükümetin kanaatlerinden, düşüncelerinden etkilenebileceği sosyal gruplar ve kanaat önderleri de olabilir bunlar. Sürekli Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman vurgusu yapmak içeride Alevileri rahatsız ediyor.
Yavuz, Alevi katliamını yapmış bir padişah. Aleviler, haklı olarak çocuklarına Yavuz ismini bile vermiyorlar. Hükümet bunu bilmiyor mu?
Sadece içeride değil, Türkiye dışındaki Şiiler de, Türkiye’nin sürekli Yavuz Sultan Selim vurgusu yapmasını ve Sünni eksenli bir politika izlemesini, Şiilerle tekrar savaşmak isteği olarak yorumluyorlar. Eğer siz Kanuni, Fatih, Yavuz vurgularını sürekli tekrarlarsanız, ve bu tarihî hafıza üzerinden yeni bir siyasi hafıza devşirmeye çalışırsanız hata yaparsınız. Çünkü Sünni bir hafızadır bu! Sünni hafıza ise tek başına oluşmadı. Bu Sünni hafızanın karşısında bir de Şii hafıza var! Ülkemizin içinde bir Alevi hafıza var! Nitekim onlar, “Türkiye Sünni eksenli bir radikal İslam politikası izliyor” diyorlar.
Sizce haksız eleştiriler mi bunlar?
Haksız değiller. Türkiye’nin söylemleri daha din odaklı oldu ve Türkiye özellikle Sünni İslam’ın tercihlerine vurgu yapar hâle geldi. Oysa baştaki söylemimiz etnik ve dinî değildi bizim. Demokrasi, barış, özgürlük diyorduk. Bu dış politika söylemi lafta kaldı ve Sünni bir politika uygulandı. Biz devlet ve hükümet olarak Suriye’yle ilgili başta söylediklerimizi sahada yedik, çiğnedik.
Suriye’nin çok kuvvetli bir hava savunma sistemi olduğu söyleniyor. Böyle bir sistemleri var mı?
İran’ın da, Rusya’nın da füzeleri ve roketleri var Suriye’de. Ayrıca Suriye’de kimyasal silahlarla ilgili fabrikaların olduğu da biliniyor.
Savaşta Suriye bu füzeleri ve kimyasal silahları Türkiye’ye karşı kullanır mı?
Kullanabilir. Esad, “biz yıkılabiliriz ama tek başımıza yıkılmayacağız. Hep beraber batacağız” diyor. İsrail’e ve Türkiye’ye bir gönderme bu.
Sınır şehirlerimizi bombalama ihtimali var mı?
Olabilir. Zaten şu anda sahada kullandıkları örgütler yok mu? Arka bahçe savaşları bunlar. Daha işin başındayız! Türkiye, Suriye politikasıyla etnik olarak Kürtleri, dinî olarak Şiileri öteye itiyor, onları yabancılaştırıyor, ötekileştiriyor. Suriye ile sıcak savaş derinleşirse, Şiiler ile Kürtler arasında bir ittifak oluşur. İşte bu ittifak Türkiye’yi yıkıma götürür. Türkiye kesinlikle belaya gidiyor. Çünkü Türkiye de Suriye’dir aslında! Yani biz de Suriye gibiyiz. Toplumumuzdaki kutuplaşmalar her an kaşınabilir ve en üst düzeye çıkabilir.
PKK Suriye’de güçlü mü?
Güçlü. Aslında Kürt siyasi hareketinin olduğu her yerde PKK güçlü. Çünkü Kürtler, otuz yıldır yaptığı mücadeleyle Kürt kimliğinin, milliyetçiliğinin oluşmasında PKK’nın büyük payı olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden Suriye’deki Kürt bölgelerinde evlerde Öcalan’ın posterleri var. Ama bana, “Suriye’de özerk yönetimler oluşturan PYD, PKK mıdır?” deseniz... Hayır, PYD, PKK değil. Aralarında etkileşim var ama PYD’nin kararlarını Kandil vermiyor. PYD, Suriye’de iç savaş çıktığından beri güçleniyor. Savaştan önce güçlü değildi, şimdi PYD ev ev Kürt halkını örgütlüyor. Kürtler çok stratejik davranıyorlar ve kendi özerk yapılarını oluşturuyorlar.
Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkarsa PKK ne yapar?
Suriye krizi derinleştikçe ve Türkiye Suriye’ye daha fazla doğrudan müdahil oldukça, PKK ve Kürt siyasi hareketi özerk bölge ve kurtarılmış bölgeler için alabildiğine bastırır. PKK, savaş alanlarını genişletir ve şehirler dâhil her yerde intihar eylemlerini arttırır. Zaten son dönemde öyle olmadı mı? Suriye krizi derinleştikçe PKK Türkiye’ye yükleniyor. Çünkü Suriye, Türkiye’nin enerjisini, gücünü alıyor. Suriye krizi Türkiye’yi askerî olarak, istihbarat olarak zayıflatıyor. PKK bu durumu kullanıyor. Şu bir gerçek ki, Suriye parçalanırsa, Türkiye’yi de bütün hâlinde tutamazsınız. Türkiye açısından bir başka büyük tehlike daha var.
Nedir o?
Suriye krizi derinleştikçe ve mezhep savaşı netleştikçe, Şii silahlı gruplar Irak, İran ve Suriye üzerinden Türkiye’ye gelebilirler ve Türkiye’de operasyon yapabilirler. Unutmayın... Hizbullah’ın bütün dünyada bağlantıları var. Kudüs Ordusu, Mehdi Ordusu gibi silahlı Şii gruplar var. Suriye krizinin derinleşmesi Türkiye için çok büyük bir tehlike oluşturuyor!
Bu durumda hükümet, Suriye politikasını değiştirecek mi?
Çok zor. Aslında Suriye’de silahlı mücadele erken başlatıldı. Türkiye bu operasyona ortaktır. Türkiye acele etti. Esad’ı 24 saatte düşürebileceklerini düşündüler. Oysa Suriye zaman içinde dönüştürülebilirdi. Üstelik bugün gelinen noktada, Türkiye’nin destek verdiği Özgür Suriye Ordusu ve Ulusal Konsey de çatırdadı. Türkiye’nin çatısını kurduğu, desteklediği muhalefet hareketi zaten hiçbir zaman Suriye’deki bütün muhalefeti kapsayamamıştı. Şimdi bu muhalefete alternatifler de çıktı.
Bunlar kim?
Mesela Mısır’ın ev sahipliğinde kurulan Mısır İnisiyatifi hareketi güçlendi. Bunlar da Esad’dan ve Baas rejiminden nefret ediyorlar ama okulların yakılıp yıkılmasına, silahlı mücadeleye karşı çıkıyorlar. Bu silahsız barışçı grupları biz desteklemeliydik. Aksine biz silahlı grupları destekledik. İranlı analistlerle görüşmemizde bize şunu söylediler. “Türkiye barışçı ve yumuşak gücünü kullanarak bölgeye indikçe çok güçlü bir devlet oluyordu. Bazıları bunu risk olarak gördü ve Türkiye’nin kucağına Suriye gibi bir kriz bıraktılar. Böylece Suriye kriziyle, Türkiye ile Ortadoğu arasında bir psikolojik hat oluşturdular. Artık Türkiye hiçbir zaman Ortadoğu’da güçlü ve etkin olamayacak” dediler.
İran’a göre, Türkiye’yi Suriye kriziyle kim dizginledi?
İsrail ve Amerika dizginledi. Türkiye’yi Suriye kriziyle baş başa bıraktılar. Türkiye, yumuşak gücünü kullanırken, demokrasi, özgürlük ve refah derken Arap mahallesinde popülerdi. Şimdi değil. Şimdi Türkiye’nin arası sadece Erbil’le iyi. Biz kurum olarak bölgede Suriye politikasını araştırıyoruz. Benim size anlattıklarım bu araştırmalardan, mülakatlardan da çıkan sonuçlar. Türkiye’nin ve Başbakan’ın Arap dünyasında 2009’daki imajıyla bugünkü imajı çok farklı. Bakın... Ortadoğu’da Sünni Arapların hepsi İslamcı değildir. Liberal, sosyal demokrat orta sınıf Sünniler, entelektüeller, aydınlar, Türkiye’nin cihadcı gruplarla iş yaptığını söylüyorlar ve “barışı, demokratik değerleri savunan ülkeye ne oldu” diye soruyorlar.
Türkiye’nin nasıl bir politika izlemesi gerekir?
Biz savaşlara ve katliamlara sebep olmamalıyız. Bizim Suriye’deki savaşı durdurabilecek gücümüz vardı. Bütün etnik ve dinî gruplara eşit mesafede durabilirdik, barışı ve demokrasiyi önceleyebilirdik. Biz bunu yapmadık. Eğer biz Suriye’de gerçekten bir değişim istiyorsak oradaki tüm halkları muhatap almalıyız ve herkesin demokratik hak ve taleplerini gözönünde bulundurmalıyız. Suriye’deki Dürzî, Şii, İsmailî, Sünni, Kürt, Arap, Hıristiyan, Türkmen tüm etnik ve dinî gruplarla konferanslar yapmalıyız. Bugün hiçbir İsmailî, Şii, Esad rejiminin yıkılırsa kendi varlığının korunacağına inanmıyor. Aslında bugün gelinen noktada Türkiye Suriye’deki savaşın uzun sürmesini istemiyor ama...
Peki, Türkiye ne istiyor?
Türkiye, askerî önlemlerle Suriye’de bir an önce iktidar değişikliğini kotarmaya çalışıyor. Batı dünyası ise Türkiye’ye yeşil ışık yakmıyor. Çünkü Batı, cihadcı grupların Esad’ı devirmesinden sonra Suriye’de oluşacak fotoğraftan korkuyor. Anlayacağınız, Türkiye Suriye’de batağa saplanmış durumda! Suriye’deki yapı bir türlü kırılmıyor. Öyle görülüyor ki, Suriye’deki iç savaş sürecek. Hatta bu savaş yıllarca da sürebilir. On yıl da sürebilir!..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012