Nevzat CİNGİRT

Coğrafya kaderimizmiş…
23.03.2025
356

27 Mayıs 1960 Darbesi'yle aynı dönemde dünyaya geldim.

Darbeden  bir yıl sonra, Başbakan Adnan Menderes ile arkadaşları idam edilerek tarih kitaplarına kara bir leke olarak geçti.

**

12 Mart 1971 muhtırasından bir yıl sonra, 6 Mayıs 1972'de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı gerçekleştiğinde 12 yaşındaydım. Deniz, Hüseyin ve Yusuf tarihe '3 Fidan' olarak geçti.

**

Öğrencilik yıllarımda, sokak çatışmalarına, boykotlara, grevlere ve 1 Mayıs 1977 Katliamı'na Taksim'de yaşayarak tanık oldum.

20 yaşımda, 12 Eylül 1980 darbesini bütün benliğimle yaşadım.

Darbe sonrası benim gibi on binlerce gencin hayatı bir anda değişti. Cezaevlerine tıkıldık, işkenceye uğradık, çoğumuz hayal ettiğimiz özgür dünyada değil, askeri cezaevlerinde hayatta kalmaya çalıştım. Darbenin mimarı, Kenan Evren'in "Asmayalım da besleyelim mi?" dediği, yaşları 18 bile olmamış gençleri, idam sehpasına yolladığı günlere tanıklık ettim.

**

30’uma geldiğimde, uğruna hapis yattığım dünyanın bütün duvarları üzerime yıkıldı. Öfke, trajedi, hayal kırıklıkları ne varsa yaşadım.

90’lı yıllarda yüzlerce insan kayboldu, PKK terörü,  şehit cenazeleri, faili meçhul cinayetler… Başörtüsü yüzünden eğitim hakkı elinden alınan binlerce kızımızın geleceği karartıldı.  Bir ülke, insanların hayallerini çalarak geleceğini ipotek altına alıyordu.

**

40'lı yaşlarımda, 28 Şubat 1997 darbesi, her şeyin 1000 yıl süreceği söylenen bir dönemin başlangıcıydı.

Partiler kapatıldı, siyaset yasağı getirildi. 1999 yılında Recep Tayyip Erdoğan, şiir okuduğu için hapse atıldı ve belediye başkanlığından alındı.

Siyasi yasakları aşan Erdoğan, 2002'de AK Parti'nin başına geçerek tarihin seyrini değiştirmeye başladı.

**

Tek başına iktidara gelen AK Parti, 3Y ile mücadele edeceğini ve yeni bir anayasa yapacağını vaat etti. Sözler verildi, yeni bir Türkiye umudu doğdu. Her şeyin konuşulabileceği, tartışılabileceği bir ortam yaratılmaya başlandı. İlk kez, bir şeylerin değişebileceği düşüncesi umutlandırdı beni.

**

Fakat, 50’li yaşların sonlarına  geldiğimde  bu kez FETÖ’nün kumpasları, 17-25 Aralık operasyonları, 15 Temmuz darbe girişimi her şeyi  kökten değiştirdi.

Türkiye yeniden bir çıkmaz sokağa sürüklendi.

15 Temmuz  darbe girişimi bertaraf edilse de, olağanüstü hal ilan edildi. Gerçek suçluların yanı sıra binlerce masum insan mağdur edildi ve adalet duygusu kayboldu.

Senin hırsızın benim hırsızım ayrımının yapıldığı ülkemde, Siyaset kurumuna olan güven dip yaptı.

Seçimle gelenin seçimle gideceği Türkiye umudu anlamını yitirdi.

Şimdi 65 yaşımdayım..

Çocukluğumda, öğrencilik yıllarımda, gençliğimde ve orta yaşlarımda tartışılan ne varsa bugünde benzer sorunlar  yüksek siyasetin çarkları arasında ezilip gitti.

65 yıl boyunca bu ülkenin geçirdiği her badireyi içimde hissettim.

Artık tek dileğim şu: Belki biz güzel günleri göremedik, ama umarım her biri aslan parçası olan çocuklarımız ve torunlarımız huzuru bulur. Çünkü onlar, bu acılarla ve darbelerin gölgesinde büyümemeli.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar