Nuray MERT
Önce, ne terör, ne şiddet, ne savaş, ne çöküş, ne fakirlik, ne sürgün, ne otoriterlik, Ortadoğu tabir edilen coğrafyaya mahsus. Ne geçmişte, ne şimdi, ne gelecekte, insanlığın sorunları hiçbir zaman hiçbir coğrafyaya, kültüre mahsus değil. Öyle değil diye üzerinde düşünmeyeceğiz anlamına gelmiyor ama düşünürken bu coğrafyada olanları, dünyanın diğer yerlerinden ve insanlık tarihinden yalıtmadan düşünmek lazım.
Eline dün kalem alanın, Ortadoğu üzerine ahkâm kesmeye başlaması, Ortadoğu denilince kulaktan dolma bilgiler ile, Sykes-Picot Anlaşması ile başlayan, onunla biten analiz kirliliği ciddi bir sorun. Diğer taraftan Müslümanların yaşadığı coğrafyada tüm felaketlerin nedeninin “emperyalistlerin oyunu” olduğu şeklindeki kavrayış yoksunu, savunmacı anlayışlar büyük sorun. “Bu kafa ile, bırakın sorunların üstesinden gelmeyi, ne Ortadoğu’yu, ne dünyayı anlamak mümkün” diye yazıp duruyoruz. Ama mesele sadece bilgi, birikim meselesi değil, konu Ortadoğu veya Batı dışı dünya olunca, kestirmeci hükümler, önyargılar, özensiz yorumlar kolaylıkla devreye girebiliyor. Bilgilisi de, bilgisizi de aynı noktada buluşabiliyor. Birilerinin savunmacı sığlığına karşı diğerleri eleştirellik adına kestirmeci ve suçlayıcı bir diğer uca savrulabiliyor.
Bilgisizlik mazereti
Son örnek, büyük tarihçi olduğu konusunda hepimizin kolayca ittifak edebileceğiİlber Ortaylı’nın, “Ortadoğu ve Terör” başlıklı, Hürriyet gazetesinde Pazar Buluşması yazısı. Hoca, bu başlık altında Mezopotamya tarım toplumlarından bugünün Ortadoğu’suna hızlı bir geçişle hükmünü vermiş, “Ortadoğu fakir ve bu kıta üretim yapmayan kitlelerin yurdu. Ciddi olarak nüfus artışını planlayan tek büyük ülke İran”. Doğrusu bu hükmün iç mantığını da anlamak mümkün değil, mesela Suriye ve Irak, nüfus artışını kontrol etmediği için mi bu durumda? Sonuçta, üretim gibi bir sorun var ama bunun nedeni, buralarda yaşayanların tembelliği ve buna karşılık habire çoğalması mı? Anlamak mümkün değil. Dahası, iyi bir tarihçinin, sadece Arap-Yahudi gerilimini baz alarak, “Ortadoğu’nun karışıklığı 1920’leri, otuzları bekledi” saptaması neyin nesi? Öyle ise “Osmanlı devri boyunca Ortadoğu güllük gülistanlıktı” sanan İslamcı-muhafazakârlara neden laf ediyoruz? Onların hiç olmazsa ciddi bir bilgisizlik üzerine kurulu ideolojik yaklaşım gibi bir “mazeret”leri var. Osmanlı tarihine aşina birisi, nasıl bu kadar kestirmeci hükümler verebilir! Bırakın bugün Ortadoğu denilen coğrafyada Osmanlı döneminin karmaşık tarihini, sona yaklaşırken bu bölgede yaşanan ve 1860 krizi ile tırmanan dalgalanma nasıl unutulur? Sonra Birinci Dünya Savaşı esnasında ve ardından yaşananlar, hepsi Arap-Yahudi geriliminden mi ibaretti? “Özet geçmiş” desek, o zaman bu kadar kısa bir özette, neden konu Rus Narodniklerinden Makedonya krizine kadar pek çok tarihsel örneklerle uzatılmış, “terör” tarihine not düşmek adına mı? İş gelip haşhaşilikle zamane terörünü buluşturmak ise, ünlü oryantalist Bernard Lewis, 1967’de yayımladığı “The Assasins” adlı çalışmasını, 11 Eylül sonrasında güncelleyerek dolaşıma sokmuştu. “İslam barış dini ama bugün İslam adına terör yapanlar, haşhaşiler gibi radikal ekollerin takipçisi” diyerek, destekçisi olduğu neo-conlar nezdinde konuya açıklık getirmişti.
Tam bir oryantalist
Aslında Lewis’in de iyi bir “mazereti” var, tabirin olumlu ve olumsuz manası ile, Lewis tam bir oryantalist isim. Olumlu manadan kastettiğim, eski oryantalist geleneğin bir üyesi olarak, konusuna son derece hâkim, sözünü ettiği coğrafyayı, bu bölgede yaşayan pek çoklarından iyi bilmesi, dillerini konuşması, iyi bir tarihçi olması. Olumsuz mana ise tabii ki oryantalistlerin “Doğu’ya, Batı merkezli kalıplar” içinde bakması ve çalışmalarında bu kalıpları yeniden üretme çabası içinde olması. İşte İlber Hoca’nın, benzer bir yoldan ilerlemek bir yana, Ortadoğu tarihi okumak isteyen okuyucularına tavsiye ettiği Lewis böyle biri.
Aslında çok da tesadüf değil, bizim İlber Hoca’mız da böyle biri, derin bilgi ve keskin zekâsına karşın, dünyaya oryantalist ve ziyadesi ile seçkinci bakan, parlak devirleri dışında Doğu’yu hakir gören, bırakın Doğu’yu sıradan insanı hor gören, bundan büyük memnuniyet duyan bir hocamız. Doğrusu seçkinci yaklaşımlara, popülizm ve lümpenleşme karşısında bir panzehir olarak da bakabiliriz, ancak kabalığa karşı zarafet, cahilliğe karşı bilgelik, sığlığa karşı incelik ve derinlik vazettikleri ölçüde. Aksi takdirde, sonuç maalesef kestirmecilik, hoyratlık ve nobranlık oluyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024