Nuray MERT
Şimdiye kadar çok şans kaçırdık, bir türlü çıkış yolu bulamıyor Türkiye! 2000’li yıllarda “askeri vesayet ile mücadele”, “demokratik reformlar” derken vardığımız yer muhafazakâr otoriter bir siyaset tablosu oldu. 2013’te Kürt barış süreci, müzakere derken eskisinden beter hale geldik. 15 Temmuz darbe teşebbüsü ardından, herkes ağzından “demokrasi” lafını düşürmez hale geldi, gerilim ortamı biraz yumuşadı derken, bu kez de yine bir fırsatı kaçırma istikametinde emin adımlar ile ilerliyoruz.
Olayın ardından epey zaman geçti, ama hâlâ tam olarak aydınlanmış değil, onun yerine FETÖ kodlu bir öcü masalı anlatılıp duruyor. FETÖ meselesine, sanki “doğal afet gibi, önlenemez bir tehlike” imiş gibi bakmazsanız vay halinize. Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz vakasında bu ülkenin istihbaratını suçladı, çok ciddi bir konu olması gerekir ama tam olarak niye suçladı, sonra mesele niye kapandı belli değil. Cevap olarak “dereyi geçerken at değiştirilmez” izahı ile yetinmeyenlerin bu ülkede işinin zor olacağı belli. Buna benzer, fazla üzerine gitmememiz beklenen pek çok soru var. Hadi, 15 Temmuz olayını şimdilik bir yana bırakalım, belli ki hassas bir mevzu. Ama hiçbir konuda izahat beklemek gibi bir lüksümüz kalmadı. Tıpkı, “Davutoğlu nedengitti” sorusu gibi, son olarak “Efkan Ala niye gitti” sorusunun izahı da yok. Yani, en azından biz fanilere izah etme gibi bir tenezzül yok. Bir ülkenin İçişleri Bakanı istifa ediyor ama neden olduğunu izah etme ihtiyacı duymuyor, anlamsız bir “bayrak teslimi” havasında hamaset dışında tüm ülkeyi bu denli ilgilendiren bir konu, “vatan, millet, Sakarya” nutukları ile geçiştiriliyor.
Zaten 15 Temmuz darbe girişiminden çıka çıka “demokrasi hamaseti”nden başka bir şey çıkmayacak gibi görünüyor. Diğer taraftan, “toplumsal ve siyasal uzlaşma atmosferi” yakalandı derken, “yeni adli yılın açılış töreni” vesilesi ile kastedilenin, tüm gücün Beştepe’de toplanması olduğunu da daha iyi anlamış olduk. Ülkede aranan“huzur” ortamının, kuzuların sessizliği türü bir huzur olduğu anlaşılıyor. Biliyorum, şimdi hemen birileri “başka ne bekliyordunuz” diye çıkış yapacak. Kimse mevcut iktidar çevresinin birdenbire demokrat olmasını bekleyecek kadar saf değil ama artık mesele demokratlık bile değil, bu ülkenin uçurumun kenarından dönmesi idi. İktidar çevresinin bunu kavramasını beklemek çok da iyimserlik sayılmaz, ama belli ki, kavrayış o kavrayış değil, olmadığı için de uçurum kenarında oyalanmaya devam edilecek.
O uçurumun kenarında Kürt meselesi ve Suriye gibi devasa konular da var. Bırakın konunun çetrefilliğini ve bu çetrefili en kısa zamanda çözme zaruretini, Kürtlerin hak ve özgürlüklerine destek olmak dışında hiçbir suçu olmadığını herkesin bildiği Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay gibi isimlerin tutuklanması en küçük umutları bile söndürüyor. Sadece düşünce özgürlüğü, demokrasi, insan hakları gibi ilkesel değerlerin yok sayılmasından söz etmiyorum, konu artık Türkiye’nin geleceği açısından Kürt meselesini çözme kabiliyetinin mevcut olup olmadığı. Bu anlayışla mı çözülecek bu devasa sorun? PKK çatışmadan besleniyor olabilir, tam da bu nedenle çatışma ortamını dönüştürmek gerekmiyor mu? En kötüsü, böyle ortamlarda ya dar görüşlülükten, ya başka hesaplar ile halkı, “teröre lanet” adına ortalara dökmeye çalışanların ön bulması. Bunlardan, çıktığı TV programlarında saçları bazen sarı, bazen kızıla çalan bir tanesi, bir zamandır, insanları sokağa dökecek uğursuz çağrılar yapıyor. Böylelerinin sırtında yumurta küfesi, içlerinde insan sevgisi yok, sadece iktidar sevgisi ile dolduracak küfeleri var, böylesi dumanlı ortamlarda en çok böylelerinden uzak durmak gerek. Unutmayın, “terör destekçisi” diye yaftalanıp tutukladığınız birçok insan böylelerinden çok daha güvenilir. Geçmişte pek çok örneğini gördük, umarım bir kez daha görmeyiz, artık söz konusu olan ülkemizin geleceği.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024