Osman CAN
Geçen yazımda Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın gazetelere yansıyan açıklamaları üzerine ortaya çıkan tartışmanın hukuki boyutunu ele almaya başlamıştım.
Anayasa Mahkemesi’nin anayasada tanımlanmış farklı karar biçimleri vardır ve bunların her biri farklı hukuki etki gücüne sahiptir. Bunlar arasında en yüksek etki gücüne sahip olanı elbette mahkemenin bir kanunu iptal ederken tesis ettiği karar.
Anayasa Mahkemesi’nin bir kanunu yürürlükten kaldıran kararı mahiyeti itibarıyla ve en iyi ihtimalle, bir yasama işlemi olarak kabul edilebilir. Zira bir kanunu yürürlükten kaldıran bir yasama faaliyetidir. Mahkemenin iptal kararı da bir kanun hükmünü yürürlükten kaldırdığından dolayı, onun kararı, kanun etkisine sahip olabilir. Bu tabii ki bir mahkeme kararı için yapılabilecek en yüksek etki tanımlamasıdır.
Böyle kabul ettiğimizde, mahkemenin iptal kararları anayasanın kanunlar için getirdiği hukuki etkiye ve sınırlamalara tabi olacaktır.
Bundan bazı sonuçlar doğmaktadır:
1. Bu kararlar başvuran taraflar için değil, yasaya tabi herkes için etki ve sonuç doğurur.
2. Bu kararlar yasa koyucunun iradesini bağlayıcı mahiyete sahip değildir. Yasa koyucu her daim aynı konuda yeni düzenleme yapabilir. Mahkemenin bu düzenlemeyi de anayasaya aykırı görerek iptal etmesi, bu gerçeği değiştirmemektedir. Zira anayasanın temel ilkelerinden olan 7. Madde yasama yetkisinin asli olarak TBMM’ye ait olduğunu belirtmektedir. Mahkeme iptal kararıyla negatif yasama etkisi yaratsa da, yasama yetkisinin hukuki sahibi değildir.
3. Mahkemenin kararının yasa etkisi bulunduğundan, bunun seçimlere ilişkin etkisi, mantıksal olarak yasalardan düşüktür, yüksek değildir. Anayasanın 67. Maddesi’nin son fıkrasında yer alan “seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlere uygulanmaz” yasağı bu kararlar için haydi haydi geçerlidir. Mahkemenin verdiği karar, seçim kanunlarında bir değişiklik meydana getiriyorsa, kanunlarda olduğu gibi, ancak bir sonraki seçimlerde uygulanacaktır.
4. Yasama yetkisine sahip olan Meclis’in iradesi için getirilmiş bir sınırlamanın, Meclis’in sahip olduğu meşruiyete ve karar gücüne sahip olmayan mahkemeye geçerli olmadığını söylemek, yargısal kararı, demokratik siyasal iradenin üstüne çıkarmak demek olur ki, bu demokrasi ilkesine aykırı olur.
5. Bu sonuç mahkemenin iptal kararının, Anayasanın 153. Maddesi’nin 3. ve 4. Fıkraları uyarınca iptalin yürürlüğe girmesinin ertelenmesine ilişkin kuraldan bağımsız olarak 67. Madde’nin son fıkrasından doğan istisnai bir sonuçtur.
6. Anayasa Mahkemesi iptal kararıyla “negatif yasama” fonksiyonu üstlenirken, yasa koyucunun sahip olduğu takdir hakkına sahip değildir. Kararının etkisi bu olmakla birlikte, yasama yetkisinin sahibi mahkeme değil, yasama organıdır.
7. Burada mahkemeye getirilmiş önemi bir kısıtlama daha vardır: Anayasanın 153. Maddesi’nin 2. Fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesi iptal kararı verirken kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Yani pozitif yasama fonksiyonu üstlenemez. Bu mahkemeye açıkça yasaklanmıştır. Seçim kanunlarını iptal etmek suretiyle yeni bir seçim rejiminin uygulanmasına yol açmak yasama yetkisinin gaspı anlamına gelir. Anayasanın açık yasağı bu hukuki gerçeğin ifadesi mahiyetindedir.
8. Anayasa Mahkemesi’nin 1969 yılında seçim barajını iptal ettiği kararıyla Türkiye’yi düşürdüğü istikrarsızlık durumun yol açtığı yıkımlar bugün dahi hafızalardadır. Anayasa Hukuku kitapları bunu yıkıcı örnek olarak anlatmaktadır. 1982 Anayasası’nın 153. Maddesi’nin 2. Fıkrası bu pratiğe yönelik tepkinin ifadesidir.
Sonuç olarak mahkeme bir şekilde bir norm denetimi sürecini işletse de, seçim sistemini değiştirecek mahiyette bir karar alamaz. Hangi tür karar verirse versin, verdiği iptal kararının 2015 seçimlerinde uygulanma şansı da hukuken yoktur.
Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015