Pelin CENGİZ
Avrupa’da karnaval zamanı, biz ise karnavalı 17 Aralık’tan beri internete dökülen ses kayıtları ile yaşıyoruz. Türkiye, gerek yolsuzluk ve rüşvet operasyonu gerekse siyasal iktidarın bu operasyonu perdelemek için yürüttüğü oyunlar sebebiyle gelişmiş dünyanın sert eleştirilerine hedef oluyor. Türkiye, hızla bir devlet krizine doğru sürükleniyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın son İnsan Hakları Raporu’nda operasyon sonrası ortaya çıkanlar “skandal” olarak nitelendirilirken, raporda yolsuzluğun ilk kez Türkiye’nin en belirgin insan hakları ihlallerinden biri olarak gösterilmesi çok önemli.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, HSYK Kanunu’na yönelik endişelerini dile getirirken, bu dönemi “AB taahhütlerini sorgulatan bir dönem” olarak yorumladı. “Son gelişmelerden derin endişe, soruşturmaları yürüten savcı ve kamu görevlilerinin görevden alınmasından üzüntü duyulduğu” ifadelerinin, verilen değişiklik önergeleriyle eklendiği Avrupa Parlamentosu’nun Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen rapor ise, gelecek haftaki oturumda milletvekilleri tarafından oylanacak. İçeriğinin epey sert olması beklenen rapor, mayısta, AB genelinde yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi son Türkiye Raporu. Dolayısıyla, parlamentonun müstakbel vekillerine Türkiye ile ilgili epey kötü bir miras kalmış olacak.
Hakkındaki hırsızlık iddiaları tüm dünyada ayyuka çıkmış bir iktidar ve o iktidarın liderinin siyasi ikbali için evdeki milyonların yanında sıfırlamaktan asla çekinmeyeceği hemen hiçbir şey yok gibi duruyor. Hukuk skandallarıyla, kişisel hak ve özgürlüklere baskı yasalarıyla, kendinden olmayanın yaşam tarzını sindirme girişimleriyle, Türkiye giderek yönetilemez bir ülke hâline gelirken, Batı ile olan ilişkilerine giderek mesafe giriyor, tam da aslında gündemdeki deyimle Türkiye’nin Batı ile olan ilişkileri sıfırlanıyor. Erdoğan, AB kriterlerini siyasi hedeflerine engel gördüğü için, orada da yalnızlaşmaktan, içe kapanmaktan, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecini askıya aldırmaktan çekinmiyor.
Ancak, bu Türkiye’yi sıfırlama hâlinin bedeli ağır olur. Gelişmekte olan ülkelerin kaynak girişi açısından sıkıntılı bir döneme girdiği süreçte, ekonominin çarkını döndürebilmek için dışarıdan düzenli para girişi sağlamak zorunda olan bir Türkiye, bunun altından kalkamaz. Sıcak para girişi ve yatırımlar azalırken, mevcudu korumak da güçleşebilir. Bu da hızla yükselen enflasyon, daralan büyüme ve derinleşen işsizlik anlamına gelir ki, beyaz kefenliler, evde zor tuttuğunuz yüzde 50, “Erdoğan’ı yedirmeyiz” naraları atan kitleler gerçekle yüzleştiğinde yakanıza yapışır.
Uluslararası yatırımcının şeffaflık, hukukun üstünlüğü, iş yapabilme/ rekabet edebilme kolaylığı gibi önemsediği temel kriterler mevcut. Bunun için de çeşitli endeksler referans kabul ediliyor. Türkiye’nin dünyada yarattığı olumsuz yolsuzluk batağına saplanmış ülke algısının yanında gerekli reformları yapmadığı için endekslerdeki durumu da kırıklarla dolu.
International Finance Corporation’ın İş Yapabilirlik Endeksi’ne göre Türkiye, Avrupa ve Orta Asya’da 69’uncu. WEF, Dünya Bankası gibi kuruluşların verilerini baz alarak yolsuzluk/ rüşvet ve devlet ilişkilerini ortaya koyan Transparency International’ın Yolsuzluk Algılama Endeksi’ne göre, Türkiye sıralamada 53’üncü, skoru ise 100 üzerinden 50. Yine aynı kuruluşun Küresel Yolsuzluk Barometresi’ne göre, Türkiye’de siyasi partiler yolsuzluk algısında ilk sırada.
OECD bünyesinde kara parayla mücadele için kurulan ve Türkiye’nin üyelikten ihraç edilmesinin gündemde olduğu FATF’in (Mali Eylem Görev Gücü) toplantısında Türkiye kara listeye alınmadı, gri listede bırakıldı. Bu bir lütuf değil zira gri listedeki tek OECD ülkesinin Türkiye olması utancı yeter de artar bile.
Hâl böyleyken, yaşadığımız toplumsal/ politik yozlaşma ile hırsıza alkış tutan, ahlaksızlığa methiyeler düzen insan malzemesiyle bir yere varmamız zor gibi, zaten Erdoğan ve hükümeti de, ülkenin uluslararası itibarını hızla sıfırlama yolunda.
[email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022