Pelin CENGİZ
Rant-19 Madra Dağları’nda: Siyasiler altıncılara arka çıkıyor, kimse hesap vermiyor
Altın madencileri ve siyasetçiler iyiden iyiye koronavirüs salgınını fırsata çevirmekten çekinmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Kaz Dağları’nda Kirazlı Altın Madeni’ne karşı aylardır nöbet tutan yaşam savunucuları, koronavirüs salgını bahane edilerek tahliye edilmek istendi. Nöbetteki yaşam savunucularına “toplum düzenini, genel ahlakı, genel sağlığı, çevre ve ekonomik düzeni bozmak” suçlamasıyla toplam 57 bin 240 TL idari para cezası kesildi.
Maalesef ormanları, dağları, su kaynaklarını, havayı, toprağı zehirleyenlere salgın kuralları işlemiyor, hatta talancıların adeta gerçekleştirdikleri talandan ötürü sırtları sıvazlanıyor.
Covid-19 bahane, rant-19 şahane...
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve beraberindeki heyetin TÜMAD Madencilik’in İvrindi Altın Madeni projesinin bulunduğu alana gerçekleştirdiği ziyaret büyük tepki çekmişti. Bu ziyaretle madene övgüler sıralandı, proje aklanmaya çalışıldı.
Bunun üzerine Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP) öncülüğünde 38 örgüt, haklı olarak bu ziyareti eleştirdi, projenin yaratacağı tahribata ilişkin bilgiler paylaşarak, bu altın madeninin kapatılmasını istedi.
Bu noktada TÜMAD Madencilik’le ilgili bilgileri hatırlamakta fayda var.
Halihazırda Çanakkale ve Balıkesir’deki iki aktif altın madeninin de sahibi TÜMAD Madencilik. TÜMAD, bir Nurol Holding iştiraki. Nurol Holding, Çarmıklı ailesine ait.
Çanakkale Lapseki’de faaliyet gösteren şirket 2012 yılında ruhsat almış.
Avustralya merkezli Chesser Resources tarafından kurulan Batı Anadolu Madencilik, 2014 yılında Nurol Holding tarafından 40 milyon dolara satın alındı. Lapseki Altın ve Gümüş Madeni ve Zenginleştirme Projesi, Aralık 2017’den bu yana işletiliyor.
TÜMAD Madencilik, Balıkesir İvrindi’de İvrindi Altın ve Gümüş Madeni’nin de 10 yıl boyunca işletme hakkına sahip. Ruhsat alanı 6.606,37 hektar olan işletmenin ÇED alanı 856 hektar.
Şirket, Temmuz 2019’dan itibaren İvrindi’deki tesislerinde siyanürle altın ayrıştırma faaliyetlerini sürdürüyor.
Proje alanının tamamı tarım arazilerinden ve ormanlık alandan oluşuyor. İlk ÇED başvurusu 2015 yılında yapılmış ve ÇED alınmış.
Ruhsat alanı 66.060.000 metrekare olan ve 7 bin 902 adet futbol sahasına denk gelen maden sahasında dört adet cehennem çukuru açılacak. Dört adet ocakta cevher çıkarılacak. Ocakların kapasitesi 7.760.00 ton/yıl. Toplamda 75.3 milyon ton cevher çıkarılacak.
ÇED raporuna göre işletmede saniyede 57 litre su kullanılıyor. Cehennem çukurlarından çıkacak cevher siyanürle işlemden geçtikten sonra 54 milyon metreküp zehirli pasa dağları oluşturulacak. Proje çok geniş bir coğrafyayı etkileyecek.
Açılan dört adet cehennem çukurunun boyutları buranın aynı zamanda Türkiye’nin en büyük maden ocağı olduğunun da göstergesi…
Şirket, iki altın madeninin geliştirilmesi ve işletilmesi için EBRD’den (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) 40 milyon euro kredi sağladı. EBRD’nin verdiği kredi Akbank ve Ziraat Bankası’nın bu şirkete sağladığı 200 milyon dolarlık finansman paketinin bir parçası olarak verildi.
TÜMAD Madencilik, faaliyeti yürüttüğü, üstelik finansmanın büyük kısmını da sağladığı kendi ülkesi için hazırlanan ÇED raporunda riskleri çok daha düşük gösterdi.
Avrupa’da bu işler biraz daha sıkı tutulduğundan olsa gerek, EBRD’den kredi almak için hazırlanan diğer ÇED raporunda ise durumun vahametini göstermekten çekinmedi.
Bu konudan geçtiğimiz aylarda şu yazıda bahsetmiştik.
Belediye Başkanı’nın ziyareti ve sonrasındaki gelişmelere dönelim.
CHP grubunun Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne 8 Ağustos 2019 tarihinde TÜMAD Altın Madeni Projesi’nin “çevre tahribatının ve olası insan sağlığına etkilerinin araştırılması” konusunda bir önerge verildiği, önergenin aynı gün Çevre ve Sağlık Komisyonu’na havale edildiği ve Komisyon’un altın madeni projesini yerinde ziyaret edip inceleyerek, “Siyanürle Altın Madeni Ayrıştırılması” konulu bir rapor hazırladığı, raporun 19 Kasım 2019 tarihinde Büyükşehir Meclisi’nde görüşülerek oylandığı ve üç red oyuna karşılık, 81 oyla kabul edildiği ortaya çıktı.
CHP’li üyelerin üçü hariç diğerlerinin evet oyu verdiği bilgileri paylaşıldı.
Altın madenciliğinin yapılacağı alanlarda önce ne kadar bitki ve toprak örtüsü varsa tıraşlanıyor, yaban hayatı, ormanlar, tarım alanları, su kaynakları ne varsa yok ediliyor. Ondan sonra cehennem çukurları kazılıp, yeni dağlar oluşturuyor. Altın aranacak coğrafyanın altı üstüne getiriliyor.
Türkiye’de bunun örnekleri Ege’de, Karadeniz’de, Doğu Anadolu’da mevcut…
Yani, ortaya konan rapor, Türkiye’nin en büyük cehennem çukurlarında yapılacak faaliyetleri onaylamış ve şirketin faaliyetlerinin meşrulaştırılması için araçsallaştırılmış.
CHP’ye yönelik eleştirilerin yoğunlaşması üzerine Balıkesir CHP İl Başkanlığı, bir açıklama yaparak olayların “çarpıtılmaya” çalışıldığını kaydetti.
CHP İl Başkanı Serkan Sarı, CHP Meclis Grubu’nun “Kaz Dağları ve Madra Dağı bölgesinde siyanür ile altın çıkarılmasına yönelik çalışmaların çevreye, tabiata ve insan sağlığına olası etkilerinin araştırılması” için önerge vermesine rağmen özellikle altın madeni konusunda “yersiz ve gerçek dışı” ithamlara maruz bırakıldığını ifade etti.
Hal böyleyken hatırlatmakta fayda var.
Benzer bir durum geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de de yaşandı ve daha önce iki kez reddedilen bir RES projesinin imar planı altı CHP’li meclis üyesinin oyları ile kabul edildi.
Ekoloji Birliği konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bir yandan “Doğa Hakları” birimi kurup, doğa talanı projelerini izleyip karşı çıkarken, bazı milletvekilleri kendilerini iş makinalarının önüne atarken, diğer yandan madenci şirketleri makamlarında kabul edip “biz aslında madenciliğe karşı değiliz” deyip, doğa yıkım ve talanına karşı tutarlı bir politika izlemeyen ve yerellerdeki temsilcileri ile bu şekilde yanlış kararlara imza atan CHP’yi tutarlı bir politika izlemeye davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Haksız mı?
Geçen yıl Kanadalı Alamos Gold’un Çanakkale Kirazlı’daki usulsüz faaliyetleri sonrası CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup madencilik sektörü temsilcisiyle bir araya gelerek, “CHP olarak madenlerin çıkarılmasına karşı değiliz” demişti.
Dolayısıyla iddia edildiği gibi çarpıtılan bir durum yok aslında.
Diğer yandan, yereldeki siyasetçilerin bu gelişmelerde hiç mi sorumluluğu yok yani?
Komisyonun hangi gerekçelerle, hangi bilgi ve belgelere dayanarak siyanürlü altın madenciliği faaliyetlerini olumladığını kamuoyuna izah etmesi gerekmiyor muydu?
Siyasetçi sorumluluğu gereği üç CHP’li meclis üyesi ret oyu verirken, 81 üyenin hangi verilerle ikna olmuş biçimde kabul oyu verdiğini anlatma ihtiyacı duymuyor musunuz?
Yeri gelmişken, iki çift laf da İyi Partililer için edelim.
Geçen yıl İyi Parti Lideri Meral Akşener, bizzat Kaz Dağları’ndaki Su ve Vicdan Nöbeti’ne katıldı, buradaki çevre katliamına dikkat çekmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi, “Bu vicdansızlıktır” dedi.
Akşener’in Kaz Dağları’nın delik deşik edildiğinden haberi vardı, Madra Dağları’nın siyanüre kurban edildiğinden haberi yok değildir herhalde?
Çevre ve yaşam alanları mücadelesi, siyaseten işinize gelen yerde malzeme edip işinize gelmediğinde duymazdan gelebileceğiniz bir ciddiyetsizliğe kurban edilemez.
Bu arada, bazı yayın organlarında BURÇEP ve diğer imzacı örgütleri karalayan, asılsız iddialarla suçlayarak hedef gösteren yazılar yayınlanıyor.
Tüm bunlar ta Bergama’dan bu yana çok tanıdık, çok bildik, çok ucuz. Bugüne kadar altın madenlerine karşı mücadele verenler hep aynı şekilde karalandı, suçlandı, hedef gösterildi. Bu çabalar, mücadeleyi kırmaya yetmez.
Yereldeki mücadelenin yanında yer alamayacak, şirketlerden yana tavır gösterecek siyasetçiler de kendilerini vazgeçilmez, yerleri doldurulmaz görmesin, sizler gidersiniz yaşam savunucularının yanında duracak, doğasına sahip çıkacak birileri mutlaka çıkar gelir.
Madra Dağları, Kaz Dağları’nın kardeşidir.
Kaz Dağlar’na kadar sahip çıkıyorsak, Madra’ya da o kadar sahip çıkmalıyız.
Covid-19 bahanesiyle rant-19 Altın madencilerinin ve onlara arka çıkan, onların ekokırım projelerini koruyup kollayan siyasetçilere değil, gözünüze ve vicdanınıza inanın.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022