Serpil Çevikcan
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un bir suikaste kurban gittiği Çağdaş Sanatlar Merkezi, Milliyet’in Ankara Bürosu’na çok yakın bir yerde.
Tıpkı, Şubat 2013’te bir DHKP-C’linin intihar saldırısında bir polis memurunu şehit ettiği ABD Büyükelçiliği’ne çok yakın olduğu gibi.
Ya da 15 Temmuz gecesi FETÖ darbe girişiminin kaçırdığı F-16’larla bombaladığı TBMM yerleşkesinin hemen yanıbaşında olduğu gibi.
Karlov, Rus uçağının düşürülmesi hadisesinin yarattığı derin krizin ardından, uzunca bir süredir “dışarıda” programlara katılmıyordu.
Bunun sadece güvenlik gerekçesiyle olduğunu söylemek gerçekçi olmaz. Ancak, Karlov’un, büyükelçiliğin dışında, resmi olmayan, informel nitelikle bir etkinlikte hedef alınması tesadüf değil.
Karlov, Türk-Rus gerilimine karşın, koruma ordusuyla gezen bir büyükelçi değildi.
Uçak krizinden bu yana sınırlı sayıda yayın organına verdiği demeçlerde Türk-Rus ilişkilerinin tamiri konusunda yapıcı ifadeleriyle dikkati çekmişti.
Son gazete ropörtajlarından birini, 19 Kasım’da Milliyet Ankara Temsilci Yardımcısı Tolga Şardan’a vermiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Bakanı Vladimir Putin’in çabalarına atıfta bulunarak, “Her iki ülkenin liderlerinin girişimiyle uçak kazasından sonra dibe vuran ilişkilerin durumunu ortak bir çabayla düzeltme başarısını yakaladık. En büyük temennimiz, ilişkilerin daha üste çıkarılması” demişti.
Karlov’un hayatını kaybettiği saldırının gerçekleşme biçimi, suikastçinin bir polis memuru olmasının sonuçları, suikastin Halep’teki gelişmelerin neden olduğu bireysel bir hareket olarak sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı yolundaki yorumları daha sağlıklı yapabilmek için detaylı bilgilere ihtiyaç var.
Ancak, dün akşam yaşanan suikastin zamanlaması birçok yanıtı içinde barındırıyor.
Bunların başında, suikastin, bir hafta arayla Dolmabahçe’de polisimize, Kayseri’de ise askerlerimize yönelik olarak gerçekleşen saldırıların hemen ardından yapılması geliyor.
Karlov’a suikast, 15 Temmuz’da başarısız bir darbe girişiminde bulunan FETÖ’nun, bundan sonra uyuyan hücrelerinin devrede olacağı, devlet büyüklerine ve yabancı devlet adamlarına dönük suikast tarzı eylemler yapılabileceği yolunda güvenlik ve istihbarat bürokrasisini alarmda tutan, sağlam temellere dayanan değerlendirmeleri hatıra getiriyor.
Dün akşamki saldırının hedefi konusunda, Ankara’da dün akşam yapılan ilk değerlendirmeler açık:
- Türkiye’nin kimse için güvenli bir ülke olmadığı, çok yönlü bir terör saldırılarına maruz kalan Türkiye’nin başkentindeki bir
büyükelçinin öldürülebileceği mesajını vermek.
- Art arda terör saldırılarına maruz kalan Türkiye’nin yönetilebilir bir ülke olmaktan çıktığı imajını tahkim etmeye çalışmak.
- Uçak krizinin ardından tam olarak toparlanmasa da, büyük mesafe katedilen Rus-Türk ilişkilerine yeniden darbe vurmak.
- Suikast sırasında atılan İslami mesajlarla dinler arası çatışmanın değirmenine su taşımak.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, dün yaptığı ilk açıklamada, olayı bir “provakasyon” olarak nitelemesinin alt başlıklarını ilk planda bu maddelerle açmak mümkün.
Tabi bütün bunlar, Türkiye’nin başkentinde, Rusya Büyükelçisi gibi “hassas” konumdaki bir yabancı devlet adamının, bir polis memuru tarafından, onlarca kişinin önünde, bir sergi ortamında, üstelik konuşmasını yapacak kadar bekledikten sonra öldürülmesinin başlatacağı güvenlik tartışmasını ortadan kaldırmayacak.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018