Serpil Çevikcan
Türkiye, tarihinin en zorlu dönemlerinden birinden geçiyor.
Çok yönlü terör saldırıları altında. Güney sınırının ötesindeki küresel paylaşımlara karşı mücadele etmeye çalışırken, Rus Büyükelçi Andrey Karlov’a düzenlenen suikast, Türkiye’ye bakışı başka bir faza geçirmiş durumda.
Böyle bir ortamda her kafadan bir ses çıkması ne kadar yararlı?
Örneğin, eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savcısı, emekli Albay Ahmet Zeki Üçok’un iddiaları.
Darbe iddiaları
Üçok, Sputnik’e; “...Eğer ki 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı ele geçirilmiş olsaydı, ben Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinin bu darbe girişiminin emir komuta zinciri içinde yapıldığını açıklayıp yönetime el koyacağına inanıyorum... Mürted’e gidildiğinde, orada Genelkurmay Başkanı’nın açıklama yapması için televizyon kameraları, Genelkurmay Başkanlığı’nın amblemi olan bayrak vs. her şey hazırdı. Sayın Cumhurbaşkanı o süreçte ele geçirilmiş olsaydı, inanıyorum ki oraya kurulan şeyler uygulamaya konulacak ve bu açıklama yapılacaktı...” dedi.
Sonra da Twitter hesabından, “Darbe sonrası kaos süreci başlatılmıştır. Güneydoğu, Irak, Suriye’den şehitler. Şehirlerdeki kanlı eylemler. Ekonomik baskılar. Suikastlar... Kaos süreci ülkede iç çatışmayla beraber kanlı bir kalkışma ortamı yaratacak ve TSK emir komuta zinciri içerisinde yönetime el koyacaktır...” diye yazdı.
Epey tartışılan bu iddiaların öncelikle Genelkurmay Başkanlığı’nda rahatsızlık yarattığına kuşku yok.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 15 Temmuz ifadesinde, rehin alınırken nasıl tepki gösterdiğini, Fetullah Gülen’le görüştürmek isteyenlere nasıl hakaret ettiğini detaylarıyla anlatmıştı.
Akar’la birlikte rehin alınan, o anların yakın tanıklarından Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü’nün anlatımı da şöyleydi:
“...Makamdan yüksek tansiyonlu sesler geliyordu. Genelkurmay Başkanı’nın, ‘manyak mısınız, deli misiniz, siz kime hizmet ediyorsunuz’ diyerek bir ara sinkaflı sözler sarf ettiğini duydum... Ne oluyor diyerek Özel Kalem Müdürü’ne sordum. ‘Bir şey yok, siz biraz geriye çıkın ve bekleyin’ dedi...”
O gece Akar’ın ve komuta kademesinin yaşadıklarına ilişkin diğer ifadeler de benzer içerikte.
Askerin tepkisi
Hâl böyleyken gelelim Üçok’un iddialarına askeri çevrelerden gösterilen tepkiye...
Şöyle sıralayayım:
Bu iddialarla Genelkurmay Başkanı’nın hedef alındığı belirtilerek, “Ne olacağını bekleyip, ona göre taraf takınayım” diye düşünen bir komutanın rehin alan darbecilere hakaret etmesinin, bütün tekliflere kapıyı sert biçimde kapatmasının mümkün olup olmadığı kamuoyunun takdirine bırakılıyor.
Bu kadar net tavır almış bir komutanın nasıl “Bekleyelim, görelim” diye hareket edebileceği, bu yorumun nasıl yapılabildiği yüksek sesle soruluyor.
Akar’ın, darbecilerin kendisini konuşturmak için kamera ve mikrofon dahil her türlü tertibatı önceden hazırladıkları yönündeki beyanları anımsatılıyor.
Bu tarzda açıklamaların yönlendirmeyle yapılmış, darbe zihniyetini destekler mahiyette, akılsızca ve devlete zarar verici olduğu belirtiliyor.
“TSK’nın mevcut komuta kademesi ve personelini bu şekilde darbeyle ilişkilendirmeye çalışmak bambaşka nifaklara, bu türde niyetleri olan ülkelere ve güçlere destek verme amacına hizmet eder” deniliyor.
Türkiye’nin bekasını ilgilendiren kritik görevler üstlenen komuta kademesinin şahsında, TSK’nın darbe kelimesiyle yan yana getirilmesinin, 15 Temmuz’da kendisini kanıtlamış olan komutanlara ve personele karşı maksatlı bir yaklaşım olduğu nitelendiriliyor.
“İçeride ve dışarıda şehitler verilerek terörle mücadele edilirken, TSK’ya komuta kademesi başta olmak üzere böyle bir hainliği yakıştırmak normal bir davranış şekli değildir. Türkiye’nin bekasına zarar verecek davranışlardır” değerlendirmesi yapılıyor.
Kritik günler
Türkiye, bir hafta arayla yitirdiği 58 canın yasını tutuyor.
Karlov’a suikastın şokunu atlatmaya, arkasındaki güçleri bulmaya çalışıyor.
Canlı bombaların hedefine ulaşmasını engellemek için uğraşıyor.
Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay, Emniyet; güvenlik güçlerinin görev yerlerinden ayrılmaları sırasında alınabilecek yöntemler geliştirmeye çalışıyor.
Örneğin, Kayseri saldırısından sonra, geride bıraktığımız pazar günü bütün Türkiye’deki askerlerin izne çıkışları yasaklanıyor. Bunun önümüzdeki hafta sonu için de geçerli olması muhtemel.
Diğer yandan, ÖSO, TSK’nın desteğiyle El Bab’ın merkezine kadar ulaştı. Bölgedeki kente hakim tepe ele geçirildiğinde, El Bab tümüyle kontrol altına alınmış olacak. Ancak her tarafta mayın, bombalı araçlar, tuzaklanmış hendekler var.
TSK, en kritik aşamalardan birinde.
Böyle bir konjonktürde, TSK ve komuta kademesine dönük darbe iddialarının ortaya atılması kimin işine yarıyor?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018