Süleyman Seyfi Öğün
Dünyânın tadı kaçıyor. Dar bir boğaza girdiğimiz artık çok berrak bir şekilde görülüyor. Modern dünyâyı kuran iş, işlem ve ilişkiler ağını veren “sermâye” ”devlet” ve “ulus“ denkleminde mâhut krizler ve gerilimler tırmanıyor. Bana öyle geliyor ki; en beter hususlardan birisi; artık bir dünyâ düzeni tasavvurunun bile konuşulmuyor olması. Gerek bireysel, gerek toplumsal düzeyde herkes bu süreçten kendisine göre bir bekâ meselesi türetmiş durumda.
Bekâ meselesinin daha çok, dünyânın geri düzeylerini temsil eden kırılgan çeper toplulukları için geçerli olduğu düşünülürdü. İleri düzeyleri temsil edenlerin ise “tuzlarının kuru “ olduğuna ve bu tarz endişelerden muaf olduklarına inanılırdı. Hâlbuki bugün öyle değil. Krizlerin yapısal-çevrimsel boyutlar kazanmasına bağlı olarak, merkez-çeper farkı pek kalmıyor. Bugün ister ABD, Britanya, Almanya, Fransa diyelim; ister Rusya, Çin; her “aktör” kendisine göre bir bekâ sorunu yaşıyor. ABD belki de târihinin en çalkantılı siyâsal-toplumsal dönemine girdi. İçeride kurumlar, kuruluşlar birbirine girmiş durumda. Benzer olarak, meselâ Almanya’da da durum farklı değil.
Bekâ meselesi akıl ve değer kaybını berâberinde getirir. Bekâ endişeleri kadar ufuk daraltıcı çok az şey vardır. Ufuk daralması en başta tasavvur kaybına işâret ediyor. Bu kayıpların birikimi ve çapı hayli endişe verici gözüküyor bana. Bekâ meselesinin derinleşmesine bağlı olarak; ufku toptan kaybetmek de en muhtemel durumlardan birisi olarak tecelli eder. Gâliba tecrübe edilen de bu.
Ama sakın bunu tasarım alanındaki gelişmelerle karıştırmayalım. Tasarım bahsinde bir sıkıntı yok. Hattâ dünyâ kültürel olarak tam bir tasarım (proje) fetişizmini yaşıyor. Tasarımın konusu olmayan hiç bir alan kalmadı. Sanatçılar bile mühendisleşti; şişine şişine tasarımlarından bahsediyor. Mesele tasarım alanınındaki başarıların sâhipsiz kalmasında yatıyor. Tahayyül, tasavvur gibi, tasarımdan daha kapsayıcı, kuşatıcı kavrayışlardan yoksunlaşıyoruz. Tasarım fetişizmi ve enflasyonu biraz da tahayyülsüzlük ve tasavvursuzluğun neticesi gibi gözüküyor. Haydi George Carlin gibi söyleyelim: Daha çok tasarlıyor; ama daha az tasavvur ve tahayyül ediyoruz.
Teknolojizm ise bunun ideolojisini oluşturuyor. Elbette amacım ucuz bir teknolojisi eleştirisi yapmak; hele hele anti-teknolojizm basitlemelerini ısıtıp servis etmek değil. Ayrıca bunun derde devâ olmadığını görebiliyorum. İşâret etmek istediğim, tasavvur ve tahayyül etmek ile tasarlamanın aynı şeyler olmadığı. Bu ayırımın tonlamalı olarak vurgulanması gerekiyor. Çünkü facia; tasarımın tahayyül ve tasavvur etmenin yerine konmasında başlıyor. Fark korunsa o kadar gam yemeyeceğim. O zaman, giderilmese bile, bir eksikliğin farkındalığı ayakta kalır. Ama tasarımın tahayyül ve tasavvurun kendisi imişçesine muamele görmesi çok körleştirici bir etki yaratıyor.
Tasarım dünyâsı temelde; yâni târihsel olarak çok kaba bir dünyâya işâret ediyor. Çok değil, belki de on seneler öncesinde mühendisliği mühendislik olarak zabtetmek mümkündü. Ama, çok kısa zamanda tasarımlar kültürelleşti ve bu suretle kendisini incelterek hayatımızın her alanını kolonize etti. Yanılsamalar da zincirlerinden boşalırcasına burada başlıyor. Bir oldu bitti ile zekâ aklı; tasarım tahayyül ve tasavvuru teslim alıverdi.
Şimdi içinde bulunduğumuz eşikte çok sorunlu bir tablo ortaya çıkıyor. Krizlerle birlikte derinleşen bekâ sorunlarına, tahayyülü olmayan tasarımların tehlikeli ürünleri eşlik ediyor. Bu da yakın geleceği tehdit ediyor…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019