Süleyman Seyfi Öğün
Afganistan neresidir, Afgan olmak ne demektir? Bu sorulara modern dünyânın kültürel-kavramsal kodları üzerinden cevap bulmanın son derecede zor olduğunu düşünürüm. En kestirmeden gidelim; kâğıt üzerinde var olan kodların bu coğrafya ve orada yaşayanlar için bir karşılığı varmış gibi yapılan ve yapılacak olan değerlendirmelerin derin hatâlar doğuracağını peşinen bilmek gerekiyor.
Bu hatâlardan ilki Sovyetler Birliği devrinde Ruslar tarafından yapılmıştı. Ruslar kısa bir zaman zarfında Afganistan’ı işgâl etti. Kabul’da ve ona yakın bir kaç merkezde kendi kuklası olan idârelerle vaziyete hâkim olacağını zannetti. Elbette çok yanıldı. Hâfızullah Âmin, Nur Muhammed Tarâkî ve Babrak Karmal gibi komünist isimlerin sözde iktidarları büzüştü ve Afganistan’ın coğrafyasına hâkim olamadılar. Nüfûsunun büyük çoğunluğu göçer ve silâhlı olan Afganlar Ruslara ağır askerî kayıplar verdirdiler. Ruslar aynı zamanda bu hesapsız girişimin ağır mâlî bedelleriyle de yüzleştiler. Direndikçe kaybettiler. Bâzılarına göre Afganistan mâcerâsı, en az uzay rekâbeti kadar Sovyetler’in çöküşünde rôl oynamıştır. Neticeten Ruslar mağlûbiyeti kabûl ederek çekildiler.
ABD başlangıçta İslâmî temelde şekillenen direniş hareketlerine büyük bir destek verdi. Bu bağları daha da ileri götürerek, buradan “Sovyet tehdidi” veyâ “Komünizm tehlikesinin” yerini alacak olan İslâmî terörü de üretti. Bunu yaparken bilhassa Suudî sermâyesini kullandığını artık biliyoruz. El Kâide bu fidelikte yetiştirilen en kıymetli ürün oldu ABD için. İkiz Kulelerin yıkılması, ABD kamuoyunun hâfızasına kazınan 9/11 rumuzlu felâket, başta Ortadoğu olmak üzere dünyânın her yerine müdâhale etmek hakkını ona veren bir koza dönüştürüldü. Bu arada, Rusların yaptığı hâtayı tekrar etti ve Afganistan’ı işgâl etmek gafletinde bulundu. Bu arada, ABD’yi hedefe koyan El Kâide’nin içinden, ABD ve İsrâil ile barışık, işi gücü Müslümanları katletmek olan IŞID’i türetti. Afganistan’da ise baskın oluşum Tâliban adını aldı. Kısa zaman zarfında ABD, Afganistan’da ağır askerî kayıplar ve ABD halkına yüksek vergiler olarak dönen mâliyetlerle yüzleşti.
Hâsılı, neredeyse yarım asrı bulan bir felâket bölgesidir Afganistan. Bu sonu gelmeyen savaşların etkilediği başka coğrafyalar da olacaktı. Pâkistan bunun başında geliyor. Hep söylerim, ABD Afganistan’a girerek, aslında Pâkistan’ı kaybetti.
Uzun vâdeli savaşların düzensizlik getirdiği genel bir kabûldür. Lâkin unutmamak gerekir ki, uzun savaşlar içinde medenî düzen fikriyle uyuşmasa da bir düzen vardır. Afganistan’ı da hikâye edebilecek de budur. Elbette bu düzen son derecede kirlidir. Ben buna astral bir kavram olan “karadelik” metaforunu lâyık görürüm. Afganistan, dünyânın en büyük karadeliklerinden birisidir. Karadelik metaforunun anlattığı şey, yasal durumlar ile yasadışı durumların iç içe geçtiği, uyuşturucu ve insan ticâretinden beslenen ve terör örgütlerinin idâre ettiği bir düzendir. Afganistan’ın, çetin, yâni kontrolü zor coğrafyasını bu denkleme dâhil ettiğimizde tablonun ne kadar ağırlaşacağını hesap etmek zor olmayacaktır.
Bugün Afganistan üzerinde çetin pazarlıklar sürüyor. ABD Afganistan’da ne çekilebiliyor ne de tutunabiliyor. Çin için ise Asya tabanlı ekonomik açılımda bu coğrafya son derecede mühim. Çin, Hindistan ile sorunlarını dondurdu. Pâkistan ve son olarak da İran ile anlaştı. Afganistan’da ise Tâliban ile son derecede yakın ilişkiler geliştirdi. Bu gelişmelere toptan bakıldığında ABD plânlarının büyük bir iflâs yaşadığını görmek zor olmayacaktır. En başta Pâkistan’ı kaybetti. Bu arada akıl almaz bir girişim ile Çin desteğini alarak doğrulan İran’a karşı geliştirdiği barışcıl yaklaşımı ile âdeta ikinci bir kanat takmakla meşgûl. Türkiye ile anlaşmazlıkları devâm ediyor. Karadeniz’deki girişimleri ise geri çekilmeyle neticelendi. Ne yapıyor bu ABD Allah aşkına, dedirtiyor. Gâliba, yaptıkları var olan gerilimleri canlı tutmaktan, yüksek tansiyon siyâsetleri uygulamaktan ileriye gitmiyor. Bununla da ne kazanacak, meçhûl..
Afganistan asla bir devlet ve ulus olamadı. İbn-i Hâldun olsa, bu coğrafyayı asabiyyenin “geçilmez kalesi” olarak târif ederdi. Ruslar ve Amerikalılar, birer “ümran” gücü olarak asabiyeye yenildiler. Çin aklı ise bambaşka işliyor. Bunu da tabiî görmek gerekiyor. Ne Atlantik ne de Avrasya aklına benzeyen, çok farklı bir akıl bu. Vurarak kırarak değil, sızarak ilerliyor. Afganistan ve Çin; nihâyetinde iki Asyagil akıl… Birbirlerini son kertede anlarlar mı acaba? Göreceğiz… Şu aralar bol bol Konfüçyüs ve bilhassa Sun Tzu okumak zamânı…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019