Süleyman Seyfi Öğün
İdrak ettiğimiz küresel ekonomik buhran daha evvel yaşanmış olanlardan farklı seyrediyor. 2008’de başlayıp, pansuman tedbirlerle geçtiği hissi verilen, ama 2019 sonlarında nükseden uzun soluklu bir ekonomik buhrâna küresel bir salgın eşlik ediyor. Küresel salgın olmasaydı da bu buhran yaşanacaktı. Küresel salgın bunu derinleştirdi. Evvelemirde bunu akıldan çıkarmamak lâzım geliyor. Şöyle bir misâl verelim. bugün ABD’de işsiz oranı %20’lerin üzerine çıkmış. Bu, salgının yol açtığı bir tablo değil. Salgın olmasaydı da bu oran, en düşük tahminle %15’lerde seyrederdi. Salgın oranı büyüttü; hepsi o kadar.
Pek çok çevre bu sürecin kapitalizmin sonunu getirdiğini düşünüyor. Kapitalist ekonominin yerini bilgi ekonomisinin alacağını iddia ediyorlar. Bunun aceleci bir hüküm olduğunu düşünüyorum. Kapitalizm tek tipli bir üretim tarzı değildir. Onun târihsel evreleri mevcût. “Ticâret” kapitalizmi olarak başladı. Ama böyle devâm etmedi. 19. ve 20. Asırlarda bahsedilen kapitalizm “Sanayi” kapitalizmidir ve ilkinden pek çok açıdan farklıdır. 20. Asır kapitalizmi; bâhusus çözülme evresinde “sinâî” ve “finansal” kapitalizm olarak ayrışmıştır. 21. Asra doğru (Nixon şoku sonrası) kapitalizmi sınâî değil, “finansal” nitelikleri târif eder olmuştur. Bugünlerde ise “üretim araçları” üzerinde yaşanan şaşırtıcı değişmeler, olsa olsa “teknokapitalizmi” düşündürüyor. Sanayi kapitalizmi doğdu diye ticârî kapitalizm yok olmadı. Hepsi hepsi, sınaî kapitalizme göre yeniden yapılandırıldı. Finansal kapitalizm baskın hâle geldiği için sanayi kapitalizmi, yâni reel üretim de yok olmadı, sâdece yeniden yapılandı. Bugün kapitalizm teknolojik bir yeniden yapılanma aşıyor.
Her evrede dünyâ işbölümü veyâ daha kaba, ama anlaşılır bir ifâdeyle “dünyâ ligleri” yeniden şekilleniyor. Kapitalizm hegemonik bir dünyâ sistemidir. Bir zamanlar onun alternatifi olduğu iddiasındaki reel sosyalizmlerin (Sovyet ve Çin tarzları üzerinden) kapitalizmin dünyâ işbölümündeki çeşitlemelerinden sâdece biri olduğunu artık çok net görebiliyoruz. İnsanlık henüz onu aşacak ve yerini alacak bir dinamik birikime sâhip olmanın çok uzağında.
Kapitalizmi hegemonik kılan çok sayıda niteliği var. Bunun esaslılarından birisi, doğurduğu derin eşitsizliklere rağmen büyük ve çalışan kitlelere dayattığı rekâbettir. İstatistik isimlendirmelerde işçi-işsiz ayırımı olarak geçer. Ama mesele bu kadar basit değildir. Wallerstein başta olmak üzere Sistemci Okul, bunun böyle anlaşılmaması gerektiğini, işsiz olanların “yedek işgücü” olarak târif edilmesini savunmuşlardır. Doğrusu da budur. İşgücünün üzerine her zaman yedek işgücünün gölgesi düşer. İşgücü, işbölümünde aynı kaderi paylaştığı yedek işgücünün kesintisiz baskısı altındadır. Düşük mâliyet siyâseti tâkip eden kapitalizm, her seferinde işgücüne karşı yedek işgücünü seferber etme şantajını kullanır. Bu sûretle emek dünyâsını kolonize etmeyi, istediği istikâmette kullanmayı garanti eder. İşgücü ile yedek işgücünü birbirine kırdırmayı başarır. Sınıfsal mücâdeleyi, farklı ve yanılsamalı ideolojilerle donattığı; “siyah-beyaz”, “dost-düşman” ayırımını yapan sınıf içi mücâdeleler türeterek zayıflatır. Şahsî kanaâtim odur ki, modern dünyâ târihinde sınıf mücâdelelerinden daha baskın olan sınıf içi açık veyâ örtük sınıf içi mücâdeleleridir. Bu sûretle kapitalizm, toplumsal hareketleri zaman içinde kontrol etmeyi öğrenmiş, dahası bu birikimini bir nev’i toplumsal muhalefet endüstrisi inşâ etmeyi sağlayacak kadar ileri götürmüştür. Bugün kapitalizmin ayağa kaldırmayı başaramayacağı ve istediği doğrultuda seferber edemeyeceği hiçbir toplumsal hareket yoktur.
Küresel krizi de bu sûretle, tabiî ki mâliyetini insanlığa ödeterek aşacaklarını düşünüyorum. ABD’de yaşananlar da bunu gösteriyor. Ekonomik buhrânı salgın üzerinden perdeliyorlar. Buhrânı salgının neticesi olarak göstermek bunu ifâde ediyor. Sağlık şantajını kullanıyorlar. Suçlayarak söylemiyorum; ama devlet desteğindeki tıp çevreleri de buna bütün saflıklarıyla âlet oluyor. 9 haftadır milyonlarca insan evlerine mahkûm edildi. İşsiz kaldı. Sağ popülizm ekonomiden yana tavır aldı. Bu sûretle kendisine taban buldu. Tam normalleşme derken siyâhî bir ABD’linin polis tarafından öldürüldüğünü gördük. Herkes dışarı fırladı. Ne sosyal mesâfe, ne de tedbir. ABD alt üst oldu. Sol popülizm bu ilk perdeden pek mutlu oldu. Hâlbuki ikinci perdede yağma ve yıkım geldi. Mâsum siyahların yerini kriminâl siyâhlar ve lümpenler aldı. Süreç güvenliği odağa taşıyan gelişmelerle yüklü. Polis; olmadı toplama ulusal muhafızlar, olmadı düpedüz askerler, sıkıyönetim, bastırma.. Savaş pozisyonuna getirilmiş bir ulus.. İkinci ve üçüncü perdelerde sağ popülizmin yükselişi.. İşler normalleştiğinde birbirine karşı bilenmiş beyaz işgücü ve siyah yedek işgücü.. Bildik döngüler… Güneşin altında kolay kolay yeni bir şey yaşanmıyor…
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019