Süleyman Seyfi Öğün
Deliler” filmi piyasaya çıktı . Doğrusu, târihi filmlere pek de alâka duyduğum söylenemez. Târih mevzu olduğunda, şahsen belgeselleri tercih ederim. Târihi filmlerden öğrenmenin faydasına inanmam. Ama gâliba, vâcip oldu; bu defâ kaideyi bozacak ve filmi izleyeceğim. Sebebi de filmin gösterime girmesinin hemen ardından Almanya’da bir kısıtlamaya uğraması. FSK olarak da bilinen Film Derecelendirme Sistemi Kurulu, milliyetçi hisleri kışkırttığı gerekçesiyle filme 18 yaş sınırı getirmiş.
Zamânında Avrupa’ya dehşet salan Osmanlı orduları denildiğinde akla hemen maaşlı askerlerden oluşan devşirme Yeniçeriler gelir. Hâlbuki, târihçilerden öğrendiğimize göre sayısal olarak bakıldığında Tımar, yâni Reaya ordusu sayıca çok daha kalabalıktır. Diğer taraftan Osmanlı ordusundaki yegâne ayırım Kapıkulu Ordusu ile Eyâlet ordusu arasında değildir. Bir kere bu ordular, çeşitli isimler altında kendi alt birimlerine ayrılır. Meselâ, Kapıkulu Ordusu içinde Piyâde ve Sipahi ayırımı vardı. Piyâde ordusu ise kendi içinde Yeniçeri, Cebeci, Humbaracı gibi alt bölümlere sahipti.
Kaynaklardan öğreniyoruz ki, Eyâlet Odusu içinde de benzer alt birimler mevcuttu. Müsellemler ve Yayalar olarak bilinen Reaya askerler, savaşlara doğrudan katılsa da daha çok geri hizmetteydi. Eyâlet Ordularının asıl keskin gücü Öncülerden oluşuyordu. Akıncılar, Azap askerleri, Beşliler, Gönüllüler gibi başka başka birimler de mevcuttu. Deliler de bu gruplardan birisiydi.
Yeniçeriler elbette ki, genel manâda bugünün komandolarına benzetilebilecek, özel eğitimli, deyim yerindeyse profesyonel askerlerdi. Rakip ordulara esaslı darbeyi vuran onlardı. Hâl böyle olunca, Avrupa’nın en başta onları tanıması ve Osmanlı Ordusu’nun Yeniçerilerle özdeşleşmesini yadırgamamak icâp eder.
Deliler denilen birlikler Kapıkulu sisteminin dışında yer almasına rağmen en az onlar kadar savaşta eğitimli ve uzmanlaşmış birliklerdi. Ürkütücü donanım ve görüntüleriyle yılgınlık salıyorlardı. Başat nitelikleri korkusuzluklarıydı. Çılgınca ataklarla savaşta en ön saflarda vuruşuyor ve rakip orduyu alabildiğine yıpratıyorlardı.
Bana en ilginç gelen husus, Yeniçerilerin Hz. Ali ve Bektaşiyye mensubiyetlerine mukabil Delilerin Hz. Ömer’e olan bağlılıklarıydı. Ama kaderleri Yeniçerilerden farklı olmadı. Muhtemelen Yeniçeri Ocağı gibi o da zaman içinde yozlaştı ve gayrı meşrû sahalara kaydı. II. Mahmud’un Yeniçerilerle birlikte onları da tasfiye ettiğini biliyoruz.
Deliler filmi elbette belgesel bir film olmadığı için, Deliler Ordusunun târihsel hakikâtini birebir yansıtmayabilir. Abartılar ve zorlamalar olacaktır. Bütün mesele bunların hakikâtlere galebe çalmamasıdır.
Diğer taraftan bu tarz filmlerin milliyetçi hislere hizmet ettiği bir vakıadır. Bunu yadırgamamak ve kızmamak gerekir. Sinema nihâyetinde bir sanat olarak hisleri hedef almıyor mu? Sinema hissettirmeden düşündüremez ki… Evet, bu tarz filmlerin müşterilerinin ağırlıklı olarak milliyetçi hislere sâhip kütleler olacağını hesâp edebiliriz. Bu hislerin kışkırtılması meselesine gelince, işte en anlaşılmazı da o. Bir film, milliyetçi hisleri kışkırtsa bile ne olabilir ki? Deliler filmini seyreden milliyetçilerin hisleri okşanabilir; ama bunu seyredip kaç kişi delirebilir? Münferit vakıalar olabilir tabii ki; ama, yaş sınırı buna bir çözüm olabilir mi? Şu +18 işini bir türlü anlamamışımdır. Bana, belki her zaman değil ama bâzen, tıpkı burada olduğu gibi, bir tuhaflık olarak görünüyor. İster istemez şu suali sormaktan alıkoyamıyorum kendimi: Meselâ filmi izleme ruhsatı olan 19 yaşındaki taşkın bir genç; hattâ 25 yaşındaki birisinin, bu ruhsattan yoksun bırakılmış 17 yaşındaki muadiline göre durulmuş olduğunun garantisi nedir?..
Şimdi soralım: Vikingler dizisi İsveç’teki milliyetçileri kışkırttı mı? İsveçli milliyetçiler bu diziyi seyrettikten sonra sağa sola mı saldırdılar? Veya Braveheart’ı seyreden İskoçlar rastladıkları İngilizlerin ağzını burnunu mu kırdı? Adada iç savaş çıktı da haberimiz mi olmadı?
Kışkırtma ihtimâli denilince aklıma Goethe’nin meşhûr Genç Werther’in acıları kitabı yayımlandıktan sonra Almanya’da yaşananlar geldi. Elbette milliyetçilik ile alâkası yok. Ama kışkırtma kışkırtmadır. FSK’nın akıl yürütmesini veri alacak olursak, Almanya’yı bir anda alt üst eden meşhûr gençlik başkaldırısı Sturm Und Drang (Fırtına ve Basınç)’ın müsebbibi bugün yere göğe koyamadıkları Goethe’den başkası değildir. Bu hesâba göre Genç Werther’in Acıları yazılmamış olsa, veyâ +18 engeli ile engellenmiş olsa Sturm Und Drang yaşanmayacaktı. Bu arada ekleyelim: otorite karşısında, bir zamanlar dostluk ettiği Beethoven’in midesini bulandıracak kadar ödlekleşen Goethe de aynı kanâtteymiş ki FSK‘nın o zamanlardaki muadillerinden korkup Avusturya’ya kaçmış.
Vikingler olunca sanat oluyor; bizim Deliler olunca kışkırtma, öyle mi? Ne diyelim; FSK’nın başına Vikingler Dizisi kadar taş düşsün…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019