Taha Akyol
O “özgürlükçü” çağrı ile bu “yasakçı” uygulama, nasıl bir yeni anayasa tasavvur ettiğine dair çok anlamlı bir örnek-olaydır.
Eğer iktidar mevcut anayasadaki özgürlükleri yetersiz buluyor da “özgürlükçü, sivil, kuşatıcı” bir anayasa istiyorsa, neden bu keyfi yasak emrini vermişti?
1977 Taksim gösterilerinde yaşanan facia, silahlı sol çılgınlığının yükseldiği o döneme mahsustur, çeyrek asır geride kalmıştır. Bugünkü DİSK o zamanki çatışmacı “uzlaşmaz sınıf sendikacılığı” kavramını terk etmiştir. Bugünkü iktidar 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında Taksim Meydanını 1 Mayıs gösterilerine açmış, kimsenin burnu kanamamıştı. İktidar, o zaman bunu “özgürlük” yanlısı olduğunun kanıtı olarak ifade etmişti, doğruydu da… Ya bugün?..
AYM KARARI
Sistem olarak yetkilerin tek elde toplanması, yargıdaki siyasallaşma ve uygulamada baskılar karşısında iktidarın “özgürlük” söylemi ‘belagat’ olarak kalıyor.
2024 yılının 1 Mayıs’ında, 40 bin polis seferber edildi. Taksim’e çıkan bütün yollar kapatılarak, deniz ve kara ulaşımı yasaklanarak yüzbinlerce vatandaş saatlerce süren bir trafik işkencesine maruz kaldı. Çevre yollar da tıkandığı için mağduriyet daha büyük… Hele de şaşırıp ortalıkta kalan turistler…
Maliyeti her hale milyarlarca lirayı bulan, Türkiye’nin imajını da sarsan anlamsız bir yasaktı bu.
Üstelik AYM 10 Ekim 2023 günlü Genel Kurul Kararında, “1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen”lerin “zor kullanılmak suretiyle dağıtılması şeklindeki müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ve demokratik bir toplumda gerekli olduğu ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya konulmamıştır” diyerek Taksim’in yasaklanmasının “hak ihlali” olduğuna karar vermişti. (Paragraf 84)
Düşünün ki, 2009-2012 yıllarda, bir mahkeme kararı olmadığı halde, Taksim’i açan ve bununla haklı olarak “özgürlük” övünmesi yapan bir iktidar… 2024 yılında, AYM kararını bile tanımayarak yasaklayan bir iktidar!
ANAYASAL KAVRAMLAR
1 Mayıs sadece bir örnek. Tüm milletin parasıyla yayın yapan kamu kuruluşu TRT’nin hali, kamu kurumlarındaki “mülakatlar”, medyanın kamu kaynaklarını kullanarak yeniden yapılandırılması, AYM kararlarının uygulanmaması ve hatta AİMH kararlarının bağlayıcı olduğunu anayasaya yazan iktidarın şimdi “AİHM kararlarını bizi bağlamadığını” söylemesi… Liste çok uzun.
İktidar, anayasanın hangi maddesini özgürlüklere aykırı buluyor, bunu tek cümleyle olsun ifade etmeden “özgürlükçü” retoriğini kullanıyor.
Eski TBMM Başkanlarından oluşan YİK toplantısına sadece AK Partililer katıldığı gibi her bir üyenin ne dediğini de bilmiyoruz. YİK’te, “kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, denetim ve denge” gibi temel anayasal kavramları vurgulamış olduklarını umduğum birkaç hukukçu isim var. Fakat resmi açıklamada sadece “özgürlükçü, sivil, kapsayıcı” deniliyor, her hangi bir anayasal kavramdan bahsedilmiyor!
ANAYASALAR NEDEN VAR?
Halbuki anayasaların varoluş sebebi iktidarları sınırlamak, denetlenebilir hale getirmek, yargıyı bağımsızlaştırmak ve bu yolla temel hak ve hürriyetleri korumaktır. Bunun ön şartı kuvvetler ayrılığıdır.
Bu normlar yoksa anayasa yoktur.
Fakat iktidar, yeni anayasa derken, anayasa hukukunun olmazsa olmaz temel kavramlarını, “kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, denetim ve denge” kavramlarını ağzına almıyor. Tabii “özgürlükçü, sivil ve kapsayıcı” söylemi boşlukta kalıyor.
Muhalefetin mesafeli durması bu bakımdan haklıdır. İktidar her şeyden önce anayasa hukukunun kavramlarıyla konuşmalıdır. “Kuvvetler ayrılığı ayak bağı” görüşünü terk ettiğine milleti inandırmalıdır. İlk dört madde konusunda mutabakat var. Bunun dışında, anayasa müzakerelerinde “kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, denetim ve denge, fikir ve ifade hürriyeti” normlarının temel alınacağı açıklanmalıdır.
Bunun dışında bir yeni anaya söylentisinin gündemi meşgul etmekten başka ne almamı olabilir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025