Taha Akyol
Cumhurbaşkanı Erdoğan, liberal demokrasinin krizde olduğunu söyledi. Doğru. Ben de defalarca bu sütunda yazdım.
Üstelik, Erdoğan dünyadaki liberal demokrasiden uzaklaşma eğiliminin öncülerinden biridir.
Erdoğan’ın şu sözleri, dünyadaki otoriter popülist akımların yükselişini tanımlıyor:
“Geçtiğimiz yüzyılın albenisi en yüksek ideolojisi olan liberal demokrasi ciddi bir krize ve darboğaza girmiştir. Bir dönem tüm sorunların ilacı olarak gösterilen liberal demokrasi artık eski gücünü, eski itibarını ve etkisini yitirmiştir. Topluma rota çizmekte, siyasete anlam kazandırmakta, insanlara umut ve güven vermekte yetersiz kalmaktadır.”
22 YILDA İKİ AYRI YÖN
Erdoğan’ın bu sözleri, kendisinin 22 yıllık iktidarında “topluma rota çizmekte” kullandığı kavramların değişimini de tanımlıyor: İlk on yılda, liberal değerlerin başında gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yerli kanunlardan üstün olduğunu ve AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu 2004 yılında Anayasa’ya yazdı. (Madde 90)
“Cumhuriyetin kuruluşundan sonra en büyük modernleşme hamlesi” olarak niteledi. (17 Temmuz 2011)
Fakat özellikle CB sistemi döneminde “topluma rota çizmekte” hamasi ve ideolojik söylemi ön plana çıkardı. İlk on yılda “krizin çözümü İslam ekonomisidir” demiş miydi hiç?
Otorite-hürriyet dengesi konusunda da yine ilk dönemde duymadığımız “kuvvetler ayrılığı ayak bağı… AİHM kararları bizi bağlamaz… Haddinizi bileceksiniz…” söylemiyle “illiberal” bir otorite anlayışını ortaya koymaktadır.
LİBERAL DEMOKRASİ NEDİR?
John Locke’tan (1638-1704) itibaren gelişerek bugün modern anayasa hukukunun temel kavramları haline gelmiş olan “bireysel özgürlük, sınırlı hükümet, kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü” ve “piyasa ekonomisi” ilkelerine dayalı bir demokrasi demektir.
Bu adla ülkemizde ilk partiyi Besim Tibuk kurmuş, kavrama kurumsal olarak öncülük etmişti. Fakat muhteva olarak daha derinlere, Namık Kemal’e, Münif Paşa’ya kadar uzanır.
Marksizm bu hukuki değerleri toptan reddeder.
Sosyal demokrasi, liberal değerlerle Marksizm’i sentezleme çabası olarak ortaya çıktı.
27 Mayıs döneminde merhum Prof. Bahri Savcı “Atatürkçü Demokrasi” kavramını geliştirmeye çalıştı.
“İslami demokrasi”, ve “milli demokrasi” gibi kavramları savunanlar da oldu.
AK Parti’nin “muhafazakâr demokrasi” kavramının teorik muhtevası ortaya konulmadı, siyasi slogan olarak kaldı. Kuvvetler ayrılığı ‘muhafazakâr demokrasi’nin neresindedir?!
KURTARICI LİDER
Günümüzde küresel gelir dağılımı, göçmen sorunları ve belirsizlik kaygısını liberal demokrasiler çözemedi. İnsanlarda “güçlü bir lider gelsin çözsün” eğilimi ve küreselleşmeye karşı bir ‘eve kapanma’ psikolojisi güçlendi.
1930’lara benzeyen ama totaliter olmayan bir süreçten geçiyoruz.
Bizde Prof. Vasfi Raşit Sevig, 1938’de yayınlanan “Esas Teşkilat Hukuku” adlı ders kitabında, liberal demokrasinin kuvvetler ayrılığı ilkesine karşı çıkıyordu. Savunduğu “şeflik sistemi”ni “siyasi kudretin yalnız şefte toplanması, siyasi kudret tekelini kendisinin haiz olması ve devlet vazifelerinin tamamının kendinde toplanması” olarak tanımlıyordu. “Kamu hukuku devleti ve otoriteyi sınırlamaz, devletin varlığı ve otoritesi kamu hukukunu sınırlar” diye yazıyordu! (s. 234, 303)
Bugün bu tanıma en yakın, CB sistemidir. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın CB sistemi konusunda “bizim yaptığımız Atatürk anayasalarına dönmektir” sözü de nasıl bir otorite tasavvur ettiklerinin ifadesiydi. (1 Eylül 2017)
Yetkilerin tek elde toplanmasının ve yargıyı siyasallaştırmanın nasıl olumsuz sonuçları verdiğini CB sisteminde gördük.
Ekrem İmamoğlu hakkında iktidarın yargı eliyle yürüttüğü “diploma” bühtanı hakkında, saygın hukukçu Prof. Âdem Sözüer’in şu sözleri, liberal demokrasinin en yüksek değerlerinden biri olan “hukuk devleti”nin, bugünkü halini yansıtıyor:
“Burada ceza hukuku meselesi olmadığı halde ne mütalaa yazacağız, olan kanunlara baktığımızda bir sorun yok ama son zamanlarda hep olmayan kanunlar uygulanıyor. Yine olmayan kanunla mı karşı karşıyayız?"
Neticeten, evet liberal demokrasi krizdedir. Çünkü bugünün sorunlarına henüz insan aklı çözüm bulamamış, sembolik bir ifadeyle, yeni bir Keynes henüz çıkmamıştır.
Göreceksiniz popülist liderler de çözemeyecek, çözüm yine liberal demokrasinin hür tartışma ve müzakere ortamında gelişecektir.
NOT: Öcalan’ın açıklaması, bu haliyle silah bıraktırıp örgütü feshettirirse elbette iyidir. Bu kadar kolay olacak gibi gözükmüyor, talepleri var. Gelecek yazım bu konuda.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025