Taner AKÇAM
AGOSgazetesi gene güzel bir iş yaptı. Serdar Korucu, önümüzdeki yıl okullarda okutulacak ders kitaplarından Süryani ve Ermenilere ilişkin yazılanlardan bize bir demet sundu!
Serdar’ın yazısından esinlenip, şu kitaplara bir de ben bakayım, dedim ve sadece “Ermeni Meselesi” diye dillendirilen konuyla sınırlı bir tarama yaptım. Aslında bu taramanın, tüm Hıristiyanlar, Yahudiler, Aleviler ve diğer milletler için de yapılmasında fayda var.
Konuyu önemli kılan AKP’nin Yeni Türkiye projesi. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçimlerine bu sloganla girdi ve Yeni Türkiye’ye ilişkin bir Vizyon Belgesi açıkladı. Davutoğlu Hükümeti’nin programı da bu temelde yazıldı. Özetle, Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile AKP, Yeni Türkiye’yi kurmak için kolları sıvamış durumda.
Ayrıca hükümete yakın duran bazı aydınlar, başta Ermeniler olmak üzere Hıristiyan ve Yahudileri kurulmakta olunan Yeni Türkiye’nin kurucu unsuru olmaya davet ettiler. Bu daveti kabul etmeyen Ermenilere ve özellikle bazı kanaat önderlerine epeyce kızıldı ve ağır eleştiriler yöneltildi.
Özellikle bu davet nedeniyle de, Yeni Türkiye’nin kurucularının Ermeniler hakkında ne düşündüklerine, ders kitaplarında yazılanlar ışığında bakmakta büyük fayda var. Çünkü ders kitapları tam da zurnanın zırt dediği yerdir.
ERMENİ MESELESİ VE MİSYONERLER ULUSAL TEHDİT!
Ders kitaplarından çok şey öğrenebiliriz. Orada yazılanlar, bize hem Yeni Türkiye vizyoncularının Ermenileri nasıl gördüklerini anlatır hem de Türkiye’nin geleceğini kuracak genç nesilleri nasıl yetiştirmek istediklerini öğretir.
Ders kitaplarında verilen mesaj kesindir: genç nesiller Ergenekon kafası ile yetiştirilmek isteniyor. İlkokul 8’inci sınıfta konuyla ilk defa karşılaşılan körpe genç beyinlere Türkiye’nin üç büyük ulusal güvenlik tehdidi ile karşı karşıya olduğu anlatılıyor. Ulusal güvenliğimize yönelik ilk tehdit Ermeni Meselesi, ikincisi Terörizm ve üçüncü büyük tehdit Misyonerler!
Yanlış okumadınız! Malatya’da üç Hıristiyan’ın katledilmesi ve Hrant Dink cinayetinin nedeni olan Ergenekoncuların ulusal güvenlik tehdit anlayışları Yeni Türkiyeciler için de aynen geçerli. Yeni Türkiyeciler de, Ermeniler ve soykırım iddiaları ile Misyoner faaliyetlerini ulusal güvenliğimize yönelik en büyük tehdit olarak görüyor ve gençlerimizi bu bilgilerle yetiştiriyorlar!
Ders kitaplarında sadece, “Ermeni Meselesi”ulusal güvenliğe yönelik büyük tehdit olarak okutulmuyor, ayrıca Ermeniler, yabancı emellere alet olup kışkırtılanlar; vatanı bölmek isteyenler; Türklere ve Müslümanlara saldıran ve katledenler; hatta bu emellerine ulaşmak için soykırım yalanı uyduranlar olarak tanıtılıyorlar.
Elbette Yeni Türkiye vizyonu ile yola çıkanlar, ders kitaplarının en az bir yıl önceden hazırlanması gerektiği vb. gibi gerekçelerle, “henüz, Yeni Türkiye dersimizin o bölümüne gelmedik” diyebilirler. Ve bizden bir-iki yıl daha beklememizi, biraz daha sabretmemizi isteyebilirler.
Azla yetinmeyi seven birisiyim. AKP’nin 13-14 yıldır iktidarda olduğu vb. gibi kuvvetli bazı tezlerin arkasına sığınmadan, hükümetin, “kusura bakmayın, hemen değiştireceğiz” yollu bir açıklamasını kabul etmeye hazır olduğumu bildirmek isterim. Yeter ki kitaplarda yazılanlar için “kusura bakmayın” desinler. Çünkü yazılanlar için yapılabilecek tek şey özür dilemek ve kitapları piyasadan çekmektir.
KURUCU UNSUR MU YOKSA BU ÜLKEDE NASIL YAŞIYORSUNUZ SORUSU MU?
Ders kitaplarında yazılanlara bakarak, Ermenilere yeni Türkiye’de kurucu unsur olmalarını önerenlere şaşırmamak elde değil. Aslında bu yazılanlardan hareketle, Ermenilere bırakınkurucu unsur olma teklifi yapmayı, onlara çok başka bir soru sormak daha doğru olur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değerli Ermeniler, gençlerini, sizi düşman ve tehdit olarak göstererek yetiştiren bir ülkede nasıl yaşıyorsunuz? Çocukların bile bu zihniyetle eğitildiği bir ülkede yaşamak nasıl bir şeydir?
İşin özeti şu: Yeni Türkiye Vizyoncularının, Ermeniler üzerine söylediklerinde yeni hiçbir şey yok. Her şey eskisinin tekrarı. Bu tekrar sadece Esat Uras, Kamuran Gürün, Gündüz Aktan ve Yusuf Halaçoğlu gibilerin bayatlamış tezlerinin tekrarı ile sınırlı değil; askerî vesayet rejiminin Ergenekoncu zihniyetinin de bir tekrarı. Hepsi tek cümle: Ermeniler düşmandır ve ulusal güvenliğimize yönelik bir tehdittir.
Konuyu daha fazla uzatmadan sözü ders kitaplarına bırakalım.
İLKÖĞRETİM T.C. İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
Kitap İlköğretim 8’inci sınıf için yazılmış, yazarı Salim Ülker. İki ayrı kitaptan oluşuyor. Birisi Ders Kitabı; diğeri Öğrenci Çalışma Kitabı. Konu her iki kitabın da Yedinci Ünite’sinde ele alınıyor. Ünitenin başlığı, Atatürk’ten Sonra Türkiye: İkinci Dünya Savaşı ve Sonrası. Ders kitabının 5’inci konusu Türkiye’ye yönelik tehditler. Konu başlığında amacın şu olduğu söyleniyor: “Bu konuda ülkemize yönelik iç ve dış tehditlerin neler olduğunu, bu tehditlere karşı duyarlı olmamız gerektiğini öğreneceğiz.”
Tehdidin amacı “devlet düzenini yıkmak” olarak tanımlanıyor. Peki, birinci ve en büyük tehdit ne? “Türk-Ermeni İlişkileri” ve çocuklardan tartışılması istenen soru, “Ermeni iddiaları karşısında ülkemizin haklılığını ortaya koymak için neler yap(ıl)malıdır?” Öğrenciler, “ülkemize yönelik iç ve dış tehditler karşısında üzerimize düşen görevler bulunmaktadır” denerek, “bu tehditler konusunda bilinçli olma(ya)” çağrılmaktadır.
Ders kitabında, Ermeni meselesinin bir ulusal tehdit olduğu öğretildikten sonra, öğrenci çalışma kitabı olarak hazırlanan kitapta da öğrencilere ödev veriliyor. 9’uncu etkinliğin başlığıTürkiye’yi tehdit eden güçler ve Milli Güvenlik. Öğrencilere verilen ödev de şu: “Ülkemize yönelik aşağıda yer alan tehdit unsurlarına karşı devlet ve vatandaş olarak yapılması gerekenleri noktalı yerlere yazınız.”
Birinci tehdit mi? Yanılmadınız, “Ermeni Meselesi”. Ve öğrencilerden ayrıca “Ülkemize yönelik tehditlere karşı milli siyasetimiz doğrultusunda oluşturulan Milli Güvenlik Kurulunun temel görevlerini” araştırmaları isteniyor.
Bunları okuduktan sonra, Hrant Dink cinayeti gibi cinayetleri işleyen kişilerin nasıl ortaya çıktığı konusunda bir şey yazmamı beklemiyorsunuzdur herhalde. Cevabı basit çünkü: onları okullarda biz yetiştiriyoruz!
Yarın diğer kitaplara bakalım!
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2025
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020