Taner AKÇAM
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014-5 ders yılında okullarda okutulmak üzere hazırladığı kitaplarda 1915 üzerine yazılanlara yakında bakmaya devam ediyorum. Geçen yazıda, İlköğretim T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük adlı kitaba bakmıştım. Şimdi Ortaöğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitabına bakalım.
Bu kitap, bir komisyon tarafından yazılmış; doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı yayını. Kitapta, 1909 yılında Adana’da 20.000 kişinin ölümü ile sonuçlanan Adana Katliamı, “Adana Ermeni Ayaklanması” olarak tanımlanmış. Dönemin İttihatçı Hükümetinin bile kullanmadığı, İttihatçıların Taşnaklarla birlikte 1909 Ağustos ayında yayınladıkları ortak bildiri ile ‘devrime karşı yönelmiş, karşı devrimci bir katliam’ olarak kınadıkları bir olaydan söz ediyoruz burada... Yani Yeni Türkiye’nin vizyoncuları 1909 İttihatçılarının bile gerisindeler.
Kitapta, bir sürü aslı astarı olmayan bilgi de var; ilk Ermeni sosyalist örgütü olan Hınçakların, “Ermeni Patriği Zaven Efendi tarafından 1877’de kuruldu(ğu)” bilgisi bu saçmalıklardan birisi. Ne yılı doğru ne Zaven’in kurucu olduğu. Hani nasıl olsa kimse bilmiyor, ne satarsan gider, uydur uydurabildiğin kadar durumu...
1915 ERMENİ OLAYLARI
Kitapta, 1915 Ermeni Olayları başlığı ile soykırım konusuna epey yer ayrılmış. Önce, Ermenilerin savaşta Ruslarla işbirliği yaptığı vb. gibi artık ezberlediğimiz ve içerikten yoksun bazı cümleler tekrar edildikten sonra, 1914-15 yılında Hınçak ve Taşnak örgütlerinin Anadolu’nun birçok yerinden isyanlar çıkarttığı anlatılıyor. Üstelik bu örgütler, “kendilerine katılmayan Ermenileri bile öldürmekten çekinmemişler”; ve hatta “kurtulmak istiyorsan önce komşunu yok et” diye bir de talimat yayınlamışlar. Bu talimat üzerine Ermeniler “eli silah tutan Türk erkeklerinin cephelerde bulunması ile savunmasız kalan Türk köylerinesaldırarak birçok köyün halkını çoluk çocuk demeden” katletmiş.
Ermenilerin yaptıkları bununla da sınırlı kalmamış, ayrıca “Osmanlı kuvvetlerini arkadan vur(muş), Osmanlı birliklerinin harekâtını engellemiş, ikmal yollarını kesmiş, köprü ve yolları imha etmiş(ler)”; bununla da yetinmemişler, “Rusya’ya casusluk yapmış ve bulundukları şehirlerde isyan ederek Rus işgalini de kolaylaştırmışlardır.”
Bu satırları okurken bir şeyi de aklınızda tutun; sayıları çok ama çok azaltılmış olmakla birlikte, bugün Türkiye’de yaşayan Ermeniler var!
Ve kendinizi lütfen onların yerine koyun!
Kitaba göre, Çanakkale’de ölüm kalım savaşının verildiği bir sırada, Ermenilerin Ruslarla işbirliğinin engellenmesi için bazı önlemlerin alınması elbette kaçınılmazmış.
Tehcir yasası bu zorunluluğun ürünü olarak ortaya çıkmış ama tehcirin bir başka önemli amacı daha varmış. Ermenilerin hayatlarını korumak ve kurtarmak. Kimden mi? Yine Ermenilerden. Şaka değil, ciddi ciddi yazılan bu: “Bu yasa ile Ruslarla iş birliği yaparak katliama girişen Ermeniler, tehlike oluşturdukları için yaşadıkları illerinden güvenli bir Osmanlı toprağı olan Suriye’ye göç ettirildiler.”
Cümlenin düşüklüğünün kusuruna bakmayacağız. Bu bilgi bir diğer kitapta da tekrar edecek. Osmanlı Hükümeti, Ermenileri Ermeni çetelerinden kurtarmak için Suriye’ye sürme kararı almakla yetinmemiş, sürgün sırasında Ermenilerin güvenliği için her türlü tedbiri de almış.
“Osmanlı Devleti, savaş içinde olmasına rağmen göç ettirilen Ermenilerle ilgili tedbir ve önlemler almıştır. Göç ettirilen Ermenilerin vergileri ertelenmiş, diledikleri eşyalarını almalarına izin verilmiş, yol boyunca saldırılara karşı korumak ve ihtiyaçlarının giderilmesi için memurlar görevlendirilmiş, can ve mal güvenlikleri için karakollar kurulmuştur.”
Kitap tabii ki, Kurtuluş Savaşı’nın diğer cephelerine ilişkin de bir sürü deli saçması bilgi ile dolu ama onlar üzerine yazmayı başkalarına bırakalım! Diğer ders kitabında neler yazılmış ona bakalım!
ORTAÖĞRENİM TARİH KİTABI
Kitap, 10’uncu sınıflar için yazılmış ve Osmanlı yönetimindeki Ermenilerin hayatlarını anlatmakla işe başlıyor. Yapılan tam bir cennet tasviri; detaylarına girmek doğru değil; “bu kadar da olsun artık, boş ver”, deyip geçmekte fayda var. Fakat, kitapta 1877-8 Osmanlı Rus Savaşı’na ilişkin ileri sürülen bir bilgi var ki, değme tarihçiye şapka çıkarttırır. Meğer Ruslara karşı 1877-8 savaşının kaybedilmesinin sebebi de Ermenilermiş; Ermeniler isyan etmişlermiş ve Osmanlı ordusunu arkadan kuşatmışlarmış ve Osmanlılar savaşı bu nedenle kaybetmişler, denen aynen şu:
“Osmanlı Devleti’nde ilk defa, bu savaş sırasında Ruslar tarafından kışkırtılan, Ermeniler de isyan ettiler. Ermeni çeteleri Rus orduları ile birlikte hareket ederek Türk askerinin iki ateş arasında kalmasına neden oldular.” Bu durum karşısında çaresiz kalan Osmanlılar ise ateşkes önerisinde bulunmak zorunda kalmışlar.
Bu bilgi daha önce herhangi bir kitapta tekrar edildi mi yoksa ilk defa burada mı dile getiriliyor bilemiyorum. Ama galiba, Yeni Türkiye’de yeni olan, yalana kuyruk eklemektir, dersem çok hata yapmış olmayacağım.
1894-6 VE 1909 KATLİAMLARI
Kitapta yer alan, Ermenilerin Fransız Devrimi’nden etkilenmedikleri, sadece Ruslar tarafından kışkırtıldıkları, ya da 1877-8 savaşı sırasında Müslümanlara zulüm ettikleri gibi bir sürü deli saçması fikirlerle uğraşmayalım; Abdülhamit döneminde, 1894-96 yılları arasında muhafazakâr tahminle 80.000, en geniş rakamla 300.000 insanın öldürüldüğü Ermenilere yönelik katliamlar hakkında söylenenlere bakalım.
Kitaba göre bu tarihlerde katliam falan olmamış.Hiç Ermeni de öldürülmemiş. Sözkonusu olan sadece Ermenilerin kışkırtılması imiş. Kışkırtılan Ermeniler ayaklanmışlar ve Osmanlı güvenlik kuvvetlerini ve Müslümanları katletmişler. İsyanlar, her yere yayılmış ve hatta Ermeniler “isyana katılmayan Ermenileri dahi” öldürülmüşler.
1909 Adana katliamıhakkında verilen bilgi de farklı değil: “Ermeniler 1909’da Adana ve Dörtyol’da Müslümanlara saldırarak katliamlar başlattılar.”İsyanın elebaşısı ise, “Ermeni piskoposu Museg” imiş ve “Osmanlı Devleti’nin isyanı bastırması üzerine Mısır’a kaç(mış) ”. Bu söylenenleri bilgi kategorisinden bile saymak mümkün değil. Yazılanlar, kitap yazarlarının ideolojik körlüğü ile değil, “ne söylersen söyle, yer bu millet, salla gitsin”şımarıklığı ile açıklanabilir. İstediğini yaz, yeter ki Ermeni’ye karşı olsun, yazarların düsturu bu. Nitekim bu şımarıklık olmasa idi, Osmanlı Arşivi’nin Adana katliamına ilişkin çıkarttığı iki ciltlik kitaba bakabilirler; ortada iddia ettikleri Ermeni ayaklanmasının söz konusu olmadığını öğrenebilirlerdi.
1915 KONUSU
1915 konusuna gelince yazılanlar daha da tuhaflaşıyor. Tehcirin nedeni şöyle izah ediliyor; Sarıkamış yenilgisinden “sonra harekete geçen Ruslar; Van, Muş, Bitlis, Erzincan ve Trabzon’u işgal ettiler. Bu bölgedeki Ermeniler de Ruslarla birlikte hareket ederek işgal ettikleri yerlerde katliam yaptılar. Bugün Ermenilerin dünya kamuoyuna duyurmaya çalıştıkları 1915 olayları bu esnada yaşandı.”
Yapılan da şu olmuş; Taşnak ve Hınçak örgütleri hem Ruslarla işbirliği yapıyorlarmış hem de katliamlar yapıyorlarmış, “Osmanlı Devleti (de) Ermenilerin Ruslarla iş birliğini önlemek ve katliamlarını durdurmak için Ermeni terör... cemiyetlerini” kapatmış. Ve Ermenileri “geçici olarak” Suriye’ye göç ettirtmiş.
Kitaba göre, Ruslar tarafından silahlandırılan Ermeniler, “Türk köylerine baskınlar yaparak katliama giriş(miş)”veisyanlar çıkartmışlar. İsyanlar nedeniyle göçe mecbur olan Müslümanlara saldırmışlar ve katliamlar yapmışlar. Osmanlı Hükümeti de bir karşı tedbir olarak, 24 Nisan 1915’te “Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, belgelerine el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanması” için bir genelge yayınlamış. Soykırım diye anılan bu genelge ve buna bağlı olarak yapılan 2345 kişilik tutuklama imiş.
Fakat bu önlemler yeterli olmayınca tehcir kanunu çıkartılmış. Ve “bu kanunla, bölgedekiErmenilerden sadece isyan hareketine karışanlar savaş bölgesinden alınıp ülkenin güvenli bölgelerine göç ve yerleşime tabi” tutulmuşlar. Aynı bölgelerde, yaşayan “Süryani, Keldani, Musevi ve Rum”gibi topluluklara ise hiç dokunulmamış. Kitap yazarları keşfettikleri bu büyük hakikati, “bunların göçe tabi tutulmamaları sadece isyana katılan Ermenilerin göç ettirilmesi dikkat çekicidir”, cümlesi ile hatırlatmaktan gurur duyuyor gibidirler.
Söyleyecek söz bulamadığımı itiraf etmek zorundayım. 1990’lı yıllar aklıma geldi. O yıllarda bu tür deli saçması iddialar çok moda idi. Gündüz Aktan, Şükrü Elekdağ ve Yusuf Halaçoğlu gibileri bu yalanları bilgi diye yayarlardı. Ben de kendilerine, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nin yayınladığı belgeleri okumalarını salık verirdim. Bu belgelerde sadece Edirne, Kütahya, Bolu, Kastamonu gibi Anadolu’nun her yerinden Ermenilerin sürüldüğünü anlatılmıyordu. Ayrıca, vali ve kaymakamlar yazdıkları cevabi tellerde, bölgelerinde hiç Ermeni kalmadığını da bildiriyorlardı.
Bu iddiaların açıktan yalan olduğu anlaşıldıktan sonra bu tür saçmalıkları tekrar eden kalmamıştı. Ama anlaşılan Yeni Türkiyeci kurucuları, vizyoncularını eski yalanlar üstüne kurmaya karar vermişler. Kitaba yakından bakmaya devam edeceğim!
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2025
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020